NASA uzaya araç gönderiyor, YouTube da canlı yayınlıyor.
Bir ara baktım 100 bin beğeni var altta. Bir de beğenmeyen bin kişi var.
Merak ettim, Allah aşkına neyi beğenmedin?
Niye beğenmedin?
Ne olm...
NASA uzaya araç gönderiyor, YouTube da canlı yayınlıyor.
Bir ara baktım 100 bin beğeni var altta. Bir de beğenmeyen bin kişi var.
Merak ettim, Allah aşkına neyi beğenmedin?
Niye beğenmedin?
Ne olmadı sence?
2 milyar dolarlık proje yahu. Gökyüzünü deliyor, uzaya çıkacak.
“Ne işimiz var uzayda!” mı diyorsun.
Sorunun ne?
Her konuda karşı çıkacak birileri bulunur, hem de her konuda…
Günümüzde bunun en belirgin örneklerine sosyal medyada rastlamak mümkün. Günün her saati, hatta her dakikası…
Bir haber, ortaya atılan bir fikir, bir fotoğraf, bir video…
Benzetmede hata olmaz; sabahın 6’sında karşı çıkacağı bir konu ortaya atılsın diye bekleyen bir güruh var sanki. Atletizmde start tabancasının patlaması gibi…
Sonrası linç…
İnsan inandığını görür.
Fikri olmasa bile -ki çoğu zaman yok- kime inanmışsa, kendine yakın gördüğü yazar ya da troller kim varsa, görüşlerini kopyalayıp sözüm ona laf çakmalar…
Anlamadan yargılamalar…
Bini bir para…
Ha, sonra hemen unutuluyor.
Ta ki, muhalefet edilecek başka bir konu ortaya çıkıncaya kadar.
Suçladıkları konunun doğrusu ortaya çıkınca da ne bir özür, ne bir idrak belirtisi, hiç biri yok.
Kaldığı yerden devam ediyor ona buna çatmalar.
Sakin olun biraz yahu, bu ne atar!
Bir örnek daha…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile Türk Halk Müziği sanatçısı Erkan Oğur’un düeti… Kalın, kendi yazıp bestelediği ‘Hiç oldum’ adlı türküyü YouTube üzerinden paylaştı. 9 dakikalık türküyle ilgili açıklamaların olduğu bölümde düzenleme, gitarlar, e-bow ve kopuzda Erkan Oğur'un ismi var.
Aman Allah’ım! Sen misin İbrahim Kalın’ın projesinde yer alan.
Bunca yıllık sanatçıya demediklerini bırakmadılar.
Peki Erkan Oğur, birçok sanatçının albümüne katkıda bulunmadı mı?
Daha önce de Grup Yorum gibi soruşturmaların hedefi olan muhalif sanatçı ve gruplarla birlikte konser vermedi mi?
Peki, Musa Eroğlu ile sağ mahallenin en büyük şairlerinden Abdurrahim Karakoç ‘Mihriban’ türküsünü yaptı. Neden linç yemediler?
Geçiniz şimdi “Biz ne ara kutuplaştık bu kadar?” klişelerini.
Yok asıl kutuplaştıran onlarmış, yok ilk taşı karşı taraf atmış, geçiniz bunları…
Tarihin her döneminde var kutuplaşma. Sağ-sol kavgalarının yaşandığı, günde ortalama 25 kişinin öldürüldüğü 12 Eylül öncesi dönemde yok muydu kutuplaşma? Geçen yüzyıl ortalarında, Menderes döneminde yok muydu? Milli mücadele döneminde yok muydu? Tanzimat döneminde yok muydu? Kralı var hem de… Osmanlıcılık, Batıcılık, İslamcılık, Türkçülük… Fikir ayrımları üst noktada değil miydi? Birbirini yiyordu insanlar.
Siyasi ya da ideolojik fikir ayrılıklarının ötesinde, asıl sorun herkesin birbirini rakip görmesi.
İş hayatında, sosyal hayatta, siyasette, futbolda, her konuda…
Ne yapılması gerektiğini söylemek benim haddime değil ancak bu derdin ilacı Peygamberimizin şu sözünde saklı bence:
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Kim bir kardeşinin ayıp ve kusurunu örterse, Allah da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”