Gelişmiş ülkelerde elde edilen bireysel haklar gelişerek devam eder. Bizim ülkemizde ise, elde edilmiş haklar ya, yerinde sayar, ilerlemez, gelişmez. Ya da geriye, geriye gider.

Memur sendikacılığı da bunlardan biri. İlk memur sendikacılığının 1961 yılında yasallık kazanmasının ardından kocaman 63 yıl geçmiş. 63 yıl geçmiş olmasına rağmen, memur sendikacılığının pek çok sıkıntısı var.

Toplu sözleşme sürecinde, toplu sözleşmede anlaşma sağlanamazsa gidilen hakem heyetinin yapısı, bazı sendikaların siyasetin kontrolünde olması, bazı sendikaların bireysel çıkarlar için kullanılması vb. pek çok sorun memur sendikacılığında mevcut.

Tabi en önemli sorunlardan bir tanesi de iktidara yakın sendikalar tarafından memurun tehditle, vaatle üye yapılması. Tabi tüm bunlara kanun tanımamakta eklenince, ortalık tümden toz duman oluyor.

Şöyle ki; sendika üyeleri arasında ayrımcılığa yol açan, mevcut hükümete yakın olan sendikalar tarafından önerilerek hükümet tarafından yürürlüğe konulan, önce % 1 olarak getirilen sendika barajı Danıştay tarafından iptal edildi. Danıştay’ın iptal kararına rağmen, ikinci seferde tekrar % 2 barajı getirildi. Kanunlaştırılarak getirilen sendika barajı bu sefer AYM (Anayasa Mahkemesi) tarafından iptal edildi.

Hakkı, hukuku, adaleti, eşitliği, demokrasiyi ağızlarından düşürmeyen ve siyasetin vesayeti altında olan bazı sendikaların yargı kararlarını yok sayarak, tüm uyarılara ve mahkeme kararlarına rağmen %1 barajını tekrar getirmek için, doğru bilgilendirilmediklerini düşündüğümüz bazı milletvekillerimizi önerge verdirerek, önergeyle %1 barajını plan bütçe komisyonundan geçirilmesi sağlandı ve %1 barajı TBMM gündemine getirildi.

Ve yine yeniden, %1 sendika barajı TBMM’de kaldırılarak tüm memurlarımızın toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanması tekrar kanunlaştı. Yetkili olup, etkili olamayan ve siyasetin vesayeti altında olan sendikalara soruyoruz. Yargının iptal ettiği bir konu neden tekrar, kanunlaştırılması için TBMM gündemine getirilir?
AYM’nin ve Danıştay’ın iptal ettiği bir konunun yine iptal edileceğini bilmemeniz mümkün değil elbette. Ancak niyetinizi biz biliyoruz ki, siz, kaos ortamı oluşturmak ve bu kaos ortamından faydalanmak. Siz bilmez misiniz ki, sendikacılığın temelinde, demokrasi, eşitlik, adalet olması gerekir.

Sendikacıyız diyerek ortalıkta haktan, hukuktan bahsedenlerin baskıcı bir anlayışla diğer sendikaları saf dışı etme çabasını kabul etmek mümkün değildir. Elbette örgütlenme konusunda bazı eksiklik ve aksaklıklar mevcuttur. Ancak bunun yolu rakiplerinizi, yasal olmayan yollarla dışarıda bırakmak değildir.
Tabi, plan bütçe komisyonunda bu önergeyi verdiren sendika şimdi alanlarda biz önerge verdik, tüm memurlar toplu sözleşme ikramiyesi aldı diye de reklam da yapar. Demez ki, biz %1 in altında kalan küçük sendikalardaki sendika üyesi memurlara sendika ikramiyesi verilmesin dedik. Kendine güvenen, öz güveni olan sendikacı rekabetten korkmaz.

Sendikacılık adı altında, sendikacılıktan uzak faaliyetler içerisinde olursanız, elbette rakiplerinizi elemek için farklı yollara başvurursunuz.

Adalet, bütün ülkelerin temel taşlarından biridir ve adalete dayanmayan hiçbir temel dayanıklı yapı inşa edemez. Sadece sendikacılık adına değil. Her yerde her ortamda hak, hukuk, adalet, liyakat.