Sokak hayvanlarının popülasyonunu kontrol altına almak ve yönetmek için belediyelerde veteriner işleri müdürlüklerinin kurulması zorunlu olmalı ve birim müdürü mutlaka veteriner hekim olmalıdır

Marmara Belediyeler Birliği, Veri ve Teknoloji Merkezi bünyesinde üye belediyelerin sokak hayvanları ile ilgili yürütmekte olduğu çalışmalara ve uygulamalara odaklanan belediyelerde sokak hayvanları araştırması başlatılmış ve bu araştırma kapsamında bir anket hazırlanmıştır.

Araştırma, üye belediyelerin sokak hayvanları ile ilgili yürüttükleri çalışmaları, sahip oldukları imkanları ve karşılaştıkları zorlukları tespit etmeyi amaçlamaktadır. Ankette elde edilen verilerin, belediyelerin bu konudaki ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve gerekli destekleri sağlamak için kullanılması öngörülmektedir.
Araştırmanın ilk kısmında yer alan sorular belediyelerin sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarını, kurumsal kapasitelerini, imkanlarını anlayabilmek üzere hazırlanmıştır. Araştırmaya katılan 119 belediyenin sokak hayvanlarına dair yaptığı çalışmalara ışık tutan sorular ve alınan yanıtlar tablolarda gösterilecektir.
İlk soruda yer alan sokak hayvanlarına yönelik faaliyet yürütülüp yürütülmediği konusu, katılımcıların tamamı tarafından cevaplanmıştır. İkinci sorudan itibaren sorular, bu alanda gösterilen faaliyetlere odaklanmaktadır. Bu nedenle, ilk sorunun ardından gelen sorularda "cevaplamayan" sekmesi, bu alanda çalışma yapmayan belediyelerin anketin devamındaki sorulardan sorumlu olmamasından kaynaklanmaktadır.

Belediyelerin büyük çoğunluğunun sokak hayvanlarına yönelik faaliyetler yürüttüğünü görmek olumlu bir tablo çizmektedir. 119 belediyeden sadece 12’si bu alanda faaliyet yürütmediğini bildirmiştir. Ayrıca, barınak bulundurma ve sokak hayvanlarına dair araştırma yürütme konularında belediyelerin yarısının aktif olduğu görülmektedir.

Belediyelerde veteriner hekim istihdamı

Belediye bünyesinde istihdam edilen veteriner hekim sayıları üzerinden, belediye ölçeklerine göre alınan ortalamalar ile belediye başına ortalama kaç veteriner hekim düştüğü hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan tüm belediyelerin cevapladığı bu soruda, büyükşehir belediyesi ölçeğinde belediye başına 23,7 veteriner hekim düşerken, belde belediyesi ölçeğine inildikçe ortalama veteriner hekim sayısı 0,4’e kadar düşmektedir.
Belde belediyelerine destek mekanizması oluşturmak, bu bölgeleri güçlendirmenin yararlı olabileceği düşünülmektedir. Bu belediyelerin kapasitelerini artırmak ve bölgesel ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirmek, vatandaşların ve sokak hayvanlarının refahını sağlamak açısından önem göstermektedir.

Barınaklardaki durum

Hayvan barınakları ile ilgili soruya 107 belediye cevap vermiştir. Bu belediyelerden 57'si hayvan barınağı olduğunu bildirirken, 50 belediye soruya olumsuz yanıt vermiştir. Hayvan barınağı bulunduğunu bildiren belediyelerden 5’i büyükşehir, 4’ü il, 36’sı büyükşehir ilçesi olmak üzere 47 tanesi ilçe ve 1’i belde belediyesidir. 
Büyükşehir belediyeleri, büyükşehir ilçe belediyelerine kıyasla daha az sayıda barınak bulundursa da barınaklarda çalışan personel ve veteriner hekim sayısı açısından oldukça benzer bir tablo çizmektedir. İl belediyeleri ve ilçe belediyeleri ise daha düşük kapasitelerle çalışmaktadır. Özellikle ankete cevap veren belde belediyelerinde yalnızca bir barınak bulunmakta ve burada herhangi bir veteriner hekim görev yapmamaktadır.

Bu veriler, büyükşehir belediyelerinin yetki ve sorumluluklarının genişliği ile açıklanabilirken, belde belediyelerinin daha sınırlı kaynaklara sahip olması ile de açıklanabilir. Bu durum var olan barınakların imkanları açısından da söylenebilir.

Barınakların imkanları arasında tedavi odası, barınma ünitesi, ameliyathane, yoğun bakım ünitesi, rehabilitasyon merkezi, hayvan nakil aracı, hayvan ambulansı mevcuttur. Barınaklardaki hayvan bakımı açısından temel sayılabilecek  bu alanların mevcudiyet durumları belediye ölçeklerine gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Tedavi odası, barınma ünitesi, ameliyathane, yoğun bakım ünitesi ve rehabilitasyon merkezi gibi ekipmanların o ilçe sınırlarında olup olmadığını ölçen bu sorunun sonuçlarına göre ekipman dağılımı, büyükşehir belediyelerinde oldukça yaygınken, ilçe ve belde belediyelerinde bu  tür imkanlar daha sınırlıdır. Ekipman yetersizliği barınaktaki hayvan sayısının azlığını da açıklayabilir nitelikte görülebilir.

Büyükşehir belediyeleri, büyükşehir ilçe belediyelerine kıyasla daha az sayıda barınak bulundursa da barınaklarda çalışan personel ve veteriner hekim sayısı açısından oldukça benzer bir tablo çizmektedir. Bu durum, büyükşehir belediyelerinin geniş yetki alanlarına rağmen etkin bir şekilde hizmet sunduklarını göstermektedir.

İl ve ilçe belediyelerinde ise bu tür imkanların sınırlı olduğu ancak yine de belli bir seviyede hizmet sağlandığı görülmektedir. Bu farklar, belediyelerin yetki ve kaynaklarının farklılıklarından kaynaklanmaktadır. 

Barınak imkanlarını belediye ölçeğinden farklı olarak il bazında ele aldığımızda, ankete katılan belediyeler arasında sokak hayvanlarına yönelik çalışmaların nerelerde yoğunlaştığı ve büyük şehirlerin trendde bir fark oluşturup oluşturmadığı incelenmiştir.

Büyükşehirler, özellikle İstanbul, Bursa ve Kocaeli gibi iller, tedavi odası, barınma ünitesi ve ameliyathane gibi olanaklar açısından daha donanımlı görünmektedir. İstanbul, 23 belediyede bulunan tedavi odası ve ameliyathane ile bu alanda en önde gelmektedir.

Aynı şekilde, hayvan nakil aracı ve ambulansı gibi özel araçlar da büyükşehirlerde daha fazla bulunmaktadır. Bu durum, büyükşehirlerin geniş yetki alanları ve daha fazla kaynağa sahip olmaları ile açıklanabilir.

Daha küçük iller ve özellikle bazı bölgelerde bu tür imkanların sınırlı olduğu veya hiç bulunmadığı görülmektedir. Örneğin, Bilecik ve Edirne gibi illerde yoğun bakım ünitesi ve hayvan ambulansı sayıları oldukça düşüktür. Bu durum, sokak hayvanlarına yönelik çalışmaların büyükşehirlerde daha yoğun ve organize olduğunu, daha küçük illerde ise bu tür hizmetlerin daha sınırlı kaldığını göstermektedir.

 Anket sonuçlarına göre barınak çalışanı sayısı ile hayvan sayısı oranlanarak iş yükü daha görünür hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu değerlerin hayvan sayısı oranlanarak iş yükü daha görünür hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu değerlerin ile personel iş yükünü tamamen yansıtmadığı, farklı belediye ölçekleri arasında bir kıyaslama sağlamak adına ortalamasının alındığı göz önünde bulundurulmalıdır. Barınakta yaşayan hayvanlar dışında çalışanlar tarafından hizmet verilen sokak hayvanı sayısına bu çalışma kapsamında ulaşılmamıştır.

Genel olarak, tüm belediyeler arasında barınak başına düşen ortalama sokak hayvanı sayısı 237, barınak çalışanı başına düşen ortalama sokak hayvanı sayısı ise 12'dir. Bu oranlar, özellikle ilçe ve belde belediyelerinde iş yükünün daha yoğun olduğunu ve bu belediyelerde ek destek ve kaynaklara ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Gelecekte, belediyelerde sokak hayvanlarına yönelik hizmetlerin iyileştirilmesi için stratejiler geliştirilirken göz önünde bulundurulacak konulardan birisi olarak düşünülebilir. Büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyelerinde barınakların doluluk oranlarının oldukça yüksek olması, bu belediyelerde sokak hayvanı sayısının fazlalığını ve barınak kapasitelerinin sınırlarına yaklaştığını göstermektedir.

Sokak hayvanlarının tespitine yönelik çalışmalar ve belediyelerin durumu: Son 3 yılda yetki sınırları içerisindeki sokak hayvanı sayısına dair çalışma yürüten 47 belediyenin sağladığı veriler yola çıkarak, belediye başına düşen sokak hayvanı sayısı hesaplanmış ve böylece belediyelerin iş yükü görünür hale getirilmeye çalışılmıştır. 

Büyükşehir ilçe belediyelerinde ortalama 8.449, il belediyelerinde ortalama 20.000, ilçe belediyelerinde 1.186 ve belde belediyelerinde ise 177 sokak hayvanı tespit edilmiştir. Genel toplamda, 47 belediyede 322.711 sokak hayvanı tespit edilmiştir ve belediye başına düşen ortalama sokak hayvanı sayısı 6.866'dır. Bu veriler, büyükşehir ilçe belediyelerinin sokak hayvanlarına ilişkin yaşanan sorunlar konusunda daha yoğun bir şekilde çalışma yürüttüğünü göstermektedir. 
16 belediye bu soruda kedi ve köpek sayısını ayrı ayrı belirterek anketi cevaplamıştır. Bu belediyelerdeki toplam kedi sayısı 58.128, köpek sayısı ise 49.770’dir. Bu sonuç doğrultusunda toplam sokak hayvanları verilerinde yer alan sayılarda benzer bir oranın olduğu çıkarımı yapılabilir.

Belediyelerin sokak hayvanları konusunda yaşadığı zorluklar: Belediye personeli sokak hayvanları ile ilgili çalışmalarını yürütürken çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Bunlar; alanda müdahale esnasında halk ile yaşanan zıtlaşmalardan sosyal medyadaki yoğun tepkilere çeşitlilik göstermektedir ve 5199 Sayılı Kanunun uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Belediye ve belediye çalışanları, halk içerisinde hayvanları bölgede isteyenlerle istemeyenler arasında kalmaktadır.
Belediyelerin yaşadığı bir diğer zorluk, sokak hayvanlarına yönelik çalışmaları yürütecek özelleşmiş birim ve personel eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Sınırlı kaynaklara sahip birçok belediye; barınma, beslenme, aşılama ve kısırlaştırma gibi temel hizmetleri sağlayamamaktadır.

5199 sayılı Kanun, sadece nüfusu yirmi beş bini aşan belediyelerin bakımevleri kurmasını zorunlu kıldığından, bu tür merkezlerin bulunmadığı belediye sayısı yüksektir. Bölgedeki tüm sokak hayvanları göz önüne alındığında, kapasite ve şartların yetersiz kalması, hizmetlerin yeterli düzeyde sağlanmasını engellemektedir. Fiziki mekân yetersizliği nedeniyle yasaklı ırkların birlikte barındırılması, hayvanların birbirine zarar verme riskini artırmaktadır. Ayrıca finansal kapasite ve ilgili birimlere ayrılan bütçelerin yetersizliği, hayvanlar için gerekli olan tıbbi malzeme, ilaç, demirbaş, kafes ve klinik ekipman gibi ihtiyaçların temin edilmesinde güçlükler yaratmaktadır.

Kırsal bölgelerde sahipsiz dolaşan ve kısır olmayan "sahipli" hayvanların yönetilememesi, sahipli ve sahipsiz hayvan sayısının tam olarak bilinememesi ve hayvanların ölüm veya satışı  halinde mevcut durumun takip edilememesi gibi sorunlar yaşanmaktadır. Ayrıca geniş yüzölçümüne sahip ve yapılaşmanın az olduğu bölgelerde sokak hayvanlarının yakalanması zorluklar barındırmaktadır.

Belediyelerin sorumlu oldukları bölge dışından getirilip serbest bırakılan köpekler, yapılan çalışmaların takibini zorlaştırmakta ve bütün bölgelerde bütüncül bir kısırlaştırma işlemi gerçekleştirilemediği için sorunlar devam etmektedir. Köylerde çoban, avcı ve çiftçilerin hayvanları çoğaltması ve verimsiz buldukları hayvanları başıboş bırakıp doğaya veya ilçe merkezine terk etmesi, çevre belediyelerin topladıkları hayvanları çevre köylere bırakması, askeri bölgelerde kontrolsüz köpek üremesi ve yazlık bölgelerde tatil sonrası sokağa bırakılan köpekler gibi durumlar mevcuttur. Sahipli köpeklerin başıboş gezmesi ve sahiplerinin 5199 sayılı Kanun’daki sorumluluklarını yerine getirmemeleri sorun yaratmaktadır.

Belediyelerden gelen öneriler

Sokak hayvanlarının popülasyonunu kontrol altına almak ve yönetmek için belediyelerin eş zamanlı ve aynı standartlarda hizmet sunmaları gerekmektedir. Belediyelerin farklı gerekçelerle görevlerini yerine getirememesinin önüne geçilmelidir. Kapasitelerinin farklılık göstermesine karşın kısırlaştırma ve aşılama gibi popülasyonu kontrol altına alma işlemlerinde asgari bir alt kriter getirilmeli ve her ilçenin bu hizmetleri belirlenen limitler dahilinde gerçekleştirmesi zorunlu olmalıdır. Sokak hayvanlarının yakalanmasına yönelik büyükşehir belediyelerinden köy muhtarlıklarına kadar yakalama birimleri kurulmalı ve görevlileri belirlenmelidir.

Kısırlaştırmanın daha hızlı ve etkin yapılabilmesi için veteriner hekim odaları ve özel klinikler de süreçlere dahil edilmelidir. Kırsal bölgelerde sokak hayvanları kayıt altına alınmalı, hayvan üretim çiftliklerinin kontrolsüz çalışmasına ve internet üzerinden hayvan satışına kısıtlamalar getirilmelidir. Hayvan sahiplerinin izinsiz çiftleştirme yapmaları engellenmeli, kısırlaştırma ve sahiplendirme oranlarını artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Sadece sokak hayvanlarının değil, sahipli hayvanların da kısırlaştırılmasına yönelik kapsamlı çalışmalar yürütülmeli ve kısırlaştırma merkezleri ile merkezi barınaklar oluşturulmalıdır.

Belediyelerde veteriner işleri müdürlüklerinin kurulması zorunlu olmalı ve birim müdürü mutlaka veteriner hekim olmalıdır. Sokak hayvanları ile ilgili yapılacak tüm çalışmalarda belediye veteriner hekimlerinin görüşleri alınmalıdır. Ayrıca, veteriner işleri müdürlüğü bünyesinde hukukçu, sosyal destek uzmanı ve psikolog gibi personel de görevlendirilmelidir. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki veteriner hekimler, teknisyenler, teknikerler ve yardımcı sağlık personeli belediyelere destek sağlamalı, veterinerlik fakültesi öğrencileri belediye merkezlerinde staj yapmalı ve yarı zamanlı veya tam zamanlı çalışma imkanları artırılmalıdır. 
Tüm belediyelerde hayvan bakımevleri ve rehabilitasyon merkezleri kurulmalı, mevcut olanların kapasiteleri artırılmalı ve kadroları güçlendirilmelidir. Dünyadaki uygulamalar incelenerek tüm kamu kurumları ile ortak çalışmalar yürütülerek sahada daha etkin çözümler hızlıca üretilmeli ve bu kurumları ile ortak çalışmalar yürütülerek sahada daha etkin çözümler hızlıca üretilmeli ve bu çözümlerin devamlılığını sağlayacak bütçe oluşturulmalıdır. Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı da sokak hayvanları ile ilgili belediyeler gibi hizmet vermelidir. Sorumluluk paylaşılmalıdır.

Serbest ve kapalı besleme alanları artırılarak asgari koşullar sağlanmalı, köpekler büyüklükleri, cinsiyetleri ve davranışlarına göre gruplara ayrılıp bakılmalıdır. Uygun araziler, saldırgan ve saldırganlaşma potansiyeli olan köpeklerin asgari refah koşullarının sağlanması için yerel yönetimlere tahsis edilmelidir. Başıboş hayvanları toplayan ekiplerin imkanları güçlendirilmelidir.

5199 Sayılı Kanun kapsamında rehabilite edilen köpek ve kedilerin süreç sonunda yeniden bulundukları ortama bırakılması veya sahiplendirilmesine yönelik hüküm bulunmaktadır. Ancak saldırgan ve saldırganlaşma potansiyeli olan köpeklerin rehabilitasyonu konusunda net bir hüküm bulunmamaktadır. Bu konuda veterinerlik fakültelerinden ve ilgili kurumlardan görüş ve destek alınmalıdır.

Hayvan hastaneleri ve bakımevlerinde çalışan personel sosyal medyadan gelen tehditler nedeniyle endişe duymakta ve Sağlıkta Şiddet Yasası kapsamına alınmayı talep etmektedir. Barınakların mevcut olanakları nedeniyle hastalıklı ve iyileştirilemeyen hayvanlar diğer hayvanlar için hastalık ve bulaş riski taşımaktadır. Çalışmaların verimli bir şekilde yürütülebilmesi için barınak olanakları iyileştirilmelidir.

Tüm kurum ve aktörlerin bir araya gelerek sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik problemler, mevcut durum, ihtiyaçlar, talepler ve önerilerin paylaşıldığı çalıştaylar gerçekleştirilmelidir. İllerdeki hayvanları koruma kurullarına sadece bir görüşü savunanların çağrılması ortak karar alınmasını zorlaştırmaktadır. Bu sebeple farklı görüşleri temsil eden aktörlerin toplantılarda yer alması önemlidir.  

Sonuç olarak sokak hayvanları sorunu, belediyelerin karşılaştığı önemli ve çok boyutlu bir konudur. Bu konu, çevresel, kentsel, sosyolojik, coğrafi, sağlık, teknik ve hukuksal boyutları ile değerlendirilmelidir. Disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınması gereken bu sorun belediyelerin mevcut kaynak ve kapasiteleri doğrultusunda çok yönlü ve dikkatli bir çabayı gerektirmektedir.

Araştırma sonucunda çıkan sonuçlara göre mevcut yasa ve yönetmelikler ilgili yönetimler tarafından yeterli sayıda barınak açılamaması, etkin kısırlaştırma yapılamaması ve personel ile kaynak ayrılamaması gibi çeşitli sebeplerle tam olarak uygulanamamıştır. Toplanan veriler incelendiğinde tüm sokak hayvanlarını alacak barınak kapasitesinin mevcut olmadığı tespit edilmektedir. Var olan barınaklar çoğunlukla dolu ya da kapasite üzerinde çalışmaktadır.
Sokak hayvanlarının şehirlerden toplanıp izole edilmesinin ekosistemde farklı sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir.

Kaynak: Marmara Belediyeler Birliği Raporu