Bir önceki yazımızda koruyucu ve önleyici tedbir kararları arasındaki farkı ifade etmiş ve önleyici tedbirlerin yalnızca hakim tarafından alınabileceğini belirtmiştik. Burada yalnızca mağduru koruma değil, şiddet uygulayan kişi aleyhine bazı yaptırımlar uygulanması mümkün olabilecektir. Hakim, şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere karar verebilecektir:
1. Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına karar verebilir.
2. Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesine karar verebilir.
3. Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması kararı verebilir.
4. Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılmasına karar verebilir.
5. Gerekli görülmesi durumunda korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmamasına karar verebilir.
6. Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesine karar verebilir.
7. Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesine karar verebilir.
8. Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesine karar verebilir.
9. Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesine karar verebilir.
10. Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması kararı verebilir.
11. Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanmasına karar verebilir.
Peki acil durumlar, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ne yapılabilecektir? İşte bu durumlar yukarıda ilk dört maddede sayılmış tedbirler olup, igili kolluk amirlerince de alınabileceklerdir. Ancak kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunmak durumundadır. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Ancak, onaylanmamış bile olsa geçici bir önlem alma yetkisinin burada kolluk kuvvetlerine de verilmiş olduğunu görüyoruz.
İncelemekte olduğumuz 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine İlişkin Yasa’da belirtilen tedbirler ile birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar verilmesi mümkün olabilmektedir. Konu zaten aile mahkemesi hakimlerince incelenmiş olduğundan söz konusu mahkeme bu konularda da görevlidir. Mağdurların ekonomik bağımlılıklarının olması ve şiddet uygulayanın aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi olması durumunda ise 4721 sayılı Tüık Medeni Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir. Bu durum hakimin re’sen nafakaya hükmedebileceğine ilişkin örnek bir düzenlemedir.
Arabulucu Avukat Nurdan Heris