Saatler 00.20’yi gösteriyordu. Ay ışığı geceyi gündüz gibi aydınlatırken, ağustos böceklerinin sesini uzaktan gelen bir motor sesi bastırdı. Gecenin karanlığında uzayıp giden farlar giderek yaklaştı. Tenha bir yere gelince önce motor sesi durdu. Sonra farlar söndü. Asıl her şey şimdi başlıyordu. Şehir içi hatlarında yolcu taşıyan minibüsün kapısı usulca açıldı. Kar maskeli zayıf bir adam sessizce indi. Belindeki silahı yokladı. Oradaydı. Hızlı adımlarla karşıdaki ışıklara doğru yürümeye başladı. Paslı telleri geçmesi pek de zor olmadı. Sonra duvarın üstünden aştı. Uzaktan belli belirsiz sesler duyuluyordu. Görevliler hararetli bir oyunun tam ortasındaydı.
KOĞUŞ B-5
Kimse onu fark etmemişti. Doğruca B-5 No’lu koğuşun olduğu binalara doğru yöneldi. Yangın merdiveninden üst kata çıktı. Binaya girdi. Çok geçmeden aradığı adamın başucunda dikiliyordu. Silahını çekti. Genç adamın sol bacağına 2, sağ bacağına da 1 el ateş etti. Sonra geldiği gibi karanlığın içinde sessizce kayboldu. Görevliler koğuşa doğru koştuğunda. O minibüse çoktan binmiş, arkadaşlarıyla oradan çoktan uzaklaşıyordu. Aksiyon filmi gibi değil mi? Ama değil. Bu akıl almaz olay Elazığ’da 5 Temmuz gecesi yaşandı. 20 yaşındaki M.B uyurken vuruldu. Hem de cezaevinde dışarıdan gelen hasımları tarafından. 20 kusur yıldır gazetecilik yapıyorum. Böyle bir şey ne duydum ne işittim. Nereden baksan skandal. Nereden baksan rezalet. Tamam kardeşim! Açık ve yarı açık cezaevleri kapalılar kadar sıkı korunmuyor. Ama bu kadar da olmaz ki; Sonra bu akıl almaz olayı planlayıp, uygulayanlar var.
24 yaşındaki M.O., 15 suç kaydı.
19 yaşındaki M.A Ç., 2 suç kaydı
29 yaşındaki M.Ü., 63 suç kaydı.
23 yaşındaki E.C., yabancı 41 suç kaydı
49 yaşındaki F.Ç., 4 suç kaydı.
Toplam 125 suç kaydı. Sanki bunlar olmasa Elazığ’da suç işlenmeyecek. O derece. Ama elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar. Bu arada tetiği çeken M.O. ile bir zanlının da cezaevi firarisi olduğu ortaya çıktı iyi mi? Cesarete bak. Adamlar kaçtıkları cezaevine adam vurmaya gidiyor. Aylardır bulunamayan firariler bu olaydan sonra 1 günde kelepçelenip, demir parmaklıkların ardına konabiliyor. Helal olsun! Bir de olayın silahlanma boyutu var. Tahminlere göre Türkiye’de 25 milyona yakın ruhsatsız silah var. Trafikte birine el kol yapsanız. Karşıdan hemen namluyu gösteriyor. Bazısı hızını alamıyor uzun namlulu çekiyor. Evde, yolda, parkta hiçbir yerde can güvenliğiniz zaten yoktu da. Bu olayla anladık ki artık cezaevleri bile Allah emanet.