Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde teşkilatla bir araya geldiğitoplantıda partililerine hitaben, 31 Mart seçimlerinde “işi sıkı tutmadıkları” için rakipleri CHP’nin birçok belediyeyi kazandığını söylemiş, bu “başarıda” ana muhalefet partisinin pek de bir çabasının olmadığını adeta ima etmişti. Tabii ki, buna CHP cephesinden tepkiler gecikmedi.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği konu son derece isabetli. Zira İzmir’e baktığınızda 7 belediyeye sahip AK Parti geçen 10 yıl içerisinde 6’sını CHP’ye kaptırmış, sadece birini koruyabilmiş. O da, seçime doğru hizmet bombardımanına tutulan Menemen. Çömlek Diyarı’nda Aydın Pehlivan’la yarışa giren AK Parti, 25 yıla yakın CHP’nin kalesi olan bu kentte iktidarını sürdürmeyi başardı. Menemen halkının tercihidir, saygı duymak gerekmez mi?

Bu durum CHP lideri Sayın Özgür Özel’i o kadar içerletmiş ki, AK Partili Başkanın Kubilay'ın katledildiği gerici ayaklanmanın elebaşılarından olduğu ileri sürülen Şeyh EsadErbili'nin türbesini ziyaret etmesini (keşke etmeseydi) vesile ederek sarf ettiği, “Menemenli Atatürkçülere de bizlere dert olsun ki biz Menemen’de o törende çelengi koyacak bir CHP’liyi seçemiyorsak bu ayıp bize yeter. Bu özeleştiriyi ben veriyorum, Menemen’deki tüm Atatürkçüler de versin. Menemen halkı adına o çelengi birisi koyana kadar bu ateş yüreğimde sönmeyecek. Sizde de bu ateş sönmesin” sözleri törene damgasını vurdu.

Demek ki, genel başkanların da sıkıntıları oluyor. Buna “siyasetin cilvesi” de diyebilirsiniz, veyahut “demokrasinin sillesi” de. Bu iş’te kazanmak da var, kaybetmek de. Kararı veren halk olduğuna göre, kabullenmekten ve bir dahaki seçime kadar halka kulak vermekten başka çare kalmıyor.

Gelelim Aydın Pehlivan’ın Özel’in sözlerine cevabına. Törende yan yana duran iki siyasetçinin arası tabiatıyla “buz” gibiydi. Pehlivan’ın “Menemen Belediyesi olarak Kubilay'a ve savunduğu değerlere olan bağlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bizler bu emanete tüm hassasiyetimizle sahip çıkmaya çalışırken, ne yazık ki son günlerde şehitlerimiz üstünden bir siyasi polemik çıkarılmaya çalışılmakta, maksatlı odaklardan saldırılar yapılmaktadır. Menemenli hemşehrilerimizi derinden üzen bu siyaset tarzına karşı, cevabımızı en kısa sürede vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" şeklindeki ifadeleri, körüklenen ateşi söndürür mü alevlendirir mi, bekleyip göreceğiz.

Hemen ekleyelim. Her yıl Menemen’de düzenlenen Devrim Şehidi Kubilay ve arkadaşlarını anma törenleri hassas törenlerdir. Bu törenlerde siyasetin tavan yapması hiç de “hoş” olmamıştır. Siyaset, topluma hizmet etmenin bir aracıdır. Hiçbir zaman şahsi ikballeri tatmin etmenin manivelası olamaz. Toplumu ayrıştırmak ve bu ayrıştırma üzerinden politik rant sağlayarak iktidar sürdürmek kimseye fayda sağlamaz.

Bunu anlamak için şöyle bir etrafımıza bakmak yeterli olacaktır. Irak’tan tutun da, Suriye, Filistin, Ukrayna-Rusya ve diğer bazı coğrafyalarda yaşananlar ibret-i alem olarak karşımızda durmaktadır. Tutunacağımız tek dal ise “demokrasi” dir. Birbirine “tahammül” rejimi olan bu kavramın yerine yeni ve daha mükemmel bir yönetim tarzı bulmanın imkanı olmadığına göre, birbirimize tahammülden başka da çaremiz yok.