////Bisiklet sürmeyenler, sürenleri görünce “Valla en iyisi bisiklet” diyor. Ama gelin görün ki bisikleti hayatlarına dahil etme konusunda epeyce isteksizler. Bunu anlamak güç değil aslında

Şunun şurasında İzmir’de mesleğini icra ederken bisiklet kullanan tek gazeteciyim. Bırakın da bu kadarcık övüneyim. Ama burada bir açıklama yapayım. Bisiklet sürüyor olmamın İzmir Büyükşehir Eski Belediye Başkanı Tunç Soyer’le hiç ilgisi yok. Beyefendinin beş yıllık dönemi boyunca bildiğiniz eziyet çektim. Beni bisikletle gören meslektaşlarım “Ooo Tunç Başkan usulü yaşıyorsun” deyip durdular. Zaten, güzelim İzmir’de Tunç Soyer’den önce bizim bisiklete binmeyi akıl edecek kapasitemiz yoktu! Bir kalem geçeceğim ama şunun bilinmesini isterim: 9 yaşından beri işçilik yaparım ve her işçiliğim bisikletle iç içe olmuştur. Muhabirlik dahil. Yine de kulakları çınlasın, Tunç Başkan bisiklet konusunda bir farkında olmak konusunda önemli bir duyarlılığı gösterdi. Katkı sundu. Okuyuculara sözüm söz. Bu hafta da bisiklet sürmenin sağlığa faydalarını konuşacağız ve belki birazcık ülkemizdeki bisiklet yollarının durumuna bir göz atacağız.

BEDEN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİSİ

Günümüzde sağlıklı yaşam tarzlarının önemi giderek artmaktadır. Bu bağlamda bisiklet sürmek, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık açısından birçok fayda sunan popüler bir aktivitedir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde olumlu etkileri bulunan bisiklet sürme, günümüzde pek çok insan tarafından tercih edilmektedir.

Bisiklet sürmek, kalp sağlığını dinç tutan bir aktivitedir. Düzenli bisiklet kullanımı, kalp atış hızını artırarak kan dolaşımını iyileştirir. Bu durum, kalp hastalıkları riskini azaltırken, aynı zamanda dayanıklılığı da artırır. Ayrıca, bisiklet sürmek, kasları güçlendirir. Özellikle bacak kasları üzerinde etkili bir çalışma sağlar. Ayrıca, vücudu sıkılaştırarak genel görünümü iyileştirir.

Bisiklet sürmek, kilo kontrolüne de yardımcı olur. Düzenli olarak bisiklet kullanan bireyler, kalori yakma potansiyelini artırarak sağlıklı bir kiloyu koruma konusunda avantaj sağlarlar. Bunun yanı sıra, eklem dostu bir aktivite olduğundan, yaralanma riski düşüktür. Özellikle koşu gibi yüksek etkili sporlarla karşılaştırıldığında, bisiklet sürmek daha az zorlayıcıdır.

DÜŞÜNSEL SAĞLIĞA KATKILARI

Bisiklet sürmek sadece fiziksel sağlık açısından değil, zihinsel sağlık açısından da faydalıdır. Egzersiz yapmanın ruh halini iyileştirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bisiklet sürmek adeta doğal ağrı kesicidir. Bu da stres seviyelerini azaltır ve mutluluk hissi yaratır. Dışarıda bisiklet sürmek, doğayla iç içe olmayı sağlayarak, zihinsel rahatlama ve huzur verir. Bisiklet hele de ormanlık alanda sürülüyorsa tadına doyum olmaz. Yapıyoruz ki söylüyoruz. Ayrıca, bisiklet sürmek sosyal bir aktivitedir. Arkadaşlarla veya aileyle birlikte yapılan sürüşler, sosyal bağları güçlendirir. Bu tür etkinlikler, insanları bir araya getirerek, paylaşım ve dayanışma duygusunu artırır. Aynı zamanda, yeni insanlarla tanışma fırsatı sunar.

ÇEVRE DOSTU ULAŞIM

Bisiklet sürmek, çevresel açıdan da önemli avantajlar sağlar. Bisiklet, karbon salınımını azaltan çevre dostu bir ulaşım aracıdır. Trafik yoğunluğunu azaltır ve hava kirliliğini düşürür. Şehirlerde bisiklet yollarının artması, sürdürülebilir şehirleşme için kritik bir adımdır. Bu sayede, şehirlerin daha yaşanabilir hale gelmesine katkıda bulunur.

Bisiklet sürmek, bireylerin fiziksel ve zihinsel sağlıklarını destekleyen, sosyal etkileşimleri artıran ve çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunan bir aktivitedir. Sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemek isteyen herkesin bisiklet sürmeyi hayatına dahil etmesi önerilmektedir. Böylece, hem kişisel hem de toplumsal faydalar sağlanabilir.

BİSİKLET YOLLARININ DURUMU

Bu konuda Türkiye’nin en şanslı illerinden biri olan İzmir’de yaşıyor olmak çok kıymetli. Ancak eksiklikler yok değil. öncelikle bisiklet yolları büyük ölçüde sahilde bulunmakta. Çevre ilçeler konusunda bir şey diyemem ama İzmir’in Konak-Karşıyaka gibi ilçelerinde durum bu. Paylaşımlı yollar yetmez. Bisikletin her semtte özgür olacağı bir kent görmek hakkımızdır.

Gelelim genel duruma….Büyük şehirlerde durum umut verici. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde bisiklet yolları yapılmaya başlandı ancak bu yollar genellikle yetersiz ve birbirine bağlı değil. Örneğin, İstanbul’da bazı bölgelerde bisiklet yolları mevcutken, diğer bölgelerde bisiklet kullanmak tehlikeli olabiliyor.

Kıra doğru açıldıkça ya da şehirlerin nüfusu azaldıkça bisikletin durumu kötüye gidiyor. Küçük şehirlerde ve kırsal alanlarda bisiklet yolları genellikle yok. Bisiklet kullanımı, çoğu zaman yaya yollarında veya trafiğe açık yollarda yapılmak zorunda kalıyor.

Bisiklet yolları konusunda yasal düzenlemeler yok değil. Bisikletin yasal olarak tanınması ve bisiklet yollarının inşasıyla ilgili bazı yasal düzenlemeler mevcut, ancak uygulama düzeyi farklılık gösteriyor.

BİSİKLET SİSTEMLERİ

Bu alanda günden güne çağdaş standartları yakalama konusunda gayretler yok değil. Son yıllarda bazı belediyeler, bisiklet dostu şehirler yaratma çabaları içerisinde. Bisiklet yollarının artırılması, kiralık bisiklet sistemlerinin kurulması gibi projeler hayata geçirilmeye başlandı.

Bu çabalar farkında olmak adına önemli gelişmeler sağlıyor. Toplumda bisiklet kullanımı konusunda artmakta. Özellikle çevre dostu ulaşım alternatiflerine yönelme eğilimi, bisiklet kullanımını artırıyor.

Tabii bu alanda zorlukları da görmek gerekiyor. Altyapı eksiklikleri bunun başında Birçok şehirde bisiklet yolları yetersiz ve güvenli değil. Bu da bisiklet kullanıcılarını tedirgin ediyor.

Trafikte bisikletlinin yok sayılması ve açıkçası can güvenliğini zora sokuyor. Trafik yoğunluğu, bisiklet sürücülerinin güvenliğini tehdit ediyor. Araçlarla paylaşmak zorunda oldukları yollar, kazalara neden olabiliyor. Sürücülerin tehlikeye açık bir araç olan bisiklete karşı hassas olmamaları da ayrı bir konu. Bazı bisikletli arkadaşlarımız kocaman harflerle “Bisikletime çarparsan ölürüm” yazısını bisikletin önüne ya da arkasına yapıştırdıklarını bile gördüm. Lakin, bazen bu da yetmiyor. Daha açık nasıl söylenir bilmiyorum ki…

Öte yandan Türkiye'de bisiklet genellikle spor veya hobi olarak görülüyor, günlük ulaşım aracı olarak kullanımı yaygın değil. Oysa, Türkiye’nin birçok kentinde işçiler işe bisikletle gidiyor. Dünyadaki kullanımı ise zaten ortada. Bizim gibi petrolü dışarıdan alan bir ülkenin bisiklete yatırım yapmıyor olması başka kültürel ve iktisadi kodlarla açıklanabilir.

NE YAPMALI?

Türkiye’de bisiklet yollarının durumu iyileşme aşamasında olsa da, daha fazla altyapı yatırımı ve toplumsal farkındalık gerekmektedir. Bisiklet kullanımı teşvik edilmeli ve güvenli sürüş koşulları sağlanmalıdır. Bu sayede hem bireylerin hem de toplumun sağlığına katkı sağlanabilir. İşte o zaman bisiklete daha cesur yönelimlerin olacağını görmek mümkün olacaktır.