İzmir’in kanayan yarasının bu köşede de, Ege Telgraf’a gelmeden önce çalıştığım medya kuruluşlarında da defalarca gündeme getirdim.
Hatta bu yüzden dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından “ift...
İzmir’in kanayan yarasının bu köşede de, Ege Telgraf’a gelmeden önce çalıştığım medya kuruluşlarında da defalarca gündeme getirdim.
Hatta bu yüzden dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından “iftira”ya bile maruz kaldım. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun huzurunda sorduğum soruları, o zaman CHP İzmir Milletvekili olan bir isimden alarak yönelttiğimi ortaya attılar.
Tabi olay, o soruları sorabilme cesaretini çekinmeden gösteren beni itibarsızlaştırmaktı.
“İftira” olay gerçek değilse, atana geri dönermiş. Öyle de oldu. Biri koca Büyükşehir Belediye Başkanı, diğeri CHP vekili iki isim yine medyanın gözü önünde ağızlara alınmayacak sözlerle kavga ettiler. Tüm Türkiye’ye tabiri caizse “rezil” oldular.
O sorulardan biri ve bence en önemlisi İzmir’in çöp bertaraf sorunuydu. 2011’de hemen seçim arifesinde gerçekleşen bu olayın üzerinden 9 yıl geçti. Sorun hala ilk günkü sıcaklığı ile gündemdeki yerini koruyor.
Hala İzmir’in çöpleri Sayın Yüksel Çakmur döneminde tesis edilen Harmandalı Çöp Deponi Alanı’nda vahşi bir depolama ile bertaraf edilmeye çalışılıyor. Bertaraf edilmiyor, kafayı kuma gömmek gibi toprağa gömülüyor.
Yüksel Çakmur, 1989-1994 yılları arasında başkandı. O dönem yine Çiğli’de bugün üzerinden otoyol geçen Anadolu Caddesi’nin hemen kıyısına dökülüyordu çöpler. Çakmur, İzmir’in arka bahçesi haline gelmiş ilçeyi kurtaracağına, belayı daha da büyüttü. Çöpleri dağa döktürerek, akıl almaz bir iş yaptı.
O günden buyana Çiğli, hiçbir şeyden çekmedi çöpten çektiği kadar. Neredeyse 30 sene olmuş Harmandalı kurulalı.
Hadi o dönem teknoloji gelişmedi diyelim. Rahmetli Ahmet Piriştina dönemi de dahil, Aziz Kocaoğlu’nun 15 yıllık başkanlığında en çok konuşulan konudur İzmir’de çöp. Çiğli’de eylemler yapılmıştır. Yollar kesilmiş, çöp döktürülmek istenmemiştir.
Yiğidi öldür, hakkını yeme derler. Biz de öyle yapalım. Sayın Aziz Kocaoğlu, defalarca çöp tesisi yapmak istedi, girişimde bulundu, yer aradı, buldu. Ama tesis kurmaya bir türlü muvaffak olamadı. “Tek beceremediğim iş çöp” diye de itirafta bulundu.
Hatasıyla sevabıyla bırakıp gitti. Ama geriye, ortalık yerde “kokan bir mevta” bıraktı.
Halbuki kafasını şöyle bir kaldırıp çok uzağa değil Manisa’ya baksaydı, gerçekleri görecekti. Mazisi henüz 5 yıl olan Manisa Büyükşehir Belediyesi bile çöp sorununu dev bir tesis kurarak çözmüştü.
Açılışını Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı Manisa’daki tesis bugün aslanlar gibi çalışıyor. Manisa’da ne çöplük yangınları, ne de çöp kokusu var artık. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cengiz Ergün, İzmir’deki “çöp kavgalarını” gördüğünden olacak, çöpümüze bile talip olmuştu. Maalesef Kocaoğlu bu çağrıya bile kulak asmadı.
Kısacası, bugün başkanlık koltuğunda oturan Sayın Tunç Soyer’in kucağında “nurtopu” gibi bir çöp sorunu var. Sayın Başkan her ne kadar kentin 3-4 yanına çöp tesisi sözü verdi ancak 1,5 yıllık görev sürecinde somut bir çalışma ortaya konulmuş değil.
Harmandalı Deponi Alanı’nda faaliyete geçirilen, metan gazı yakma-elektrik üretim tesisi rantabl çalışıyor mu bilmiyorum. Bugünlerde Çiğli’den yine çöp kokuları yükseliyor. Vatandaş haklı olarak feryat ediyor. Kim evinin balkonunda genizleri yakan kesif bir çöp kokusu ile yaşamak ister…
Sayın Tunç Soyer’e tavsiyem, bu konuya bir kez daha ağırlıklı olarak el atması. Feryatlara kulak vermesi. İzmir’in ve Çiğli’nin çöp sorununu çözerse “tarihe geçeceğinden” eminim.