Hayvanlar aleminin en korkusuz üyesi kim desem, ne cevap verirdiniz? Aslan mı? Leopar ya da jaguar mı? Yoksa sinsi sinsi suların içinden gözlerini çıkarıp sizi izleyen timsah mı? Peki, bir anda karşın...
Hayvanlar aleminin en korkusuz üyesi kim desem, ne cevap verirdiniz? Aslan mı? Leopar ya da jaguar mı? Yoksa sinsi sinsi suların içinden gözlerini çıkarıp sizi izleyen timsah mı? Peki, bir anda karşınıza atlayan yılan? Cüsseli bir ayı?
Eğer bu cevaplardan birini verdiyseniz, üzgünüm yanıldınız... Cevap: Bal porsuğu!
Güney Afrika, Güneybatı Asya ve Hint alt kıtasında yaşayan bir memeli hayvan türü olan bal porsukları, bu evrendeki en korkusuz hayvan olarak biliniyor. “Adında ‘bal’ olan bir hayvan ne kadar korkusuz olabilir ki...” diye düşündüğünüzü duyar gibiyim... Lakin bu hayvanlar balı o kadar çok, o kadar çok seviyor ki iğneleriyle sizi şoktan şoka sokabilecek arıların kovanlarına dahi baskınlar düzenliyor. En ilginci ise bu baskından muzaffer olarak çıkması ve hiç de yara almaması!
“Atarına atar, giderine gider, senin verdiğin ayar benim hoşuma gider” diyen bal porsukları, zehirli yılanlara, güçlü aslanlara dahi saldırmaya korkmuyor. Bal porsuklarının menüsünde kuşlardan kobralara, farelerden akreplere geniş bir skala yer alıyor; bu mini mini görünen hayvan da birçok şeyi dakikalar içinde avlıyor ve midesine indiriyor. Çok da korkmanıza gerek yok; yetişkin bir bal porsuğu günde ortalama 1 kilogram yemek yiyor.
Bir de çok cool bu efendi... Kimseyle takılmayı, muhatap olmayı sevmiyor. Hep bir burnu havadalık canım bunlar... Öyle ki kendi türüyle bile çok anlaşamıyor, sadece çiftleşeceği zaman yelkenleri suya indirip gıdım gıdım yanaşıyor. O kadar da haksız sayılmaz ama yalnız kalmakta. Efendim, bu bal porsukları o kadar marifetli ki... Beş parmağından bal akarken beşinden de hünerler saçılıyor. Aslanın pençesindeyken sanki kuş tüyü yataklarda yatıyormuş gibi rahat... Bir de çok sıkıntıya geldi mi hamamda ayılıp bayılan yaşlı teyze taklidi yapabiliyor. Gerektiğinde ise bir kükrüyor ki of of of of... Tabii ki derisinin elastik ve çok kalın olmasına. Derisinin bu yapısı, aslanın ağzındayken de arılar saldırırken de onu korumayı başarıyor.
İtiraf edin, bu ukala, çılgın ve bazen gereksiz özgüvenli canlıya bir sempati duymaya başladınız, değil mi?
İşte, hep böyledir hayat...
Farklılıkları sever, bize benzemeyenden gözlerimizi ayıramayız. Çünkü ne kadar eleştirsek de o olmak ister, hayalini kurarız. Oysa o sadece bu koca evrende küçük bir bal porsuğu... Burnu bala giderken başı beladan kurtulmayan, gereksiz hırslarla koskoca ormanların kralına bile kafa tutmayı hak sayan... Yalnızlıkları kucaklarken bazen yanlış anlaşılan ama hep bir tedirginlikle yaklaşılan...
Dedim ya ne aslan ne kaplan ne jaguar ne timsah ne de yılan... İnsan bal porsuklarına özeniyor bu hayatta; ne olursa olsun kuyruğu dik tutan...