İdari yönden tescilin gerçekleşebileceğine ilişkin olarak yasanın son halinde  “ taraflar bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması”  ile şartları varsa, bu kararlar aile kütüğüne yasada sayılan idare tarafından tescil edilebilecektir.  Hatta bu şekilde boşanan kişilerin, tescil talebinde bulunmadan  ölmüş olması durumunda,  hukuki yararı bulunan kişilerin de bu talepte bulunabilme olanakları vardır. Yönetmelik tarafların aynı anda başvurmasını da şart tutmamıştır.  Diğer taraf, ilk başvurudan itibaren 90 gün içinde idareye başvurursa bu da geçerli bir başvuru yapılmış olacak ve buna göre tescilin sağlanması mümkün olabilecektir.

OLMAZSA NE OLUR?

Yabancı mahkeme kararı ülkemizde tanınmadığı sürece hiçbir uygulanabilirliğe sahip değildir. Yok sayılır, hatta, aynı sonuca ulaşılmak isteniyorsa burada yeniden aynı konuda dava açılıp yargılama yapılması gerekir. Ancak şartları taşıyan bir yargı veya idari karar mevcut ise tanıma/tenfiz işte bu kolaylığı getirmiş ve yeniden yargılama yapılması zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır.

Tanıma/tenfiz gerçekleşmesi durumunda ne olur?

Yabancı mahkeme kararı, aynen Türk mahkemelerince verilmiş mahkeme kararlarının tabi olduğu niteliğe sahip olur.
1. Yabancı mahkeme kararı kesin hüküm olarak karşımıza çıkar ve artık aynı konuda bir daha dava açılması olanağı bulunmamaktadır.
2. Söz konusu karara dayalı olarak icra takibi başlatılabilmesi mümkün hale gelmektedir.

Her ne kadar tanıma ve tenfiz kavramları birlikte kullanılsa da tanıma tek başına icrai işlemin başlatılması olanağı tanımamaktadır. İcrai uygulamanın yapılabilmesi için tenfiz talebinin de yapılması ve karara bağlanması gerekmektedir. Örneğin bir boşanma kararı mahkemece tanınmış olsa da kararın içeriğinde yer alan nafaka, tazminat, mal paylaşımı vesair hükümlerinin icra edilmesi ancak tenfiz kararının da verilmesi ile mümkün olabilecektir.

UYGULANACAK USUL

Tanıma/tenfiz davalarında aile hukukuna ilişkin olanlarında aile mahkemesi görevlidir. Peki, yetkili mahkeme hangisidir?
Ana kural davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğudur. Türkiye’de bir yerleşim yeri bulunmaması durumunda ise Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemeleri yetkili kabul edilmektedir.
Basit yargılama usulünün uygulandığı söz konusu davalarda zamanaşımı da on yıl olarak belirlenmiştir.

Tanıma/tenfiz davasının açılması ile tebligat prosedürünün gerçekleştirilmesi gerektiği aşikardır. Taraflardan birinin yurt dışında olması durumunda biraz zaman alabilecek bir uygulamanın yapılması gerekmektedir.  Tarafların vekilleri marifetiyle temsil edilmesi durumunda sürecin kısalması mümkün olabilecektir. Bu durumda duruşmaya bizzat katılmaları da gerekmemektedir.

ÖZET OLARAK

Yurt dışında bulunan eş o ülkede bulunan konsolosluğa ya da Türkiye içinde Nüfus Müdürlüğü’ne giderse, idare tescili gerçekleştirebilecektir. Eski eş idareye gitmiyor veya ölmüş ise tanıma/tenfiz davası açılması zorunludur.

Ayrıca; ilamda icrai zorunluluk gerektiren bir husus varsa, örneğin nafaka, çocukla şahsi münasebet, tazminat vesair hükümle içeriyorsa bu durumda da tanıma/tenfiz kararı alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Unutulmaması gerekir ki, ilgili ülkede karar zamanaşımına uğramamış olmalıdır. Mahkemece basit yargılama usulü ile çekişmeli olarak yapılacak bir yargılama ile karara bağlanacaktır.

Arabulucu Avukat Nurdan Heris