Atatürk’ün 1929 yılında Yalova bölgesine yaptığı bir gezide zeytinciliğe gereken önemin verilmesine yönelik direktifleri ile ülkemizde zeytincilik seferberliği başlatılmış ve bu konuda araştırmalar yapmak üzere, 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kurulmuştur

Türkiye’nin zeytin yetiştiriciliği UNESCO’nun Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Miras Listesi'ne eklendi

Zeytin ağaçları Akdenizli toplumların yaşadıkları coğrafyaları değil onların yaşayışını da şekillendirir. Efsanevi ve kutsal bir ağaç olarak zeytin; Akdeniz uygarlıklarının geleneklerini şekillendirmiş, yaşam tarzlarını etkilemiş ve antik “Zeytin Ağacı Uygarlığını” yaratmıştır. Zeytin ağacı rotaları bu uygarlığın izini Yunanistan’dan Avrupa’ya ve diğer Akdeniz ülkelerine kadar sürmektedir.

MİRAS

Zeytin ağacının tarihi milyonlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Günümüz zeytinlerinin atası delice zeytinler halen Mora Yarımadası’nda, Girit’te, Kuzey Afrika’da ve Ortadoğu’da görülebilmektedir. Uygarlık ve bu ağaç arasındaki ilişki, Akdeniz insanlarının günlük hayatını şekillendirmiş ve de son derece zengin, yaşayan bir kültür mirası yaratmıştır. Sahip olduğu büyük etkisi ile gastronomiden sanata ve geleneklere, bulunduğu bölgelerin sosyal gelişimine kadar birçok alanda zeytin ağacı şekillendirici bir etki yaratmıştır.

ZEYTİN AĞACI UYGARLIĞI

Zeytin tarımının M.Ö. 6000'li yıllarda Suriye'de başladığı düşünülmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni de içine alan Yukarı Mezopatamya ve Güney Ön Asya zeytinin ilk yaşam alanıdır. Suriye topraklarında yaşamış Sami uygarlığı zeytini ehlileştirip tarımını yapmış ilk uygarlıktır.

Zeytin ağacının anavatanı Anadolu'nun Kahramanmaraş, Hatay ve Mardin üçgenidir. Zeytin, dünyada sadece Akdeniz ülkelerinde ekonomik olarak tarımı yapılabilen bir bitki türüdür. Dünyanın önde gelen zeytin üreticileri sırasıyla İspanya, Türkiye, İtalya ve Yunanistan’dır.

NEDEN KUTSAL?

Zeytin ağacı İncil'de kutsal bir bitki olarak geçer. İsa Peygamber'in gökyüzüne çıktığı Zeytin Dağı'nın eteklerindeki “Gethsemane Bahçesi”nde bulunan 8 büyük zeytin ağacının İsa'nın dualarına, gözyaşlarına ve ölümüne tanık olduğu, İncil'de yer almaktadır.

NEYİN SEMBOLÜ?

Kutsal kitaplarda sözü edilen zeytin için eski Ahit’te yer alan efsanelerden birinde; ağzında bir zeytin dalı ile Nuh'un gemisine dönen güvercin tufanın bittiğini haber vermiş ve o zamandan bu yana zeytin dalı barışın sembolü olmuştur.

ZEYTİNLE ORUÇ AÇMAK

Saç dökülmesinden cilt problemlerine, kronik hastalıkların tedavisinden kansere kadar pek çok hastalık için önerilen zeytin, hem meyvesi hem de yağıyla olağan üstü bir besindir.

Kahvaltılarımızın temel besini olan zeytin, iftar ve sahur sofralarının da vazgeçilmezlerindendir. Çünkü zeytin, yapısı itibariyle hem besleyici hem de uzun süre tok tutucu bir özelliğe sahiptir. Boş mideye alınan bir besinin, hem mideyi rahatsız etmeyen hem de besleyici bir gıda olması, orucu zeytinle açmanın faydalarından ilkidir.

SİNDİRİM DOSTU

Zeytin, içeriğindeki antioksidanlar sayesinde sindirimi kolaylaştıran bir yapıya sahiptir. Özellikle de ramazanın başında vücut, oruca alışmakta zorluk yaşayabilir. Sindirim problemleri ve baş ağrısı vücudun oruca verdiği en belirgin tepkilerdendir. Beslenme rutinlerinin değişmesi, şişkinlik ve kabız gibi bir takım sorunların yaşanmasına neden olabilmektedir. İşte bu noktada zeytin, sindirim sistemi için bir mucizedir. Yapılan araştırmalara göre, iftar ve sahurda zeytinle beslenenlerde sindirim problemleri daha az yaşandığı görülmüştür.

Aynı şekilde susuzluğa bağlı baş ağrısı için de zeytin tam bir koruyucu kalkan olabilmektedir. Çünkü zeytin, vücutta uzun süre su tutması sayesinde susuzluk hissinizi en aza indirecektir..

Zeytin, Güney Ön Asya denilen coğrafyada, yani bugünkü Akdeniz’de, kök salmış ilk defa. Ama kullanımı ıslah edildikten sonra olmuş, M.Ö. 4000’lerde, Samiler tarafından. Yani zeytini ilk kim buldu? Samiler…

Her gittiği yerde çok değer görmüş, Hititler’de şiirlere konu olmuş, mitolojiye Tanrıların Armağanı olarak geçmiş, olimpiyatlarda ödül olmuş ve hatta değeri o kadar kutsanmış ki Mısır Güneş Tanrısı Ra’nın mezarına ışık kaynağı olmuş zeytin. Ve sonunda Antik Çağ’ın güçlü siyaset adamı Solon tarafından çıkartılan kanunla, korunmaya alınmış. Hal böyle olunca da “sıvı altın” denilen zeytinin kıymeti artmış da artmış.

Sadece tarih mi bahsetmiş zeytinden. Dört kutsal kitapta da geçmiş ismi mucizenin. Tevrat ve İncil de Zeytin kelimesi 140 kez geçmiş, Kur’an-ı Kerim’de zeytin 4 Surede 6 kez geçmiş.

Eski Ahitte Nuh’ a zeytin dalı getiren güvercin sayesinde barışın simgesi; İbranice yazılmış bir İncil kitabı olan hakimler kitabına göre ağaçların kralı, tufana direnmesiyle ölümsüzlüğün sembolü olmuş zeytin. Efsanelere konu olmuş, masallara destanlara kahraman olmuş zeytin. Her topluluk bir inanç geliştirmiş zeytine dair. Kutsanmış, saygı görmüş, el üstünde tutulmuş .

Kısacası zeytin hep kıymetli olmuş, hep değeri bilinmiş. O da nankörlük etmemiş hep fayda vermiş. Kalpleri, yüzleri ve insanlığı güzelleştirmiş.

TARİHTE ÜRETİM

Antikçağda zeytinyağı üretmek için günümüzdekine benzer işlemler uygulanmış. Zeytinler, toplanmış, preslenmiş ve ayrılmış; zeytinlerin ezilmesi, ezilenlerin toplanması ve presle sıkılmasıyla zeytinyağı elde edilmiş. M.Ö.3000’lerde Girit’te kaya oyuklarında ve taştan yapılmış havan benzeri aletlerde tanelerin kırılıp sıkılması ile başlayan yöntemlerle “ilkel zeytinyağcılık” başlamış. Sonrasında bu işlem için taş silindirler kullanılmaya başlanmış ve gelişerek günümüze kadar gelmiştir .

Presleme yöntemi olarak da çağlar boyunca farklı yöntemler kullanılmış. Mesela çuvalların bükülerek preslenmesi , ahşap ağırlıkla yapılan presleme, vida-presleme ve baskı kollu presleme yöntemleri günümüz teknolojisine kaynaklık etmiştir.

Yardımcı güç olarak da ilk zamanlar hayvan gücünden yararlanılırken, sonrasında su, rüzgar kullanılmış, zamanla makinelere kadar ulaşmıştır bu yolculuk.

İnsanoğlu geliştikçe zeytinyağı sektörü de gelişmiş. Şuan kontinü tipi üretim sayesinde tüm temizleme, kırma, yoğurma, ayrıştırma ve yağı temizleme işlemleri ard arda sıralanan makine sistemiyle gerçekleşmektedir.

Bu sayede hem zeytin yağının kalitesi artmakta hem de el değmeden üretim sağlanmaktadır. Kontinü tipi üretim sayesinde atalarımızın yöntemini modern teknolojiyle birleştirip zeytin yağının en kalitelisini size sunmaktayız.

Yağlık zeytin türleri, zeytin çeşitleri ve özellikleri en verimli zeytin cinsi bakımından incelendiğinde; yağ kalitesi bakımından en iyi zeytin Ayvalık-Edremit, verim olarak ise Gemlik çeşididir.

ŞİFA KAYNAĞI

Zeytinyağı, içindeki polifenoller ve bileşenler sayesinde, doğadaki mucize haline gelen bir yağ türüdür. Pek çok hastalığın tedavisi için ilk başvurulan yöntemler arasında sayılan zeytinyağlı beslenme, Alzheimer hastalığını önlemedeki rolü ile de bilimsel çalışmalara bile konu olmaktadır.

Alzheimer hastalığının sebeplerinden bazıları kalıtımsal sebeplerken diğerleri de dış faktörlerdir. Bu dış faktörler arasında diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol gibi hastalıkları sayabiliriz. Yani bu hastalıklar doğrudan ya da dolaylı olarak Alzheimer’e sebep olabilmektedir. Bu yüzden eğer Alzheimer’in kaynağı kalıtımsal değilse, kaliteli yaşayarak ve beslenme alışkanlığı değiştirilerek hastalığın seyri yavaşlatılabilir. Çünkü yapılan araştırmalar göstermiştir ki beslenme, Alzheimer hastalığını önlemede birincil derecede öneme sahiptir.

Zeytinyağının Alzheimer hastalığını önlemedeki rolü üzerinde konuşurken ilk bakmamız gereken nokta, tau proteinidir. Beyin nöronlarını direkt etkileyen bu protein biriktiğinde, nöronların ölmesine neden olmaktadır. İşte zeytinyağının Alzheimer’a etkisi bu noktada devreye girmektedir. Yapısı itibariyle zeytinyağı, Tau protein birikmesini engelleyen bir özelliktedir. Nitekim bu bilgiyi, fareler üzerinde yapılan bir deneyle elde etmekteyiz. Zeytinyağlı beslenen farelerde yüzde 30-60 oranında daha az tau birikimi görülmüştür.

Ayrıca zeytinyağı içindeki oleoropein isimli madde, beyin nöronlarını olumlu etkilemekte, bu anlamda nörolojik hastalıkların tedavisinde zeytinyağının önemini artırmaktadır.

Aynı zamanda antioksidan eksikliği de Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkların temel sebeplerinden sayılmaktadır. Zeytinyağı yüksek antioksidanlı yapısıyla bu anlamda da önemli bir besin haline gelmektedir.

Kısacası, beyni reaktif oksijen türlerinden temizleyen zeytinyağı, sadece Alzheimer değil, Parkinson, beyin damarı tıkanıklığı gibi tüm nörolojik sorunlara da çare olabilmektedir.

KRONOLOJİ

M.Ö. 6000 – Zeytin tarımının Suriye’de Samilerle başlaması

M.Ö. 3000 – Tarım bilgisi ve kültürü Akdeniz’de Doğu’dan Batı’ya doğru yayılmaya başlar. – Ortadoğulu tüccarlar Kıbrıs ve Girit’e zeytini götürdüler.

M.Ö. 2500 – Girit’te bulunan tarih öncesi toprak levhalarda zeytinyağı ve kullanımlarından söz edilir.

M.Ö. 2000 – Eski İsrailliler zeytinyağını rahipleri kutsamakta ve tapınaklardaki kandilleri yakmakta kullanırlar.

M.Ö 1780 – Hammurabi Kanunları zeytin ağacını bir yıl içinde iki ayaktan fazla budamanın ölüm cezasına çarptırılacağını söyler.

M.Ö. 1700 – Zeytin ağacı Mısır’a getirildi. Tutankamon zeytin dallarından taç giydi.

M.Ö. 1500 – Zeytinyağı Girit’in en önemli ticaret geliri olarak ortaya çıkar ve Mısır’da kozmetik amaçlarla kullanılır.

M.Ö. 1000 – Yunanistan’da zeytinyağının mutfaktaki kullanımları keşfedilmeye başlanır.

M.Ö. 900 – Kaldıraçlı presler kullanılmaya başlandı.

M.Ö. 776 – Kazananlara zeytindalı ve zeytinyağının ödül olarak verildiği ilk Olimpiyat Oyunları yer alır.

M.Ö. 620 – Solon’un zeytin koruma kanununda bir zeytin ağacını kesen veya zarar verenin ölüm cezasına çarptırılacağı yazılır.

M.Ö. 600 – İtalya, İspanya, Fransa ve Kuzey Afrika zeytin ağacıyla tanıştı.

M.Ö. 200 – Arşimet vidası zeytinyağı preslerinde kullanılmaya başlandı.

M.Ö. 100 – Eski Yunan ve Roma edebiyatında zeytin ağaçlarından, zeytinden ve zeytinyağından söz edilir.

M.S. 100 – Romalılar birkaç değişik zeytinin sınıflandırmasını yaparlar.

M.S. 200 – Roma barışıyla Akdeniz’de zeytinyağı üretimi ve ticareti altın devrini yaşadı.

M.S. 325 – Konsantin zamanında 2 bin 300 yağ distribütörü kent sakinlerinin yemek, kozmetik masaj, vücut bakımı, lamba ve diğer şey için kullandığı zeytinyağını temin eder.

M.S. 1000 – Zeytinyağı az bulunmaya başlar ve bazen nakit yerine kullanılsa da en önemli kullanım alanı dinsel ayinlerdir.

M.S. 1300 – Zeytinyağı Akdeniz ülkelerinin temel yiyeceği haline geldi.

M.S. 1500 – 1600 – İspanyol kaşif ve misyonerler zeytinyağını Yeni Dünya’ya taşırlar.

M.S. 1524 – Meksika’da ilk zeytin ağaçları dikilir.

M.S. 1550 – Leonardo da Vinci zeytinyağı presi tasarladı.

M.S. 1700 – Fransisyan misyonerler 600 kilometrelik Kaliforniya sahillerine 1800’lerin başlarında zeytin dikerek 21 yerleşim bölgesinden 19’una zeytini götürürler.

M.S. 1717 – Vincenzo Mela adlı İtalyan prina yıkama yöntemiyle prina yağı elde etti.

M.S. 1820 – Zeytinyağı imalatında su gücüyle çalışan hidrolik presler kullanılmaya başlandı.

M.S. 1870 – Kaliforniya’da ilk ticari zeytin üretimi başlar.

M.S. 1887 – Van Gogh zeytinliklerle ilgili 16 tablo yaptı.

M.S. 1900 – İtalya Kralı I. Umberto İtalya’da zeytin ağacının kesilmesini yasaklar ki bu İtalya’nın bazı kesimlerinde hala yürürlüktedir.

M.S. 1920 – Amerika’ya gelen Avrupalı göçmenler Amerikan mutfağına zeytinyağını sokarlar.

M.S. 1927 – Kesintisiz sistemin öncüsü santrifüj teknolojisi zeytinyağı imalatında uygulandı.

M.S. 1980 – Sağlık ve yemek kitapları aracılığıyla zeytinyağı bilgi ve kültürü dünyaya yayılmaya devam eder.

Zeytincilik, Cumhuriyet sonrası ülkemizde tarımının en önemli faaliyet alanlarından biri olmuştur. Atatürk’ün 1929 yılında Yalova bölgesine yaptığı bir gezide zeytinciliğe gereken önemin verilmesine yönelik direktifleri ile ülkemizde zeytincilik seferberliği başlatılmış ve zeytincilik konusunda araştırmalar yapmak üzere, 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kurulmuştur.

Diğer yandan zeytin, bahçesine bakmayan ve bakım yaptırmayan üreticilere ceza verilmesine neden olan bir kanuna (26/01/1939 tarih ve 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”) sahip tek bitki olmuştur.