İzmir CHP’de tabiri caizse “dananın kuyruğu” bugün kopuyor…
Kültürpark Celal Atik Spor Salonu’nda il kongresi var. Altıok’a gönül verenlerin kalpleri fuarda atacak. Her ne kadar mevcut İl Başkanı Den...
İzmir CHP’de tabiri caizse “dananın kuyruğu” bugün kopuyor…
Kültürpark Celal Atik Spor Salonu’nda il kongresi var. Altıok’a gönül verenlerin kalpleri fuarda atacak. Her ne kadar mevcut İl Başkanı Deniz Yücel “tek aday” olarak lanse edilse de, karşısında iki aday daha çıkacak gibi görünüyor. Gibi diyorum, çünkü yardımcısı Cüneyt Oğuz’un tek başına çıkıp “adayım” demesi, beklenen yankıyı göstermedi.
Elbette bu durum, Sayın Cüneyt Oğuz’un demokratik tercihidir. Saygı duymak lazım. Bence bu çıkışı ile partisine en büyük hizmeti yapmıştır. Zira, tek adayla gidilecek bir kongre, CHP’lilerin, “Türkiye’nin en demokrat partisi biziz” söylemlerine zarar verir de ondan.
Son dakikada bir de bayan aday çıktı. Deniz Ezgi Urunga… 31 Mart’ta belediye başkan aday adayı idi Deniz Hanım. Aday olmasına izin verilmedi. O da şimdi şansını bu kez il başkanlığında deniyor. Başarılı olur, olmaz onu bekleyip göreceğiz.
Fakat her şeyden önemlisi benim tuhafıma giden şey, CHP’li ilçe başkanlarının, toplantılar yapıp İl Başkanı Deniz Yücel için açıkça taraf olmaları. Ben bu durumu CHP’ye hiç yakıştıramadım.
Neden mi? Hemen izah edeyim. İl kongresine 3-4 gün kala böyle bir girişimle taraf olduğunu ilan etmek, ben de adayım diyenlere haksızlıktır. Antidemokratik bir davranıştır. Çünkü ilçe başkanları, tıpkı il başkanı gibi Genel Başkanı temsil eder. Her adaya eşit mesafede durmak zorundadırlar.
Ama öyle olmadı. CHP İzmir’de “demokrasi büyüsü” bozuldu. Partinin “birileri tarafından dizayn edildiği” iddiaları gerçeklik kazandı. Bir ikiye bölünmüşlük söz konusu. Bu da CHP’yi kaosa götürüyor. “İktidara yürüyüş” iddiasındaki bir partinin, bir tek oy’a, bir nefere bile ihtiyacı olmadığını kimse söyleyemez.
“Yüzde 26’dan yukarıya çıkamıyor” denilen bir partide, demokratik teamüllerin böyle elin tersi ile itilerek, baskıcı, tarafgir ve ayrıştırıcı bir yöntem uygulanması yanlış. Birilerinin partiye hakim olma hırsı ile siyaseti eldeki belediyeleri kullanarak rant kapısı haline getirmek, iktidar yoluna CHP’ye en büyük darbedir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugünkü kongreye gelmiyor olması da manidardır. İzmir Milletvekili olan bir genel başkanın adeta bir “kurultay provası” gibi geçecek olan kongreyi şereflendirmesi gerekirdi. Gazete baskıya gidene kadar böyle bir olay gerçekleşmedi. Son dakikada Kılıçdaroğlu kongreye katılır mı bilemem.
Ben yinede bu değerlendirmelerime rağmen, bugünkü kongrede her üç adaya da başarılar diliyorum. CHP’ye hayırlı olsun.
Menemen’e dikkat!
Menemen’de CHP’li belediye açısından işler hiç iyi gitmiyor. Geçtiğimiz gün şubat ayı meclisinde ortalık yine karıştı. Başkan Serdar Aksoy, 50 milyonluk borçlanma yetkisi almak istedi meclisten. Mecliste 16 üyesi bulunan CHP’den üç üyenin AK Parti, MHP ve İYİ Partili 15 üyeye destek vermesi ile karar geçmedi. CHP’li belediye meclis üyesi Gürkan Develi, belediyenin 50 milyon lira borçlandırılmasına karşı olduğunu, kentin kaynaklarının belediye Başkanı Serdar Aksoy’un isteği ile rehin edilmemesi gerektiğini ifade ederek, öncelikle işçiler olan borçların ödenmesi gerektiğini söyledi. Özellikle CHP’lilerin meclisteki muhalefete destek vererek, 50 milyon liralık borçlanma yetkisini vermemeleri Başkan Aksoy’u şoka uğrattı. Aksoy, AK Partililerin söz alıp kendisini eleştirmesine de sinirlendi. O hızla “Menemen milliyetçiliği” yaptı.
Birilerinin Başkanı uyarması gerekiyor. “Herkese mavi boncuk” her zaman iyi sonuçlar doğurmaz…