İzmir Kalkınma Ajansı'nın "Hafıza İzmir" serisi kapsamında İzmir'in eğitim tarihine ışık tutan "19. Yüzyıldan 21. Yüzyıla İzmir Eğitim Tarihi" kitabı yayımlandı. Dr. Yasin Kayış tarafından kaleme alınan kitap Osmanlı Devleti'nin modernleşme sürecinde eğitim alanında yaşanan dönüşümün İzmir'deki yansımalarıyla başlıyor. Eser Cumhuriyet dönemindeki değişime de detaylarıyla yer veriyor.
Cumhuriyetin 100. yılında yayımlanan, editörlüğünü Doç. Dr. Mücahit Yentür'ün üstlendiği çalışma ile İzmir'in yaklaşık 150 yıllık eğitim tarihi ele alınıyor. Kitap "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e İzmir'de Eğitim", "Cumhuriyetin İlk Yıllarında İzmir'de Eğitim (1923-1960)", İl Yıllıkları Işığında İzmir'de Eğitim (1967-1994", ""İzmir'de Tarihe Tanıklık Eden Okullar" bölümlerini içeriyor. Kitapta Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda İzmir'deki eğitim yaşamına büyük katkı sunan ve kentte 1926-1935 yılları arasında görev alan Vali Kazım Dirik'in çalışmalarına da yer veriliyor.
Dr. Yasin Kayış, kitapta binası günümüze ulaşabilen, arşivindeki bilgi ve belgeleriyle öne çıkan tarihi okullardan Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İzmir Atatürk Lisesi, İzmir Kız Lisesi, İzmir Ticaret Lisesi, Konak Cumhuriyet Nevvar Salih İşgören Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İzmir Özel Saint Joseph Fransız Ortaokulu/Lisesi, Namık Kemal Anadolu Lisesi, Fevzipaşa İlkokulu/Ortaokulu'yla ilgili detaylı bilgilere de yer veriyor. İzmir'in özel okullarına da yer veriyor. İZKA'nın 250 adet bastığı kitaba https://kulturyayinlari.izka.org.tr/izmiregitimtarihi/ linkinden de ulaşılabiliyor.
***
Yaşar Ürük'ten Sinema Tarihinde İzmir
İzmir araştırmalarıyla tanınan, araştırmacı yazar, gazeteci, tiyatrocu, besteci Yaşar Ürük'ün uzun yıllardır üzerinde çalıştığı "Sinema Tarihinde İzmir" adlı kitabı Ala Yayıncılık tarafından yayımlandı. Ürük'ün yaklaşık 35 yıllık araştırmalarının ürünü olan kitap, İzmir'de yayın hayatına yeni başlayan Ala Yayıncılık tarafından yayımlanan ilk kitap olma özelliğini de taşıyor.
Yaşar Ürük sinemaların vazgeçilmez duyurusu "beş dakika ara" diyerek başladığı kitabının önsözünde İzmir'i "sinema cenneti bir şehir" olarak tanımlıyor. Bu cennette sinemanın doyulmaz tadını çocukluğundan itibaren tadan şanslı insanlardan birisi olan Ürük, babasının elinden tutarak gittiği Basmane'de Yıldız Sineması'nın kapısında duyduğu heyecanı, İkbal Sineması yanarken duyduğu hüznü, 1960'lı yıllarda insanların vazgeçilmezlerinden biri olan yazlık sinemaları unutamadığını anlatıyor.
Yaşar Ürük'ün "Sinema Tarihinde İzmir" kitabı sinema tarihine ilişkin geniş bir perspektif sunuyor. Kitabın ilk bölümünde sinemanın başlangıcından Meşrutiyet'e kadar olan ilk dönem, ülkemiz insanının sinema ile İstanbul'dan önce ilk kez İzmir'de buluşması, Meşrutiyetin ilanı ve İzmir'deki ilk sinema salonları, Birinci Dünya Savaşı, İşgal Dönemi, Kurtuluş sonrası İzmir'de sinema hareketleri bölümlerinde sinemanın gelişimine tanık oluyoruz. İlk bölüm Cumhuriyetin ilk yıllarında (1922-1929) sinema hareketlerinin ardından 1930, 1940, 1950, 1960, 1970 ve 1980'ler sonrasındaki sinema tarihiyle sürüyor.
İkinci bölümde detaylarıyla İzmir sinemaları aktarılıyor. Kışlık sinemalar, yazlık sinemalar, semt semt İzmir sinemalarının içinde herkes adeta kendi döneminin sinema tarihine tanıklık ediyor. Mezarlıkbaşı'ndan Eşrefpaşa'ya, Yeşilyurt'tan Basmane'ye, Kapılar'dan Altındağ'a, Kadifekale'den Konak'a, Karataş'tan Alsancak'a, Karşıyaka ve Buca'ya hemen her semtteki sinemalara yer veriyor Ürük kitabında.
Kitabın üçüncü ve son bölümünde ise sinema yayınları, İzmirde sinema acentaları ve film dağıtımı ile İzmir ve İzmirliler için sinemanın önemine değiniyor Yaşar Ürük, İzmir'in sinema tarihine geçen emektarlarını tanıtıyor. Ürük'ün kitabı sadece sinema sevdalıları için değil, aynı zamanda sinema eğitimi alanlar için de bir başucu kitabı niteliği taşıyor.
***
Araştırmacı Yazar Yaşar Yılmaz'dan tarihi bilgileri sorgulatan bir eser
"Osman Hamdi Bey'in Öteki Yüzü"
"Anadolu'nun Gözyaşları" kitabını kaleme alan araştırmacı yazar Yaşar Yılmaz'ın kitabı "Osman Hamdi Bey'in Öteki Yüzü" Gaziantep'in Islahiye kazası sınırları içindeki Zincirli Höyük'ten Sam'al Krallığı'na ait eserlerin Almanya'ya nasıl kaçırıldığına ışık tutuyor. Korpus Yayıncılık'tan çıkan ve tarihi bilgilerimizi sorgulatan kitap, Zincirli'den Hitit Dönemi'ne ait eşsiz eserlerimiz götürülürken, Türk müzecilik tarihinin en önemli isimlerinden, bir dönem müzelerimizin başındaki en yetkili isimlerden birisi Osman Hamdi Bey'in bambaşka bir yüzünü de belgeleriyle ortaya koyuyor.
Yazar Yılmaz kitabının önsözünde Osman Hamdi Bey konusunun araştırılması gerektiğini bir önceki eseri "Anadolu'nun Gözyaşları: Yurt Dışına Götürülmüş Tarihi Eserlerimiz" adlı kitabını hazırlarken yaptığı araştırmalar sırasında saptadığını belirtiyor. "Bugüne dek müzeler dolusu eserlerimizi kendi ülkelerine götüren soyguncular araştırılırken, bizim tarafımızdaki sorumlular üzerinde yeterince durulmayıp, genellikle 'Sultan vermiş...' gibi açıklamalarla kolaycılığa kaçıldı" diyen Yazar Yılmaz,bu konuyu araştırmaya neden gerek duyduğunu şu sözlerle açıklıyor:
"Osman Hamdi Bey ile ilgili de günümüze keder pek çok değerlendirme yapıldı. Onun yaptığı işler içinde kuşkusuz ülkemizde yararlı olanları da olmayanları da vardı. Bu konuda kimisi doğru, kimisi yanlış olan iddialar günümüze kadar geldi. Biz genellikle, Osman Hamdi Bey'le ilgili bir kahramana yakışır övgüler okumuş, duymuştuk ki, böyle tek yönlü bir değerlendirmeyle esasında ona da iyilik yapılmıyordu. Bir tarihsel kişiliği belgelerle inceleyerek gerçek yerine oturtmak, gelecek kuşaklara borcumuzdur."
Yaşar Yılmaz'ın kitabında yaklaşık 140 yıldan bu yana övgülerle anılan, Fransızlar'a olan hayranlığıyla da bilinen Osman Hamdi Bey'in görevde bulunduğu süreçte eserlerimizi ne kadar koruduğu sıklıkla sorgulanmış. Gaziantep'teki Sakçagözü Höyüğü ile Zincirli Höyük'ten, Hitit Dönemi Sam'al Krallığı'na ait eşsiz eserlerin Deutsche Orient Gesellschaft (Alman Doğu Cemiyeti) görevlilerince Almanya'ya götürülüşü sırasında tek başına yetkili konumda olan Osman Hamdi Bey'in yabancılarla ilişkisi yazışmalar, belgeler üzerinden ortaya konmuş.
"Osman Hamdi Bey'in Öteki Yüzü" kitabı çok uzun zamandır ülkemizde Osman Hamdi Bey ile başladığı belletilen müzecilik kavramının ve Tarihi Eser Hukuku'nun gelişimine belgelerle, kaynaklarla açıklık da getiriyor. Osman Hamdi Bey'in sadece Almanlar'la değil, Fransızlar'la, Amerikalılar'la olan ilişkilerine de yer veriyor. Yıllar önce ilgiyle okuduğum "Kaplumbağa Terbiyecisi Osman Hamdi Bey'in Romanı"nın ardından Yaşar Yılmaz'ın kaleme aldığı "Osman Hamdi Bey'in Öteki Yüzü" belgeler ışığında gerçekten bambaşka bir kapı aralıyor.
Kitapta, bugün Berlin'deki Bergama Müzesi'nde sergilenen eserlerin Osman Hamdi Bey'in zaaflarından yararlanılarak ne yollarla yurt dışına çıkarıldığı anlatılıyor. Açıkçası sayfaları çevirip, dip notları incelerken "Yok artık, bu kadar da olmaz" diyeceğiniz, eserlerin gidişine zemin hazırlayan gerekçeleri, imzalanan belgeleri okurken gözlerinize inanamayacağınız, içinizi acıtan bir esere daha imza atmış Yaşar Yılmaz. Dileriz belgelerin konuştuğu bu tip araştırmalar çoğalır ve yurt dışına kaçırılan eserlerimiz hukuk yoluyla bir an önce gerçek yurdu olan Anadolu'ya, ülkemize geri getirilir.
***
Gürol Tonbul'dan "Al Gözüm Seyreyle"
Tiyatro sanatçısı, eğitmen, yönetmen Gürol Tonbul'un "Oyunlar, Düşler ve Anılar"ı serüveninin üçüncü kitabı olan "Al Gözüm Seyreyle" Kasım ayında Yakın Yayınları'ndan çıktı. Kitabında ağırlıklı olarak Türk Tiyatrosu'na yer verdiğini belirten Tonbul, tiyatro yaşamı boyunca biriken anılarını, notlarını bir meddahın anlatımıyla aktarmış bu kez okurlarına.
Tiyatro yaşamına Milliyet Dost Çocuk Tiyatrosu ile başlayan Tonbul, Adana, Ankara, İzmir, Diyarbakır Devlet Tiyatroları'nda oyunculuk ve yöneticilik görevlerini üstlenmiş. Değerli sanatçı Gürol Tonbul yeni kitabı "Al Gözüm Seyreyle" için 4 Ocak 2025 Cumartesi günü saat 13.15'de Alsancak'taki Yakın Kitabevi'nde okurlarla bir araya gelecek, "perde" diyecek. Hem kitabını imzalayacak hem de söyleşecek.