Adana’da muhabirlik yaptığım 2006 yılı yazında ilk defa dahil olmuştum, Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ne. Festivalin uzun ömürlü olmasını tabii ki istiyordum; ama 14 yıl sonra 15’inci İFF için...
Adana’da muhabirlik yaptığım 2006 yılı yazında ilk defa dahil olmuştum, Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ne. Festivalin uzun ömürlü olmasını tabii ki istiyordum; ama 14 yıl sonra 15’inci İFF için korona günlerinde festivali yazacağımı söyleseler inanmazdım. Herhalde festivali başlatan ekip de böyle bir geleceği düşünmemişti.
Aradan geçen 14 yıl içinde Türkiye’de TEKEL direnişini gördük. Soma faciasını, Ermenek’i, Davutpaşa’yı gördük. Festival, bunların hepsine ve daha fazlasına tanıklık etti. Sponsorsuz, reklamsız, biletsiz belki biricik festival olarak yoluna devam etti. Kişisel serüvenimin Adana, Mersin ve İzmir yıllarında yer aldı bu festival.
İFF, bu yıl bir başka tanıklıkla yoluna devam ediyor. “EVDE KALAMAYANLARI GÖR” başlığıyla internet üzerinden yapılan festival, her türlü sosyal medya mecrasında bir duyarlılığı göstermeye çalışıyor.
İnsanlığın bir salgınla kıyasıya mücadele ettiği ve bu tehlikeyle en çok işçi-emekçi kesimlerin baş başa olduğu bir süreçte salonlarda ve sokakta olmasa da internet ortamında tarihe not düşmeye çalışacak. Nazım Hikmet’in “Yaşamaya Dair” şiirini okuyan çeşitli kesimlerden emekçilerin yer aldığı “İşçiler de evde kalabilsin” videosu bu ayın başlarında yayımlandı. Festival, bugünlerin en ağır işçilerini selamlıyor.
HALKLA BULUŞACAK
Online festivalin zorluklarını bilerek hareket eden festival ekibi bir ay boyunca cumartesi günleri internet söyleşileri ve gösterimlerle bir anlamda festivale hazırlandı. 1 Mayıs günü saat 20.00’de festival açılışı sosyal medya üzerinden “halkla” buluşacak. Alican Yücesoy, Mert Fırat ve Ercan Kesal da açılışta yer alacak.
İFF 15 yıllık geçmişin bu ilk deneyimi karşısında yaratıcı fikirlerle dikkat çekiyor. Türk sinemasının çok az konuşan; ama her filmiyle dikkat çeken yönetmenlerinden Tunç Okan festivalin en önemli konuklarından. Festival “Tunç Okan Retrospektifi” kapsamında yönetmenin dört filmini izleyiciyle buluşturacak. Bunların içinden “Cumartesi Cumartesi” filminin Türkiye'de daha önce gösterilmeyen Fransa kurgusunu YouTube’dan izleme şansı bulabileceğiz.
Her yıl eş zamanlı olarak İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da başlayan festivali önümüzdeki yıl sokakta ve salonda göreceğimizi umuyoruz. İşçiler 1 Mayıs’ta yürürken afişleri, Chaplin’i, Karagöz’üyle kortejde yer alan festival gönüllülerini önümüzdeki yıl meydanlarda göreceğiz yine.
Ama Türkiye halkı bugünlerde olduğu gibi, bugünler geride kaldığında da başta sağlık emekçileri olmak üzere, insanlık için evde kalamayan bütün emekçileri, insanlığın özgürlük mücadelesinin neferleri olarak hatırlayacak, buna da şüphe yok. Festivalin sözü de bunu bize hatırlatacak….