Şu şıralar siyaset, AK Parti iktidarı ile ana muhalefet CHP arasında fırtınalı. Diğer partiler ise adeta uykuya dalmış vaziyette. Bir zamanların İYİ Partisi, Gelecek ve DEVA kendilerini rölantiye almış, adeta “yoklar”ı oynuyorlar. Zafer Partisi, politikalarını göçmenler üzerinden sürdürürken, Saadet ve Yeniden Refah, Filistin üzerinden yürüyor.  

AK PARTİ’DE BÜYÜK HIRS

Genel çerçeveyi böylece çizdikten sonra, biz yine İzmir’e dönelim. Özellikle 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden CHP’nin 1.parti çıkması, iktidar partisini hayli huzursuz etti. İzmir’de 5 belediyeden teke düşen AK Parti, bazı ilçelerde atama yapmak sureti ile mağlubiyetten sorumlu tuttuğu ilçe başkanlarını değiştirirken, birçok önemli ilçede kongrelere gidiyor. Henüz düğmeye tam basılmasa da ilçeler aday adaylarıyla kaynıyor. Mevcut başkanlar koltuğu koruma, aday adayları da kapma peşinde. Ama bilirsiniz ki AK Parti’de bu işler sessiz sedasız yürütülür, ama herkes birbirini bilir.

Teşkilatlarda durum böyleyken, meclisin tatile girmesiyle milletvekilleri de seçim bölgelerine dönerek saha çalışmalarına başladı. Bir yandan gündem takip ediliyor, diğer yandan kaybedilen ve kazanılamayan ilçelerdeki CHP’li başkanların, tabiri caizse açıkları aranıyor. Gündemde olanlar sa işçi kıyımları, hizmet eksiklikleri ve politik gerginlikler. Ama tabii ki Atı alan Üsküdar’ı geçti. Bundan böylesi eleştiri hakkını kullanmaktan öteye gitmez AK Parti için.

CHP’DE KRİTİK DURUM 

CHP cephesi, bir yandan Büyükşehir dahil kendi idaresindeki 29 belediyede yaşanan bir işçi ve memur eylemleriyle, diğer yandan da tıpkı Menderes’te olduğu gibi rant kavgaları ile baş etmeye çalışıyor. AK Parti’den zaman zaman dozu artan oranda gelen eleştirilere de göğüs germeye, yanıt vermeye devam ediyor. Bu noktada değişimin sancılarının hala dinmediği ana muhalefet partisinin işi bir hayli zor görünüyor. Çünkü, CHP işbaşına getirdiği henüz tecrübesi olmayan başkanlarla bu gemiyi nasıl yüzdüreceğine tam karar vermiş değil. Üstelik iktidarın, SSK borçlarından tutun da vergi tahsilatlarına ve İller Bankası kesintilerine kadar, el kol bağlayan uygulamaları durumu giderek zora sokuyor. Bakalım CHP’li başkanlar bu cendereden zararsız nasıl çıkacak?

İYİLER’İ GÖREN VAR MI?

Bir zamanların merkez sağda “iktidar adayı” olduğu kuvvetle dillendirilen İYİ Parti’yi bugünlerde ortalıklarda gören yok. Genel Merkezde Meral Akşener’le gelen başarısızlıklar, İzmir’de Sinan Bezircilioğlu’nun görevden alınmasıyla sonuçlanan operasyon, yerine Ülkü Doğan’ın getirilmesine rağmen, İYİ’lerin partisine çok da iyi gelmedi. Aytun Çıray’ın partiden adeta atılırcasına ayrılması, milletvekili seçilen Hüsmen Kırkpınar’ın pek ortalıkta görünmemesi, Müsavat Dervişoğlu’nun bu süreçte İzmir’den uzaklaşması partinin handikapı oldu. Akşener’in ardından Genel Başkan olan Dervişoğlu’nun getirmesi gereken rüzgar da şu sıralar ortalıkta esmiyor. Sonuçta herkes birbirine “İYİ Parti’yi gören var mı?” diye soruyor.

DEVA, GELECEK YOK GİBİ

AK Parti’den ayrılarak kendi partilerini kuran Ali Babacan’nın partisi DEVA ile Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi, 6’lı Masa fiyaskosunun ardından adeta yokları oynuyorlar. CHP kontenjanından vekil olan bu partilere mensup milletvekilleri, parlamenterlik hayatlarını rahatça sürdürürken İzmir’de partileri yalnızları oynuyor, idareci bulamıyor. 

YILDIZLARI PARLIYOR MU?

Son dönemde İzmir’de yıldızları parlayan iki parti bulunuyor. Bunlardan birincisi Zafer Partisi, bir diğeri de Demokrat Parti. Zafercilerin, başarısında kurt politikacı eski MHP’li İl Başkanı Naşit Birgüvi’nin imzası var. Demokrat Parti ise Ödemiş’ten Dilek Acar Güleç’le elde ettiği enerji sayesinde yeni hedeflere yelken açtı. Bence iki parti de Türk siyaseti açısından ümit vadediyor.