Türkiye'de kadınların eğitim ve iş hayatındaki rolü, son yıllarda önemli gelişmeler kaydetmiş olsa da hala aşmaları gereken birçok zorluk bulunmaktadır. Kadınların bu alanlardaki potansiyelini tam olarak kullanmaları için daha fazla adım atılması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki kadınların eğitim ve iş hayatındaki güçlü katkıları, sadece bireylerin değil, toplumun finansal kalkınması için de son derece önemlidir.
Kadınların eğitim seviyelerinin artması, onların iş hayatındaki başarısını etkileyen temel faktörlerden biridir. Son yıllarda, Türkiye'de kadınların eğitim seviyeleri giderek yükselmekte ve bu da iş dünyasında daha fazla fırsat yaratmaktadır. Ancak, hala eğitim alanındaki fırsatlara tam olarak erişim sağlanamadığı ve bazı engellerle karşılaşıldığı bilinmektedir. Bu nedenle, eğitimde cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların eğitim fırsatlarından tam olarak yararlanmalarını desteklemek görev edinilmelidir.
Ulusal eğitim istatistiklerinin son verilerine göre, ortalama eğitim süresi 2011 yılında Türkiye geneli için 7,3 yıl, kadınlarda 6,4 yıl, erkeklerde 8,3 yıl iken, 2022 yılında Türkiye geneli için 9,2 yıl, kadınlarda 8,5 yıl, erkeklerde 10,0 yıl oldu. En az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki bireylerin toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 75,1 iken 2022 yılında yüzde 91,3 olmuştur. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 67,5, erkeklerin oranı yüzde 82,8 iken, bu oran 2022 yılında kadınlarda yüzde 86,7, erkeklerde ise yüzde 96,1 olarak gerçekleşti. Yüksekokul ve fakülte, yüksek lisans ve doktora mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2008 yılında yüzde 9,1 iken 2022 yılında yüzde 23,5 oldu. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2008 yılında yükseköğretim mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 7,1, erkeklerin oranı yüzde 11,2 iken bu oran 2022 yılında kadınlarda yüzde 21,6, erkeklerde ise yüzde 25,5 oldu.
Kadınların, iş gücüne dahil olması, ekonomik büyümeye ve kalkınmaya katkı sağlamaktadır fakat kadınlar, iş hayatında hala cinsiyet ayrımcılığı ve fırsat eşitsizliği gibi sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunların çözülmesi, iş hayatındaki potansiyellerini tam olarak kullanmalarını sağlayacaktır.
Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılma oranı yüzde 53,1 olarak gerçekleşmiş, bu oran kadınlarda yüzde 35,1, erkeklerde ise yüzde 71,4 olmuştur. 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranı yüzde 47,5 iken, bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde ise yüzde 65,0 ile oldukça farklıdır. En yüksek kadın istihdam oranı, yüzde 37,4 ile Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane illerini içeren bölgede, en düşük kadın istihdam oranı ise yüzde 18,2 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt illerinin yer aldığı bölgede gerçekleşmiştir.
Eğitim durumuna göre işgücüne katılma oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görülmüştür. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 13,9, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27,1, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 36,1, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 43,0 iken, yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 68,8 olmuştur. Kazanç yapısı istatistiklerine göre, yıllık ortalama brüt ücret-maaş ile hesaplanan gösterge için en yüksek fark yüzde 17,1 ile yükseköğretim mezunlarında, en düşük fark yüzde 12,4 ile yine ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşmiştir. Yıllık ortalama brüt kazanç ile hesaplanan gösterge için ise, en yüksek fark yüzde 19,6 ile lise mezunlarında, en düşük fark ise yüzde 14,5 ile ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşmiştir. Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre şirketlerde üst ve orta düzey yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2022 yılında yüzde 19,6 oranında gerçekleşmiştir.
Türkiye'nin kadın istihdamını geliştirmek, sadece ekonomik büyümeyi teşvik etmekle kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve toplumsal refahın artırılması açısından da önemli bir rol oynayacaktır. Bu nedenle, devletin, iş dünyasının ve sivil toplumun iş birliği içinde hareket ederek kadın istihdamını destekleyici politikaları hayata geçirmesi gerekmektedir. Yalnızca bu şekilde Türkiye, kadınların potansiyelini tam olarak kullanarak daha kalkınmış ve gelişmiş bir toplum haline gelebilir.
Gelecek hafta verilerin açıklanacağı takvimden önemli olanları aşağıda paylaşıyorum.
Ekonomik veri takvimi
11 Mart 2024, Pazartesi Türkiye Perakende Satışlar (Aylık-Yıllık)
11 Mart 2024, Pazartesi Türkiye İstihdam Verileri
12 Mart 2024, Salı Almanya TÜFE (Aylık-Yıllık)
12 Mart 2024, Salı Türkiye Cari İşlemler Dengesi
12 Mart 2024, Salı Türkiye Sanayi Üretimi (Aylık-Yıllık)
12 Mart 2024, Salı ABD TÜFE (Aylık-Yıllık)
13 Mart 2024, Çarşamba İngiltere GSYH (Aylık-Yıllık)
13 Mart 2024, Çarşamba Euro Bölgesi Sanayi Üretimi (Aylık-Yıllık)
14 Mart 2024, Perşembe OECD İşsizlik Oranı
14 Mart 2024, Perşembe ABD Perakende Satışlar (Aylık-Yıllık)
15 Mart 2024, Cuma ABD Sanayi Üretimi (Aylık-Yıllık)
Ekonomi ve finans sözlüğü
Cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkı: Erkek ve kadın arasındaki ücret veya kazanç farkının erkek ücret veya kazancına yüzdesel oranı olarak tanımlanmaktadır.
Zaman değeri: Şu an alınan paranın gelecekte alınacak paradan daha değerli olduğunu ifade eden finansal bir teoridir.