Hemen hepimiz günlük hayatta görür ve yaşarız.
Yetki kişidedir, etkisi yoktur. Etkilidir, yetkisi yoktur. İktidardır, muktedir değildir. Muktedirdir, iktidar değildir.
Memur sendikalarının üye sayıl...
Hemen hepimiz günlük hayatta görür ve yaşarız.
Yetki kişidedir, etkisi yoktur. Etkilidir, yetkisi yoktur. İktidardır, muktedir değildir. Muktedirdir, iktidar değildir.
Memur sendikalarının üye sayılarıyla ilgili tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Mayıs aidat kesintilerinin temel alındığı ve her temmuzun ilk haftasında yayımlanan memur sendikalarının üye sayılarına göre, 1 milyon 994 bin 845 memur, memur sendikalarına üye. Açıklanan üye sayılarına göre memurların yüzde 72. 63’ü sendikalı. Her yıl yayımlanan sendikalı memur sayısı aynı zamanda mevcut hükümet ve yetkili sendikalarla her iki yılda bir yapılan toplu sözleşmelerde de masaya kimin oturacağını da belirliyor.
Bu yıl da memur sendikalarında bulunan 11 iş kolunun 11’inde de Memur Sen Konfederasyonu’na bağlı sendikalar yetkili oldu. Demek ki, hükümete yakınlığıyla bilinen sendikadan memurlarımız memnun. Memnun olmasalar üye olmazlar. Diyeceğim de diyemiyorum.
Diyeceksiniz ki, memnun değillerse neden üye oluyorlar? Elbette doğru soru.
Çünkü memurlarımızı ziyaret ettiğimizde en az yüzde 80’i ekonomik, sosyal, çalışma şartlarından memnun değil. Hükümete yakın olan sendikalara üye olmalarının, üye oldukları sendikaların doğru sendikacılık yaptıkları için değil, farklı gerekçelere dayandığını ifade ediyorlar.
Ancak, maalesef memurlarımızın pek çoğunun sendikal bilinçten uzak olması, üye oldukları sendikadan neyi isteyebileceklerini ya da neyi isteyemeyeceklerini bilemedikleri için sendikaları, daha doğrusu parti kontrolünde olup hükümete destek veren sendikalarda üye olarak kalmak kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. Aynı zamanda görev yaptıkları kurumda çalışma huzurlarının bozulmasından korkan pek çok memur, hükümete destek veren sendikalara üye olmayı tercih ediyor. Doğru bir yaklaşım mı? Kesinlikle hayır. Ancak ülkemizdeki sendikal bilincin, daha doğrusu sendikal bilinçsizliğin bugün geldiği nokta bu.
Tabii, yetkili oldukları günden bu güne memurların maaşlarının erimesine, alım gücünün düşmesine, itibarsızlaştırılmalarına göz yuman, kamu kurumlarında haktan, hukuktan, adaletten her gün daha çok uzaklaşılırken göz yumanlar, hatta sebep olanlardan sendikacılık beklemek elbette doğru olmaz.
2021’de yapılan toplu sözleşmelerde yetkili olan, 2022’de ilk 6 ay için yüzde 5, ikinci 6 ay için yüzde 7 zamma imza atan yetkili sendika ve memur maaş zamlarıyla ilgili bir talebi bile olmayan sendika bile üye sayısını artırmış. Üye sayılarımızı artırdık diye sitelerinde boy boy ilanlar var. Şu kadar üye artırdık, bu kadar üye artırdık diye. Peki nasıl oluyor da, sendikacılıktan uzak, iktidarı destekleyen söz konusu sendikalar üye sayıları artırabiliyor? Emin olun ki 2021 toplu sözleşmelerinde mevcut hükümeti destekleyen sendikaların en önemli gündem maddesi, bir genel seçimde iktidar değişirse biz üye kaybını nasıl önleyebiliriz sorusuna cevap aramak ve çözüm bulmaktı. Ve bu sorunun cevabını, neredeyse memurlar adına talep ettikleri tüm taleplerden vazgeçerek “bir iş kolunda çalışanların yüzde 1’ini üye yapamayan sendikalara sendika ödeneğinin ödenmemesi” ile ilgili toplu sözleşmeye koydurdukları maddeyle buldular. Hem de geçmişte aynı konuda dava açmış olmalarına rağmen. Ve sonuçta toplu sözleşmeyi de mutabakatla yüzyılın sözleşmesi diyerek imzaladılar. Hem de yüzde 5 + yüzde 7 maaş zammına. Tabii yüzde 5 ve yüzde 7’nin maaş zammı olmadığını enflasyonla düzlendiğini de unutmamak gerek.
Toplu sözleşme tekliflerindeki tüm taleplerinden vaz geçerek diğer sendikaları ortadan kaldırmak ve yeni sendikaların kurulmasını önlemek amacıyla 6. Dönem (2022-23) Toplu Sözleşme’nin 23. maddesine koydurdukları “Yüzde 1 barajı” ile ilgili Danıştay 12. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı vermesinin ardından söz konusu sendikaların dışındaki sendikalar üye sayılarını hızla artırmaktalar. Yani korkunun ecele faydası yok. Bugün olmazsa yarın korktuğunuz başınıza gelecek.
Doğru sendikacılık bir partinin kontrolünde yapılmaz. Doğru sendikacılık, bireysel çıkar ve menfaatler üzerinden yapılmaz. Çalışanın hakkını, hukukunu, korumak ve kollamak için yapılır.