Türkiye’de gündem o kadar çabuk değişiyor ki, inanın insanın başı dönüyor. Biz gazeteciler bile artık hangisine yetişeceğiz bilemedik. Kamuoyuna neyi nasıl, doğru ve açık biçimde anlatmak gerçekten zo...

Türkiye’de gündem o kadar çabuk değişiyor ki, inanın insanın başı dönüyor. Biz gazeteciler bile artık hangisine yetişeceğiz bilemedik. Kamuoyuna neyi nasıl, doğru ve açık biçimde anlatmak gerçekten zor. Allah hepimize kolaylıklar versin. Geçtiğimiz hafta bugün, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’e geldi. Çiğli tramvayının temel atma törenine katılan Kemal Bey, konuşmasında öyle bir laf etti ki, yankısı hafta içinde ta Ankara’dan geldi. Sayın Kılıçdaroğlu ne demişti, bir hatırlayalım. Partisine mensup bir belediye başkanının yönettiği İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin dış dünyadaki kredibilitesinin, Hazine’ninkinden daha yüksek olduğunu, hatta Hükümet’in dışarıdan bulduğu kredi faiz oranlarından yarı yarıya daha düşük oranla borç bulabildiğini söyledi. Elbette rakamları bizlerin bilmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise çarşamba günkü grup toplantısında, gündemine İzmir’i alarak, cevabi nitelikte bir konuşma yaptı. Konuşma hayli sertti. Belli ki Sayın Erdoğan, bir büyükşehir belediyesinin devletle kıyaslanmasına içerlemiş. Bunlar siyasetin cilveleri. Gün geçmiyor ki, bu ve benzeri polemikler yaşanmasın. Hele hele grup toplantılarına bakınca, kanlı-bıçaklı bir durum var zannediyorsunuz. Cumhurbaşkanı, kentimizde yaşanan sel felaketinin yol açtığı mağduriyetlerden de CHP ve belediyesini sorumlu tuttu. Evet İzmir’de bir altyapı sorunu var. Bunu zaman zaman biz de bu köşede dile getirmiyor değiliz. Ancak bu defa farklıydı. Cumhurbaşkanımızı temin ederim ki, hangi altyapıyı kurarsanız kurunuz, o felaketi önleyemezdi. Sayın Cumhurbaşkanı su konusunda ifade ettiklerinde yerden göğe kadar haklı. Evet kendisinin zamanın Bakanı Sayın Veysel Eroğlu’na talimatı ile Gördes Barajı’ndan İzmir’e su getirilmiştir. Bunu inkar haksızlık olur. Tüm bu gelişmelerin ardından, İzmir Büyükşehir Belediyesi, kamuoyuna bazı bilgileri açıklamak zorunda kaldı. Açıklamada en ilginç bölüm, “Gördes Barajı su tutmamaktadır! Bu dibi delik baraja rağmen DSİ, geçtiğimiz 10 yıl süresince hatta hiç su vermediği 3,5 yıl da dahil olmak üzere ve sanki kendi taahhütlerini yerine getirmiş gibi İZSU’dan tahsilat yapmaktadır. Yani İzmirliye kullanmadığı suyun bedelini ödetmektedir” denilen kısım. Gerçekten ilginç. DSİ, taahhüt ettiği suyu veremiyorsa, neyin tahsilatını yapmaktadır. Zira, İZSU parayı vatandaştan tahsil etmektedir. Kimse kusura bakmasın, su faturalarının neden kabarık kabarık rakamlarla geldiği buradan anlaşılmıyor mu? Çok yazık. Neyse bunu da bu sayede öğrenmiş olduk. Kısacası, İzmir’in ve sorunlarının bir süre daha iktidar ile muhalefet arasında siyasi malzeme olacağı kesin. Olansa bu güzelim kentte yaşayanlara oluyor. *** İzmir’de siyaset hayli hareketli. Son gelişme CHP’den ayrılan Sayın Muharrem İnce’nin bu kentte de karşılık bulduğu veya bulacağı. Zaten İnce, İzmir’den Mehmet Ali Çelebi’yi vekil listesine kattı bile. Elde var bir. İnce’nin kuracağı partinin İzmir’deki kurucu Başkanı CHP eski İl Başkan Yardımcısı Cüneyt Oğuz olacak. Oğuz bunu açıkça ifade etti. Onun açıklamalarının ardından Tire’den ses geldi. 300’ün üzerinde CHP’lini istifa ettikleri konuşuluyor. Muharrem İnce cephesini yakından takip etmekte fayda var. Bu çözülmelerin devam edeceği anlaşılıyor. Yine İzmir’de, Ali Babacan’ın genel başkan olduğu DEVA Partisi İl Başkanlığına atanan iş kadını Seda Kaya Ösen ile iyi gidiyor. Kısa sürede 15 ilçede başkan belirlemek her yiğidin harcı değil. Yolları açık olsun. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nde ise işler karışık. 4’üncü il başkanı atandı ama ilçeler bir türlü durulmuyor. Anlayacağınız, genel olsun yerel olsun siyasette ortalık yine toz duman.