Sağlık kurumlarımızda adalet aramak o kadar zorlaştı ki, yüzde yüz haklı olduğunuz konuda bile haklı olduğunuzu ispa...
Sağlık kurumlarımızda adalet aramak o kadar zorlaştı ki, yüzde yüz haklı olduğunuz konuda bile haklı olduğunuzu ispat edemiyorsunuz. Kurum ve kuruluşlarda elbette bazı hatalar kusurlar olabilir ama yapılan adaletsizlikler, gözünüzün içine çomak sokar gibi yapılınca maalesef yapılan adaletsizlikleri hazmetmekte imkansızlaşıyor. Kamu çalışanları içerisinde en fazla haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, maruz kalanlar maalesef bizimde içinde bulunduğumuz sağlık çalışanlarımız. Sağlıkta yaşanan adaletsizliklerin en önemli sebebi sağlık idarecilerinin atamalarının objektif kriterlere dayanılarak sınavlarla yada liyakat usulüne göre yapılmayıp, siyasi torpil ve referansla sözleşme imzalamaları tüm adaletsizliklerin ve mobbingin temelini oluşturuyor. Siyasi torpil yada referansla gelen sağlık idarecilerimizin genel itibarıyla siyasetçilerin taleplerini hayır diyememeleri, sağlık kuruluşlarımızın siyasetin müdahalesine açık hale gelmesine sebep oluyor. Yaklaşık iki yıldır yaşanan pandemi sürecinde, covid yoğun bakımlarda saatlerce tulumların içerisinde, nefes almanın bile zor olduğu M3 maskelerle ve sık aralıklarla nöbet tutan, sağlık çalışanlarımıza destek olunması gerekirken, pandemi sürecinde bile haklarında en fazla tutanak tutulan, en fazla ceza alanlar yine sağlık çalışanlarımız. Yapılan haksızlıklar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler maruz kalan çalışan için adeta zulme dönüşmektedir. GÖKTEN ZEMBİLLEHemen her gün, onlarca hatta binlerce sağlık çalışanımızın sözel ve fiziksel şiddete maruz kalması, buna rağmen halen sağlıkta şiddet yasasının çıkartılmaması, ben öyle istedim oldu diyerek görev yeri değiştirilen personeller, mevcut hükümete yakın sendikaya neden üye olmadın diye sendikasından dolayı mobbinge uğrayanlar, onun yakını, bunun tanıdığı gerekçesiyle görevlerini yapmayan bazı sağlık çalışanlarının iş yükünü diğer sağlık çalışanlarını yaptıranlar ve beş hemşirenin yapacağı işi bir hemşireye yükleyenler, malum sene üye olmadın diye köyden kente gelemeyenler, sahada hiçbir deneyimi olmadan gökten zembille inen idareciler, kadroları olmadığı halde müdür muaviniyim diye ortalıkta gezenler vs. vs. Kısaca, sağlık kurumlarımız o kadar çok siyasileşti ki, maalesef çalışma barışı, çalışma huzuru kalmadı. Randevusuz hasta sayısını artırmayan hekimlere verilen cezalar, aile hekimlerine ve hemşirelerine verilen ceza puanı ve para cezaları da psikolojik baskının yani diğer adıyla mobbingin tuzu biberi. Evladının kaybeden sağlık çalışanı bir babaya destek olunması gerekirken bile, ceza veren bir sistem. Kahraman Maraş’ın Afşin İlçesinde görev yapan Kemal Aydın adındaki bir sağlık çalışanımızın ifadesine göre, doğum için günü dolan, dünyaya gelecek olan bebeğin, ilçede bulunan iki doğum uzmanı doktorumuzun birinin geçici görevle başka ilçeye gönderilmesi ve diğer doğum uzmanı Dr. arkadaşın raporlu olması sonucu, bebeğin anne karnından zamanında alınmaması, sonucunda bebeğin ölmesi ve üzüntüsünü dile getiren bir babaya neden konuşuyorsun diye verilen disiplin cezası. Neresinden tutsak, ne desek bilemiyorum.
“Adaletsizliğin en uç noktası, adaletsizliğin adil sayılmasıdır” der, Eflatun. Haksızlık, hukuksuzluk yapan yöneticilere sesleniyorum. Ellerinizi vicdanlarınıza koyun ve biraz düşünün olur mu? Biz neredeyiz ve ne yapıyoruz ? Bunu bir sorun kendinize.Hemşire sayısı eksikliğinden dolayı çalışma şartları insani değildir. Kurum içinde yapılan servis değişiklikleri gerekçeli kararlarla yazılı olarak yapılmalıdır. Sağlık çalışanlarının baskı mobbing altında çalışması kabul edilebilir bir durum değildir. Sağlık çalışanlarına haklarının verilmesi de bir lütuf değildir. Yaşananlardan hepimiz şikayetçiyiz, hepimiz adalet arıyoruz, hepimiz gasp edilen haklarımızı istiyoruz. Tamam da peki biz sağlık çalışanları olarak ne yapıyoruz? Maalesef pek çok sağlık çalışanımız hiç bir şey yapmıyor. Bugün sağlık çalışanları olarak bizler çok iyi biliyoruz ki, mevcut sistem ve bu sisteme yakın güç odaklarının politikaları sebebiyle sağlık çalışanları yazık ki büyük bir adaletsizlik çarkının içerisinde eziliyor. Şunu da belirtelim ki, adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.