Memurların bir sendikaya üye olabilmesi öyle kolay değildir. EK-1 formu denilen sendika üyelik başvuru formuna, bir sendikadan istifa edebilmesi için ise EK-3 formu denilen üyelikten çekilme formuna i...
Memurların bir sendikaya üye olabilmesi öyle kolay değildir. EK-1 formu denilen sendika üyelik başvuru formuna, bir sendikadan istifa edebilmesi için ise EK-3 formu denilen üyelikten çekilme formuna ihtiyacı vardır. Bu formlar genellikle memur sendikaları tarafından matbaalara bastırılır, bir sendikaya üye olacak ya da üyelikten ayrılacak kişilere ulaştırılır, ilgili memurlar üç nüsha olarak doldurulan her bir formun ilgili bölümünü ıslak imzalarıyla imzalamak zorundadır. İmzalanan form sendika genel merkezine gider, sendika genel merkezi tarafından onaylanan üyelik formunun ilgili kurumun evrak kaydından geçmesiyle işleme girer. Hele ki, süye olmak istediğiniz sendika, siyasetin kontrolünde, idarecilerin desteklediği bir sendika değilse üye olmanız daha çok zorlaşır. İşte o zaman üzerine vazife olan olmayan, siyasete yaranmak peşinde olan bazı amirler de işin içine girerek olaya müdahil olur. Özellikle Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan pek çok idareci arkadaşımızın idareci olabilme kriterleri siyasete yaranmak üzerine kurulu olmasından dolayı maalesef Sağlık Bakanlığı’nda sendika üyelikleri için idarecilerimizin müdahalesi çok daha fazla olabilmektedir. Kimi amirler sendika işlerini kendilerine görev edinerek direkt müdahil olabildiği gibi bazı amirler de iktidarın yanındaki sendikanın personele yaptığı ve yapacağı görev yerini değiştiririz, sana destek vermeyiz gibi tehditlerle ya da seni müdür yaparız, senin geçici görevini tayinini yaparız gibi vaatler de üye çalışmalarına direkt ya da dolaylı katılabilmektedir.
Mesela; bir idareci, bir sendika yetkilisi için diyor ki, o sendikacı o sağlık kuruluşuna nasıl giriyor? Yanına gelen personele diyor ki, ben A sendikasına üyeyim siz hangi sendikaya üyesiniz?
Bir kurumda ita amiriyseniz, idareciyseniz kanunları bileceksiniz. Elbette herkes her konuyu bilmeyebilir. Ancak, bilmiyorsanız da öğreneceksiniz. Sendikal faaliyetlerle ilgili kanundan, genelgelerden, yönetmeliklerden, mevzuattan uzak, sadece aklına gelen ifadeleri sarf etmek bir yöneticiye yakışmaz. Hangi sendika yetkilisi olursa olsun her kuruma istediği zaman ziyaret edebilir. Bir idareci tarafından bunun engellenmesi veya engellenmeye çalışılması, sendikal faaliyetlerin engellenmesi çerçevesinde suç teşkil eder. Bir sendika görevlisinin yaptığı açıklama için, idari soruşturma inceleme yürütülemez. Konuyla ilgili genelgeler mevcuttur. Herhangi bir sendikacının yaptığı açıklama için inceleme soruşturma yaparsanız, suç işlemiş olursunuz. Sendika üyelik formlarını masanıza koyup, bu imzalar birbirine benziyor mu? benzemiyor mu? diye yorum yapamazsınız. Siz kriminal laboratuvar yetkilisi değilsiniz. Üye olan veya istifa eden memurun imza bana ait değildir diye bir şikâyeti varsa gerekli iş ve işlemleri elbette yapabilirsiniz.
Bir kamu kurumunda idareci arkadaşlar, çalışan personel için bir komisyon kurmuş. Nöbetli çalışılan bir birimde bazı çalışanlar için nöbet tutmayacak, gündüz mesaisine gelecek diye. Neye göre? Kime göre? Peki nöbet tutamayacak ise o arkadaşımızı verelim bir devlet hastanesine gündüz mesaisine gitsin. Neden kamu zararı oluşturuyorsunuz? Siz bilmez misiniz ki devlet memurları mevcut kanun genelge yönetmelik ve mevzuatlar çerçevesinde iş ve işlemlerini yürütmek zorundadır. Ülkemizin her köşesindeki idarecilerimizin görevi, sendika işleriyle uğraşmak değildir. Personelin çalışma şartlarını iyileştirmek, vatandaşlarımızın kaliteli hizmet almasını sağlamak için çaba harcamak olmalıdır. Bırakın sendikal faaliyetleri sendika yetkilileri yapsın. Her ne kadar bazı sendikalarımız sendikal faaliyetlerden oldukça uzak olsa da, biz işimizi doğru yapmak için çabalayacağız. Hiçbir kurum, kuruluş, şahıs bizim düşmanımız değildir. Asıl olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birlik ve bütünlüğüdür. Devletimizin ve Milletimizin menfaatlerinin korunmasıdır.