Bazen, siz ne kadar iyi ne kadar mücadeleci olursanız olun, işleriniz yolunda gitmeyebilir. Etrafınızı belirsizlikler rüzgârı sarmış olabilir. Sisli bir günde, gideceğiniz noktayı göremiyor olabilirsiniz. Hepimiz hayatımızda böyle zamanlar geçiririz. Fakat en çok kalp kıran, insanın sevdiği, iyi tanıdığını düşündüğü insanlar tarafından hayal kırıklığına uğratılmasıdır. Bu, en can acıtan noktadır. İnsanlar değişir, değişkendir. Bugün iyi olduğunuz yarın kötü, bugün kötü olduğunuz yarın iyi olabilir. 

Olaylar, tahmin ettiğiniz gibi ilerlemez. Yanlış anlaşılırsınız. Kendinizi ifade etmekten yorulur, susarsınız. Ya da anlaşılamayacağınızı düşündüğünüz için susarsınız ama bir şekilde yorgun düşer ve susarsınız. Hatta susmaktan bile yorgun düşersiniz. 

Hikâye bu ya sisli günler geçiriyorsunuz ya her şey üstünüze de geliyor olabilir. Sanki bütün dünya el birliğiyle size karşı çıkıyordur. Önünüzü göremiyorsunuzdur. Etraf sisli, dumanlıdır.

Bu tarz günlerde, zihnimizde kurarız da kurarız. Neden böyle oldu? Neden beni buldu? Böyle olmasa ne olurdu? Bu tarz sorular listesi uzar da uzar. Gözlerimiz dolar da dolar. 

Peki hiç düşündünüz mü? Yaşadığımız olay neden bizim başımıza gelmesin? Biz insan değil miyiz? Neden olmasın? Bizim diğer insanlardan farkımız ne? Herkes bir şeyler yaşayıp sırasını savmıyor mu? Bize neden sıra gelmesin? Sıramız gelmiş olamaz mı?

Sıramız gelmiştir belki de… Ayrılık, acı, hüzün yaşamak için. Tecrübe olacaktır belki de, gelecek güzel günler için. Hayatımız boyunca unutamayacağımız bir ders olacaktır belki de, düştüğümüzde yanımızda kimlerin olduğunu görebilmek için. Hatalarımızı ayırt etme şansımız olacaktır belki de insanları daha iyi tanımak için. Yaşayacağımız güzel günler yaralarımıza merhem olacaktır belki de kim bilir, her şey daha güzel olacaktır belki…

Her hüznün sonu kötü değildir. Olaylar, çeşitli şekillerde evrilebilir. Hayır da, şer de insanlar içindir. Her biri insanı farklı farklı şekillerde eğitir. 
Çok mu güvenmiştik? Kalbimizi mi açmıştık? Sırtımızdan mı vurulduk? Bir daha kimseye bu kadar güvenmemek mi gerekir? Daha mı dikkatli olmalıyız? Önce bunları düşünmeliyiz. 

Nerede hata yaptıysak, önce bunları düşünüp analiz etmeliyiz. Bir daha yapmamak üzere… Sonra mı? Sonrası, belki de bir çay demleyip temiz havayı içimize çekip, sisli günlerin geçmesini beklemektir.  Gelecek güzel günleri hayal ederek, kendimizi motive etmeliyiz. 

Öyle ya, daha hayat son sözünü söylememiş de olabilir. Belki de, sisli günlerde hayatımızda bitirdiğimiz olaylar, gelecekte hayatımızda temiz, beyaz bir sayfa açmak için, geleceğe büyük harfle başlamak için güzel bir adım da olabilir. Unutulmamalıdır ki, geleceğe atılan her adım, ileriye gitmek içindir. İlerisiyse gelecek güzel günlerin habercisi olabilir ve bir gün, geride kalan sisli günlere bakıp, tebessüm de edebiliriz.