Seçimler yaklaştı ya, Türkiye’de meseleler tek tek çözülüyor. Ama işin açıkçası tuhaf bir biçimde. Nasıl mı? Muhalefet gündeme getiriyor, iktidar gereğini yapıyor. Olsun. Bu da güzel bir gelişme değil...
Seçimler yaklaştı ya, Türkiye’de meseleler tek tek çözülüyor. Ama işin açıkçası tuhaf bir biçimde. Nasıl mı? Muhalefet gündeme getiriyor, iktidar gereğini yapıyor. Olsun. Bu da güzel bir gelişme değil mi?
Üç yıl önceydi sanırım. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bayramlarda torunlarına verecek harçlık bulamayan emekliler için, “Emeklilere ikramiye verin!” deyiverdi. İktidar önce, mırın kırın etti, sonra baktı olacak değil, emeklilere iki bayramda bin’er lira ikramiyeyi hayata geçirdi. Sonraki yıl, 100 TL artış yapılan ikramiyede her nedense geçtiğimiz iki bayramda zam gelmedi. Halbuki muhalefet söylemişti. Yapılmadı. Şaşırdık doğrusu.
Yıllardır bu ülkede 3600 ek gösterge konuşulur durur. Her nedense 1 milyona yakın memur ve emeklisini, onun da hepsini kapsamıyor sanırım, ilgilendiren bu mesele Meclis’ten geçti. Bu konuda da bastıran muhalefet olmuştu.
Şimdi sıra, EYT’lilerde. Yıl sonu yaklaşırken onun da yasalaşacağından adım gibi eminim. Emeklilikte yaşa takılan bu kesimin de sorunu çözülecek. Seçim yaklaşırken, oylarını alabilmek için onların da ağzına bir meme verilecek. Eee, yol açıldı bir kere.
Geçtiğimiz günlerde, KYK borçluları haklı olarak ağlamaya başlayınca, çözüm bulundu. KYK, yani Kredi ve Yurtlar Kurumu, üniversite öğrencilerine eğitim hayatları boyunca kredi cinsinden her ay maaş gibi para ödüyor. Bu kredileri üniversite eğitimimiz sırasında hepimiz aldık. Sonra da ödedik.
Bizim zamanımızda, kredi faizleri memur maaş artış katsayısına bağlı idi. Ama şimdi öyle mi? TV’de bir haberde izlemiştim. 25-30 bin lira kredi alan bir üniversitelinin borcu 80-100 bin liralara çıkmış. İnsan kendi kendine, “Bu da ne ya?” demekten kendini alamıyor doğrusu. Böyle soygun düzeni olur mu? Bunları kim bu hale getiriyor.
Ama bu konuda da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu devreye girdi. “Bu kredi borçlarını ödemeyin. Biz geliyoruz. Anapara dışında faizleri sileceğiz” deyiverdi. Sen misin bunu diyen. Tıpkı önceki olaylarda olduğu gibi, iktidarı bir telaştır aldı. Muhalefetin “rol” çalmasına izin verilmedi. Sayın Cumhurbaşkanı’na durumun aciliyeti hemen iletildi.
Sayın Cumhurbaşkanı, sağolsun gençlerin bu sorununu da çözdü. Hafta başı Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklama ile borçların faizlerinin silineceğini, sadece anaparasının tahsil edileceğini müjdeledi. Sanırım sorun şimdilik çözüldü. Anlayacağınız yine muhalefet gündeme getirdi, iktidar çözdü.
Şimdi soruyorum. Bir iktidar, bunu niye yapar? Mesele ortaya çıkmadan, kamuoyuna yansımadan duruma neden el koymaz. İlla da muhalefetin mi konuyu gündeme taşıması gerekiyor. Muhalefet söyleyip, iktidar yerine getirince, onu kendisi mi yapmış oluyor, yoksa bu durumda puanı millet nezdinde muhalefet almış olmuyor mu?
Ben siyasetçi değil, gazeteciyim. Tarafsız gözle veya insanca baktığımda hiçbir zaman haksızlık yapılmasına taraftar olamam. İşte bunun için tuhafıma gidiyor. Son zamanlarda, “gemi azıya alan at” misali, önüne gelen, fırsatını yakalayan, her türlü mal ve hizmete insafsızca zamlar yapmaya başladı. Bunun sonu nereye varacak anlamak mümkün değil.
Peki hadi piyasa başıboş, denetim menetim yok diyelim. Ama devletimizi yönetenler bunu yaparsa, biz diğerlerine ne diyeceğiz. Bence, vatandaşın hesap soracağı o seçim sandığı yaklaşırken, iktidarın muhalefet gündeme getirmeden sorunlara el koyması gerekmiyor mu?
Bir çift sözüm de muhalefete. Toplumun meselelerine duyarlılıkta doğru yoldalar. Kendilerini kutluyorum. Ama yarın iktidara gelirlerse, buna dikkat etsinler. “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” olmasın!