Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik belirsizlik ve ani değişiklikler yatırımcıların, yatırımlarına ilişkin karar alma süreçlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Enflasyon oranındaki yükseliş, faiz oranlarındaki değişkenlik, döviz kurundaki dalgalanmalar ya da belirli süreli sabit seyir ve bu dinamiklere bağlı olarak değişkenlik gösteren piyasa koşulları yatırımcıların farklı yatırım araçlarına yönelmelerine sebep olmakta ve portföy çeşitlendirmesi yapmanın yatırımcılar için neden kritik olduğu daha önemli hale gelmektedir.

Geçtiğimiz üç yıllık sürede Türkiye’de enflasyon oranı, açıklanan rakamlara göre yüzde 80’lerin üzerine kadar yükselmiş, bu durum yatırımcıları, satın alma gücünü koruma endişesiyle yüksek getiri arayışına itmiştir. Aynı zamanda değişen dünya ve global gelişmeler ile savaş endişeleri döviz cinsinden varlıkları ve altın gibi kıymetli madenleri daha ilgi çekici hale getirmektedir. Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 50 seviyesine çıkarması yatırımcıların düşük riskli alternatifleri değerlendirmesini sağlamış, böylece yüksek faiz getirisi dönem dönem borsa gibi volatilitesi daha yüksek yatırım araçlarına olan ilgiyi azaltmıştır. Buna karşın, borsadaki hisse senetleri, uzun vadede yüksek getiri potansiyeli sunduğu için risk almayı seven yatırımcılar tarafından hala tercih edilmektedir.

TÜİK verilerine göre finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde ve TÜFE ile indirgendiğinde 2023 yılında külçe altın yüzde 9,22 oran ile en fazla kazandıran ürün olurken 2024 yılının temmuz ayında BIST 100 endeksi yüzde 3,59 oran ile en yüksek getiriyi sağlamış oldu. Yine 2023 yılında TÜFE ile indirgendiğinde Euro yüzde 2,49, Amerikan Doları yüzde 5,41, BIST 100 endeksi yüzde 10,46, brüt mevduat faizi yüzde 30,24 ve DİBS yüzde 53,35 oranlarında kayıp yaşatırken, 2024 yılı temmuz ayında külçe altın yüzde 5,80, Amerikan Doları yüzde 23,31, Euro yüzde 24,82, brüt mevduat faizi yüzde 26,11 ve DİBS yüzde 40,59 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

Yapılan araştırmalara göre 2023 yılında portföyünde belirli oranlarda hisse senedi, tahvil, döviz ve altın bulunduran yatırımcılar yıl boyunca yaklaşık yüzde 15’lik getiri elde ederken yalnızca hisse senetlerine yatırım yapan yatırımcılar, borsadaki dalgalanmalardan dolayı yılı yaklaşık yüzde 8’lik bir kayıpla kapatmıştır. Bu durum, portföy çeşitlendirmenin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Portföyün farklı yatırım ürünlerinden oluşturulması, riskleri yönetmek ve aynı zamanda getiri potansiyelini artırmak için kullanılan en etkili stratejilerden biridir. Bir portföyü çeşitlendirmek, yalnızca riskin dağıtılmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda piyasa dalgalanmalarına karşı da güvence oluşturur. Tek bir varlık sınıfına odaklanmak, yatırımcının bu varlığın getirisindeki dalgalanmalara karşı tamamen savunmasız kalmasına yol açabilir. Ancak, farklı sektörlerden ve piyasalardan varlıklara sahip olmak, bir varlığın değer kaybettiği durumlarda diğerlerinin bunu dengeleyebilmesini sağlar ve farklı piyasa koşullarında kazanç elde etme olasılığını artırır. Örneğin hisse senetleri, büyüme potansiyeline sahip şirketlere yatırım imkânı sunarken, tahviller sabit ve güvenli bir getiri sağlayabilir, altın gibi emtialar, ekonomik belirsizlik dönemlerinde güvenli liman olarak kabul edilirken, döviz yatırımları, küresel piyasalardaki hareketlilikten yararlanma imkânı sunar. 

Bazı yatırım araçları, vergi avantajları sunarak portföy getirisine katkı sağlar. Ayrıca, uzun vadeli yatırımlar genellikle kısa vadeli piyasa dalgalanmalarından daha az etkilenir, bu da portföyün daha istikrarlı bir getiri sunmasını sağlar. İlave olarak, portföyde likit varlıklara yer vermek, ani bir nakit ihtiyacı oluşması durumunda portföyün diğer varlıklarının bozulmadan devam etmesine olanak tanır. Portföyde likit ve likit olmayan varlıklar arasında sağlanacak denge, finansal esnekliğini artırır.

Sonuç olarak; Türkiye’de yatırım yaparken, ekonomik belirsizliklerin ve ani değişen piyasa koşullarının dikkate alınması gerekmektedir. Portföy çeşitlendirmesi hem riski minimize etmek hem de getiri potansiyelini artırmak için kritik bir stratejidir. Farklı yatırım araçları bir araya getirilerek hem finansal hedeflere ulaşılabilir hem de piyasadaki dalgalanmalara karşı daha dirençli bir portföy oluşturulabilir.

Ekonomik Veri Takvimi

02 Eylül 2024, Pazartesi Çin İmalat Sektörü PMI
02 Eylül 2024, Pazartesi Japonya İmalat Sektörü PMI
02 Eylül 2024, Pazartesi Türkiye İmalat Sektörü PMI
02 Eylül 2024, Pazartesi Türkiye GSYH (Dönemsel-Yıllık)
02 Eylül 2024, Pazartesi Almanya İmalat Sektörü PMI
02 Eylül 2024, Pazartesi Euro Bölgesi İmalat Sektörü PMI
03 Eylül 2024, Salı Türkiye TÜFE (Aylık-Yıllık)
03 Eylül 2024, Salı ABD İmalat Sektörü PMI
04 Eylül 2024, Çarşamba Çin Hizmet/Bileşik PMI
04 Eylül 2024, Çarşamba Japonya Hizmet/Bileşik PMI
04 Eylül 2024, Çarşamba Almanya Hizmet/Bileşik PMI
04 Eylül 2024, Çarşamba Euro Bölgesi Hizmet/Bileşik PMI
04 Eylül 2024, Çarşamba OECD TÜFE (Aylık-Yıllık)
04 Eylül 2024, Çarşamba ABD Dış Ticaret Dengesi
05 Eylül 2024, Perşembe Euro Bölgesi Perakende Satışlar 
05 Eylül 2024, Perşembe ABD Hizmet/Bileşik PMI
06 Eylül 2024, Cuma Almanya Dış Ticaret Dengesi
06 Eylül 2024, Cuma Euro Bölgesi GSYH (Dönemsel-Yıllık)
06 Eylül 2024, Cuma ABD İşsizlik Oranı

Ekonomi ve Finans Sözlüğü

Bono: Vadesi 1 yıldan kısa olan, çıkaran kurum tarafından öngörülen vade sonunda belirli bir bedel ödenmesinin taahhüt edildiği menkul kıymetlerdir. Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkarılan bir yıldan kısa vadeli ihraçlar, Hazine Bonosu adını alır (TCMB).

Kur Riski: Gelecekte döviz kurunun değerinde yaşanabilecek dalgalanmalar sonucunda varlıklar ve/veya yükümlülüklerde meydana gelebilecek değişikliklerden oluşabilecek zarardır (TCMB).

Hale Tok Savaşer

İletişim: [email protected]