Devlet hastanelerinde Türk vatandaşlarına kısmen ücretli olan sağlık hizmetleri sunumunun, geçici koruma altındaki kişiler olarak adlandırılan Suriyelilere Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında ücretsiz...
Devlet hastanelerinde Türk vatandaşlarına kısmen ücretli olan sağlık hizmetleri sunumunun, geçici koruma altındaki kişiler olarak adlandırılan Suriyelilere Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında ücretsiz olarak sağlanması, vatandaşlarımızı rencide etmektedir. Geçici Koruma Yönetmeliği 22.10.2014 tarihli ve 29153 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve gerekli şartları sağlayan Suriye uyruklu yabancılar kanun çerçevesinde geçici koruma kapsamına alınmıştı. Dünyanın pek çok ülkesinden gelen mültecilerin içerisinde geçici koruma altına alınan özellikle Suriyeli mültecilerin sağlık hizmetini ikamet adresinin bulunduğu illerde almaları esastır. Kimlik kaydı bulunmayan sığınmacılar ise sadece acil sağlık hizmetleri ile bulaşıcı ve salgın hastalık durumlarında birinci basamak sağlık kuruluşlarından kimlik beyanıyla ücretsiz olarak yararlanabilmektedirler. Mülteciler, birinci basamak sağlık kuruluşları olarak adlandırılan, hastaların ayaktan tedavilerinin yapıldığı sağlık kuruluşları olan, göçmen sağlığı merkezleri, sağlık ocakları, sağlık merkezleri, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezi ve verem savaş dispanserleri birinci basamak sağlık kuruluşlarına doğrudan başvurabilmekte ve sağlık hizmeti alabilmektedirler. Mülteciler birinci basamak sağlık kuruluşlarına ek olarak, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları olarak adlandırılan devlet hastanelerine de doğrudan başvurabilmekte ve sağlık hizmeti alabilmektedirler.
‘BÜYÜK HAKSIZLIK’
Türk vatandaşlarımız ilaçta katkı payı ve muayene ücreti öderken, Suriyeli mültecilerin beş kuruş ücret ödememesi, yıllarca sağlık pirimi ödeyen, işçi memur ve bağkurlu vatandaşlarımızın ve emeklilerimizin, emekli olduklarında yüzde 10, çalışırken yüzde 20, ilaç katkı payı ödemeleri ve devlet hastanelerine gittiklerinde 10 TL muayene ücreti ödemeleri kendi öz vatandaşlarımızı ikinci plana atmaktadır. Suriyeli mültecilerin aldıkları sağlık hizmeti karşılığında ne ilaçta katkı payı ne de, muayene ücreti ödememesi vatandaşlarımıza karşı yapılmış olan büyük bir haksızlıktır. Suriyeli mültecilerden de katkı payı ve muayene ücreti alınması alınan hizmette ki suiistimalleri de ortadan kaldıracaktır. Birinci basamak sağlık hizmetleri sunumunu gerçekleştiren aile hekimliği siteminde bile reçeteye yazılan ilaç başına 1TL gibi cüzi bir ücretin alındığı yerde, mültecilerden ücret alınmaması doğru değildir. Sayılarının 11 milyona ulaştığı ifade edilen mültecilerin giderleri devletin sırtında büyük bir yük haline gelmiştir. Euro kurunun 10 TL ile sabitlenmiş olmasından dolayı da, pek çok ilacın temininde sıkıntı yaşanmasına, vatandaşlarımızın piyasada ki pek çok ilaca fark ödeyerek almasına, sağlık kurulu raporu olan pek çok ilaca bile ücret farkı ödenmesi, bazı ilaçların neredeyse ücretlerinin yarısının vatandaşın cebinden ödenmesi devletin verdiği sağlık hizmetlerini kısmen ücretli hale getirmektedir. Piyasadaki ilaçların yaklaşık yüzde 35 inde ücret farkının çıkması da yaşanan sıkıntıyı ortaya koymaktadır. Mültecilerin yaşadığı bazı bölgelerdeki hastanelerin genel olarak mültecilere hizmet ediyor konumuna gelmesi de olayın vahametini ortaya koymaktadır. Sağlık Bakanlığı ve mevcut hükümet stratejik açıdan oldukça önemli olan ilaç ve aşıların yerli, milli üretimini teşvik etmeli ve ilaç sanayi acilen millileştirilmelidir.