Günümüzün hızla akan dünyasında, bir tırtıl gibi kıvrılıp köşemizde kalmak istediğimiz anlar az değil. Sabah gözümüzü açar açmaz, tıpkı bir yarış arabası gibi tam gaz atılıyoruz hayata. Trafik, toplantılar, bitmek bilmeyen e-postalar, sosyal medyada yapılan o meşhur "mükemmel" tatiller… Hepsi bir araya geldiğinde, beynimizdeki tırtıl, o güzelim kozasını yapıp ortadan kaybolmak istiyor.

Peki, stresle nasıl başa çıkacağız? Gelin canlarım, biz bu işin de altından kalkarız…

ZATEN NEFES ALIYORUM!

Evet, bu oldukça basit bir çözüm gibi görünebilir. Ama durun! Derin nefes almak, tıpkı bir bilgisayarın "yeniden başlat" tuşuna basmak gibi etkili olabilir. Tabii, bilgisayarınızın yeniden başlama süresi gibi uzun sürmez. Kısa, derin bir nefes alın ve gevşeyin. Bu, beyninizdeki tırtılın da rahatlamasını sağlar.

GÜLMENİN GÜCÜ ADINA!

Stresle başa çıkmanın en iyi yollarından biri gülmektir. Bilim insanları, gülmenin beyindeki stres hormonlarını azalttığını söylüyor. Peki, neden ciddiye alalım? Bir komedi filmi açın, en saçma esprilere gülün ya da aynanın karşısına geçip kendi kendinize şapşalca bir espri yapın. Unutmayın, "en iyi ilaç" kahkahadır.

BİR "STRES CANAVARI" EDİNİN

Stres canavarı nedir mi? O, sizinle birlikte tüm gün dolaşan hayali bir dost. Stres seviyeniz arttığında ona yüklenin. Hani bu Eltilerin Savaşı filminde küçük olan eltinin vardı da sürekli sağdan soldan çıkıyordu, hatırladınız mı? "Yine mi işlerin altından kalkamıyorum? Suçlusu sensin!" diyerek stresinizi dışa vurabilirsiniz. Elbette, çevrenizdekilere bu durumu fazla anlatmamanızda fayda var; çünkü bir süre sonra sizi ciddiye almamaya başlayabilirler...

DÜŞÜNCELERİM SUSMUYOR!

Meditasyon, zihin sağlığı için harika bir araç ama "Zihnimi nasıl sustururum?" diye düşünüyorsanız, gelin sarılalım, yalnız değilsiniz. Bunun için meditasyon sırasında "sessiz kal" komutları vermek yerine, düşüncelerinizi bir nehir gibi akıp gitmesine izin verin. Bırakın, kafanızdaki tırtıl da bu nehirde keyifli bir gezintiye çıksın.

KAHVE Mİ, ÇİKOLATA MI?

Bazı günler sadece küçük bir molaya ihtiyacınız olabilir. Bir fincan kahve ya da çikolata, size minik bir mutluluk anı sunar. Bu kaçamaklar, zihinsel sağlığınız için küçük ama etkili birer ödüldür. Ama tabii ki, her gün koca bir pasta yemek istemiyorsanız dikkatli olun.

KELEBEĞE DÖNÜŞMEK İÇİN...

Zihinsel sağlık ve stres yönetimi, aslında düşündüğümüz kadar karmaşık değil. Küçük adımlarla, beynimizdeki tırtılı güçlü bir kelebeğe dönüştürebiliriz. Unutmayın, hayat her zaman ciddiye alınacak kadar ciddi değil. Bazen, gülerek, nefes alarak ve küçük kaçamaklarla stresin üstesinden gelebiliriz.
Son olarak, şunu da ekleyeyim: Tırtılınız da bir gün uçacak ve o zaman göreceksiniz ki hayat sandığınızdan çok daha hafif olabilir.
Haftaya görüşmek üzere!