Türk insanı, kendini dünyanın jandarması zanneden ABD'den pek hazzetmez. “Sam Amca” diye ad takılan tasvir edildiği resimde dünyaya “parmak sallayan” sözde dünya efendilerinin, bu kadim topraklarda gözünün olduğunu bilir. Biz anti emperyalist bir milletiz. Emperyalist ülke ve yönetimlere karşı Çanakkale başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı ve onlarca savaş vermiş, elde ettiği zaferlerle de onurlu bir yaşam sürmeyi şiar edinmiş bir ulusuz. Bu topraklardaki vatan ve millet aşkını dünyada başka bir ülkede göremezsiniz.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bunu zamanında görmüş olması, Ulusumuz için büyük bir onurdur. Tüm güçlük ve yokluklara rağmen verilen Kurtuluş Şavaşı mücadelesi dünyanın en şanlı zaferleridir. Bu zaferler ki genç bir Cumhuriyet’in doğmasına zemin hazırlamıştır. Bugün artık 101 yaşında olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Orta Doğu'da barış ve istikrar timsali olarak, bölgesinde başka acıların yaşanmaması için yoğun çabalar sarfetmektedir.
Dünyadaki mazlum milletlerin yanıbaşında, onlar için elini değil, gövdesini taşın altına koyan bir Türkiye vardır. Ancak bu fedakarlıklar karşısında gördüğü muamele gerçekten de haksızlıkların “nirvanası”dır. ABD seçimleri sonucu Donald Trump bir kez daha başkan seçilmiştir. Amerikalıların tercihine elbette bir diyeceğimiz yok. Ne halleri varsa görsünler. Bu olayın bizi ilgilendiren tarafı ABD ve başkanlarının dünyaya efendilik taslamasıdır. Hatırlayalım. “Sam Amca”nın çılgın Başkanı Donald Trump, ilk başkanlığında neler yapmıştı bize.
Meşhur CIA ajanı Rahip Andrew Brunson'u içeri atttığımızda bizi tehdijt etmiş, “Ekonominizi mahvederim” demişti. Dediğini yaptı da. Dolar bir anda 6-7 liralardan 18’lere fırladı. Türkiye, F-35 Proje ortaklığından çıkarıldı. Yeni nesil bu uçağa yatırdığı parayı hala alamadı. O paraları şimdi F-16’ların modernizasyonunda kullanmak için bastırıyoruz. Ama onda bile direniyorlar. Mesele hala sürüncemede.
“Demokrasi getireceğim” diye taş üstünde taş bırakmayan, liderini dünyanın gözleri önünde idam sehbasında sallandıran Saddam’ın Irak’ından hala çıkmayan ABD, Suriye’deki varlığı ile hala bizim için büyük bir tehdittir. Ayrıca eğitip donattığı YPG’nin aslında eli kanlı terör örgütü PKK olduğunu sağır sultan bile biliyor. Bir ülkenin, “Müttefik”inin azılı düşmanına yardım etmesi, hiç de öyle yenilir yutulur cinsten bir olay olarak görülemez.
Türk Milleti’nin kutsallarından Mescid-i Aksa ve onun içinde bulunduğu kent olan Kudüs’ü “terör devleti” İsrail’in başkenti ilan etmesi de Donald Trump’un hatalarındandır. Bugün gelinen noktada Gazze’de soykırım yapan, Lübnan’da Hizbullah liderlerini öldüreceğim diye katliamlara girişen “Katil” Netenyahu’ya bu cesareti veren ABD ve başkanlarıdır.
ABD’nin son hamlesi, Yavruvatan Kıbrısımızın Rumların işgali altındaki güney kısmına bir üs kurma girişimidir. Bundan önce, Girit başta olmak üzere Yunanistan topraklarında 9 üs kuran ve bu üsleri savaş uçakları tanklar ve füzelerle donatan “Uncle Sam”, acaba bunları kim için yapmaktadır. Kuşkusuz bizim için.
O halde soralım. Mister Prezident Trump, ilk döneminde yaptığı bunca hatayı, önümüzdeki 4 yıllık başkanlığında tekralayacak mıdır, yoksa ders alıp, dostluğunu mu gösterecektir. Buna hiç ihtimal vermiyorum. Atalarımız, “Hazır ol cenge, istersen sulh-u salah” diye boşuna dememiştir. Biz hazırız. Trump’un politikalarını pür dikkat bekleyip göreceğiz.