Hayatımızda bazı dönemler vardır. Bu dönemlerde her şeyi sıfırlamak, bazı şeyleri hiç yaşanmamış kabul etmek ve geçmişe sünger çekmek isteriz. “Her şeyi sıfırlayıp, bazı şeyleri yaşanmamış kabul etmek imkânsızdır” dediğinizi duyar gibiyim. O zaman size şöyle cevap vereyim: yaşadığınız olayı, geçmişe sünger çekmek için sıfır noktası olarak kabul edebilirsiniz!

Yazarlığa başlamamın pek çok sebebi vardı. Bunlardan bir tanesi de, hayatımdaki bazı dönemleri başlangıç noktası olarak kabul etmemdi. Örneğin, insanlara bir şeyleri anlatmakta bazen çok zorlanıyordum. Ya ben anlatamıyordum ya da karşı taraf bazı şeyleri anlamamakta ısrarcı davranıyordu. Kısacası kendimi sözlü olarak ifade etmekten bıktığım bir zamana denk gelmişti. Bu bıkkınlık zamanlarımdan bir tanesinde bende şöyle bir düşünce oluştu: “eğer bir şeyler yazarsam, insanlarla sözlü münakaşaya girmeden bazı şeyleri yazılı bir cevap olarak sunabilirim.” Böylece hem kendimi ifade etmiş olur, içimi döktüğüm için rahatlarım, hem de olası bir tartışmayı önlemiş olurum. Bu düşünceden yola çıkarak, kendime hayatın içinde sıklıkla rastlayabileceğimiz karakterler kurgulamaya ve kurguladığım karakterler için çeşitli hayat hikâyeleri üretmeye başladım. Hayatın içinden karakterler diyorum çünkü etrafımız aslında çok fazla insan ve olay örgüleriyle dolu. Haliyle bunlarından da bize ilham kaynağı olması çok normal. Bazı karakterlerse tamamen kurgu oluyor fakat amaç hep aynı: kendini ifade edebilmek ve seninle aynı düşünceye sahip insanları etrafına toplayabilmek. Böylece çoğalmak ve etki alanını genişletmek.

BİR ÖRNEK

Yukarıda size kendi hayatımdan bir örnek verdim. Yani benim hayatımda ne zaman yeniye yer açtığımdan. İnsanlara bir şeyler anlatırken yaşadığım bıkkınlığın hayatımda beni nasıl farklı bir dönemece soktuğundan ve yazarlığımı nasıl tetiklediğinden. Bu bazıları için yazarlık olur, bazıları için ressamlık, bazıları içinse heykeltıraşlık… Örnekleri farklı şekillerde çoğaltmak mümkündür. Fakat anlatılmak istenen nokta şudur: Hayatımızın bazı dönemlerinde yaşadığımız olaylar bizi dönüştürür ve yeniye kapı açarız. Yeni bir aşka, yeni bir mesleğe, yeni bir arkadaşlığa… Büyüklerimiz ne güzel söylemişler aslında “üzülme, bir kapı kapanırken, diğeri açılır” diye. Yaşadığımız olaylar, bizleri çeşitli şekillerde büyütür, dönüştürür ve hayatımız bunlar sayesinde çeşitli dönemece girer, evrilir. Önemli olan, bu dönüşümler sırasında hangi kapıyı kapatıp, hangi kapının kolunu açmak için çevirdiğimizdir. Çünkü her insan yapmış olduğu eylemden sorumludur.  Yeniye kapı açmak, çoğu zaman mutluluk getirir. Heyecan getirir. Çünkü yenilik, yeni hevesleri de beraberinde getirir. Şehir mi değiştirdiniz? Orada tanışacağınız yeni insanlar hayatınıza yenilik getirir, olaylara farklı pencerelerden bakmanızı sağlar. Ülke mi değiştirdiniz? Yeni bir kültür tanıma fırsatı elde edersiniz. Meslek mi değiştirdiniz? Kariyer yolunuza yeni taşlar döşeyerek hayatınıza devam edersiniz. Yenilik, umuttur, coşkudur. Yeniye açılan güzel kapılarınız olması dileklerimle…