İzmir… Güneşin sıcak gülümsemesi, deniz kenarındaki hareketlilik ve tabii ki o meşhur boyozlarıyla aklımızda yer eden bir şehir. Fakat sonbahar geldiğinde İzmir’in havası, tam da sevgili bir dostun ruh hali gibi, bir gün güneşli, ertesi gün soğuk ve kapalı olabiliyor.

Sonbahar mevsiminin ilk günlerinde İzmir’in hava durumu, “Hadi bu sefer ciddiyim!” diyerek üzerimize giydiğimiz kalın kazakları bir kenara atmamıza neden oluyor. Ama ne yazık ki, birkaç gün içinde sıcaklık artınca kazakları tekrar giymek zorunda kalıyoruz. “Eee, ben de bu havanın gidişatına güvenip bikiniyle sahile gitsem ne olur?” diye düşünenler bile olmuştur. Elbette deniz suyu hâlâ ısınmadı ama İzmir kızlarının “bikini ya da burkini, hepsi serin” felsefesi karşısında geride durmak mümkün mü?

İzmir’in kıyafetlerine bakarsanız, bu şehirde yaşayan kızların modası da tam bir karmaşa! Bir gün sıcak yaz elbiseleri, ertesi gün kalın kabanlar… Aynı ortamda birimizin üzerinde askılı, birimizde fakir kol diğerimizde ise kazak var. Bu durum, birçok İzmirli kızı aslında sonbaharın keyfini çıkarmaya yönlendiriyor. Çünkü güvenilmez hava, bir nevi bir macera fırsatı sunuyor. “Bugün ne giyeceğim?” sorusu, sabahları yarım saat süren bir meditasyon gibi. Üzerine gidilen birçok kıyafet, sonunda “İlkbahar’la sonbahar arası” bir görünümle sonuçlanıyor. Ama inanın ben bile bu sene trençkotumu çıkarsam mı çıkarmasam mı sürekli bir ikilem içindeyim. Bir gün sıcak diyor soyunuyoruz ertesi gün kat kat giyiniyoruz. ‘Bu havalar hastalığa davetiye’ demeden de geçemeyeceğim: Aman dikkat!

SICAK İKLİM, SOĞUK DUYGULAR

Sonbaharın gelmesiyle birlikte İzmir’in gençleri arasında “duygusal havalar” da baş gösteriyor. Güneşli günlerin getirdiği enerjiyi, aniden bastıran bulutlarla kaybetmek bir hayli zor. Kızlar, gün içinde “Hayatımda kimseyi istemiyorum” diyerek kahve içiyor, akşam olunca “Aman aşk, bana gel!” diyerek sosyal medyada birbiriyle yarışıyor. Bir yandan mavi gökyüzü, bir yandan içsel sorgulamalar… İşte tam da burada, o meşhur “İzmirli kız” komedisi devreye giriyor.

SONBAHAR TATLARI

Ve tabii ki sonbahar geldiğinde, İzmir’in kafe ve restoranları, özel menülerle dolup taşıyor. Sıcak çikolata, tarçınlı latte ve en sevilen ayva tatlıları; hepsi kış hazırlıklarına ışık tutuyor. Ama kış gelmeden bir hayli zayıf düşen bu menüler, sonbaharın ortalarına geldiğimizde kıskanılacak hale geliyor. “Bugün tatlıyı, yarın spor yaparım!” felsefesiyle bu döngüyü kırmak ise hayli zor. Bir yandan da yazdan aldığımız kilolar aklımıza geliyor, canımız çok yanıyor…
İzmir’in güvenilmez havası, kızların moda tercihlerindeki değişkenliği ve eğlenceli kahve sohbetleriyle bir araya gelince, ortaya kışın gelmesinden önce sonbaharın tadını çıkarmaya yönelik bir karmaşa çıkıyor. Sonuçta, her hava durumu bir macera, her bulut bir şans ve her kazak, belki de yeni bir akımın başlangıcı olabilir! İzmir’de her şey mümkündür; bu yüzden, kış gelmeden sonbaharın tadını çıkarmaya devam edin!