Dünyaya kafa tutan İsrail'in Gazze'ye saldırısı bir ayı geçti. Katliam ve soykırıma önce bombalarla başlayan eli kanlı bu Siyonist Devlet, kara harekatına başlarken, Hamas'ın silahlı kanadı El Kassam Tugayları'nın önemli bir mukavemeti ile karşılaştı. Ortada apaçık bir orantısız güç kullanımı var. Vatanları Gazze'yi savunan Hamas mücahitleri bulabildikleri füze ve tanksavar silahlarıyla karşı koymaya çalışıyor.
Hamas'ın bu şartlar altında İsrail'e karşı durması çok zor. Kadınları ve çocukları korumaya çalışan mücahitler, bir bir şahadet makamına erişiyor. Dünyanın gözü önünde bir aydır süren bu soykırımda “on dakikada” bir bebeğin hayatını kaybettiği açıklanıyor. Diğer yandan baştan beri İsrail'in arkasında duran, uçak gemilerini, denizaltılarını hülasa tüm savaş makinalarını Doğu Akdeniz'e yığan ABD, bir taşla iki, hatta üç kuş vurmaya çalışıyor.
Birincisi patronu İsrail'in güvenliğini sağlamaya çalışan Sam Amca, ikincisi İran'a ve Rusya'ya gözdağı veriyor. Üçüncüsü de kim ne derse desin Siyonizmin nihai hedefi Arz-Mevud’u sağlamanın yolunu açıyor. Bu da yıllar önce dünyanın gündemine getirilen Büyük Ortadoğu Projesi yani BOP'tur.
Tüm bunlar olurken güya bir Arap ülkesi olan Suudi Arabistan'da ne hikmetse eğlenceler düzenleniyor ve buna tüm Arap ülkeleri iştirak ediyor. Sanki soydaşları Filistinliler'in katledilmesini kutlar (!) gibi. Buna ihanetten başka bir isim verilebilir mi? Bizlere, yazıklar olsun demekten başka çare kalmıyor. Şimdi İsrail'in katliamlarına sessiz kalanlar yarın kendileri aynı duruma düşerlerse bakalım o zaman ne yapacaklar.
Arap devletleri Gazze'nin yok edilmesinin ayıbını hayatları boyunca taşıyacaklardır. Bu konuda Türkiye'nin çabaları takdire şayandır. Ateşkesin sağlanması için çaba gösteriyoruz ancak dünyada yalnız kalmış durumdayız. Çeşitli ülkelerde İsrail karşıtı eylemler maalesef ne ABD'yi ne de Netenyahu'yu durdurabiliyor. Bu soykırımın, bebek ve kadın katliamının durması en büyük dileğimiz. Ancak hiçbir ülke bunu nasıl yapacağını bilemiyor. Gazze çığlık çığlığa yaşam savaşı veriyor.
CHP DEĞİŞEBİLECEK Mİ?
CHP'de 13 seçimden mağlubiyetle çıkan Kemal Kılıçdaroğlu kongrede de kaybetti. Kazanan "Değişim" vadeden Özgür Özel ve ekibi oldu. Genel Başkan'ın ardından Parti Meclisi ve diğer kurullar da belirlendi.
Listelere şöyle bir göz attığımda evet Kılıçdaroğlu'na yakın bazı isimler yok. Ama bazı isimler hala orada. Mesela Türk Ordusuna "kimyasal silah kullanıyor" iftirasını atan ve bu yüzden hakkında fezleke hazırlanan Sezgin Tanrıkulu da.
Kongrede Kılıçdaroğlu'nun ardından cezaevindeki Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'ya selam gönderen bir Genel Başkan Özgür Özel. Söylem ve sloganlar böyle ise değişim bunun neresinde?
Gelelim Kılıçdaroğlucu belediye başkanlarına. Kurultay öncesi kendisi ile boy boy fotoğraf veren bu başkanlar, şimdi de çeşitli vesilelerle bir araya geldikleri yeni genel başkanla fotoğraflarını yayınlıyorlar. Bu tabiri caizse kendini kandırmaktan başka bir şey değildir. Yerel seçimlere 5 ay kalırken bakalım CHP'de değişim olacak mı, olacaksa nasıl olacak. Bekleyip göreceğiz.