Kendini hala dünyanın jandarması zanneden ABD, Asya’da sınırları zorlamaya devam ediyor. Yaklaşık birkaç aydır dünya diken üstünde. Malum olay Rusya’nın “yumuşak karnı” Ukrayna’da yaşananlar.
Şimdi...
Kendini hala dünyanın jandarması zanneden ABD, Asya’da sınırları zorlamaya devam ediyor. Yaklaşık birkaç aydır dünya diken üstünde. Malum olay Rusya’nın “yumuşak karnı” Ukrayna’da yaşananlar.
Şimdi herkes şaşkınlık içerisinde birbirine “3.Dünya Savaşı çıkar mı?” diye soruyor. Kimine göre ise çıktı bile. ABD’nin “yaşı yetmiş işi bitmiş” Başkanı Joe Biden, “Kuzey Asya’nın kaplanı benim” diyen Vladimir Putin’e diş geçirmeye çalışıyor ama, nafile.
Daha önce Gürcistan ve Ermenistan’ı NATO’nun boyunduruğuna almak isteyen Sam Amca, bu ülkelerin halklarının acı çekmesine yol açmıştı. Gürcistan’da ABD yanlısı genç Cumhurbaşkanı Şaakaşvili bir darbe ile görevden uzaklaştırılırken, son olarak da Ermenistan’da Paşinyan Azerbaycan’dan büyük bir şamar yiyerek gereken dersleri aldılar.
Afganistan’dan ise hiç bahsetmek istemiyorum bile. Rusya’nın önce bulaşıp sonra apar topar kaçtığı Peştun Ülkesi’ni ABD de adam edemedi. Hepimiz adeta bir macera filmi izler gibi izledik Amerikan askerlerinin geçtiğimiz Ağustos’ta kaçışını. Sonrası fakr-u zaruret içerisinde acılar çeken Taliban’ın eline kalmış bir Afganistan var şimdi ortada.
Geçmişte Irak, şu sıralarda Suriye’de insanlık dışı muamelelerde bulunan, milyonlarca insanın ölümüne bir o kadarının da ülkelerini terk etmesine yol açan ABD, bu kez de dünyayı kuzeyden zorluyor. Beyinlerine girdiği eski Sovyet ülkelerini parça parça kopartarak Rusya’yı elsiz, kolsuz ve ayaksız bırakmak istiyor.
Yıllar önce Romanya ve Bulgaristan’da operasyon yapıp bu ülkeleri önce Avrupa Birliği’nin kucağına iten sonra da NATO ile kuşatan ABD, durduğu yerde durmuyor. Güya müttefikimiz olan bu ülkeyi yönetenlerin hırsı da bir türlü bitmek bilmiyor. Bakın ABD, sessiz sedasız Yunanistan’da 4 adet üs kurdu.
Bu üslerden biri burnumuzun dibinde olan Dedeağaç’ta kuruldu. Yüzlerce tank, top, tüfek ve helikopterin konuşlandığı üste nükleer füze bulundurulmadığı ne malum? Buradan Karadeniz’in kuzeyine Bulgaristan ve Romanya topraklarından geçerek gidebilir mi? Çok zor ama tehdit her zaman tehdittir.
Rus lider Putin önceki akşam Donetsk ve Lugansk’ı tanıyarak dişlerinden bazılarını gösterdi. Ardından da sınırda bekleyen özel birliklerini bu topraklara sürdü. Bu durum ABD ve NATO’ya yönelik ilk hamledir. Bundan sonrası ne gelir bunu ABD’nin tavrı belirleyecek. Kısacası Biden’ın ABD’si dünyaya hava atmak ve kuyruğu dik tutmak için “Eşek arısının yuvasını” karıştırmaya devam ediyor.
Türkiye olarak biz ise hem ekonomik hem de stratejik ilişkilerimiz bulunan Ukrayna’da yaşananları pür dikkat izliyoruz. Elbette itidalli olacağız. Hiçbir zaman tepemizde bir savaş istemeyiz. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi, savaş; ülkeyi savunmak söz konusu olduğunda bir hak, işgal ve sömürgecilik söz konusu olduğunda da cinayettir.
Biz bu cinayete asla ve asla ortak olmak istemeyiz. Rusya ile ilişkilerimiz her temelde ileri gitmiş iken, Ukrayna ile ortaklık yaparken, menfaatler çerçevesinde dost olan bu iki halkın “ABD istiyor” diye birbirini kırması ve Sam Amca’nın yaşananları kenardan kıs kıs gülerek izlemesi bu bölgede kimsenin işine gelmez.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları gidermek için zaman zaman yaptığı uyarılar çok önemli. Putin’le Türkiye’deki buluşması da dilerim bu büyük krizin bir an önce sona erdirilmesinde etkili olur. Yoksa, Karadeniz’de ABD’nin çakacağı bir çakmak bölgeyi alev topuna döndürebilir. Bundan da bizim etkilenmememiz düşünülemez. Herkes aklını başına almalıdır.