Çoğumuz büyüdüğümüz evlerde, öfkenin yanlış bir duygu olduğunu öğrendik. Öfkenin yanlış bir duygu olduğunu sadece büyüdüğümüz evlerde öğrenmedik; edindiğimiz arkadaşlarımız ya da mesai arkadaşlarımızla içine girdiğimiz çatışmalarda da öfkeli hissetmenin yanlış olduğu bize hissettirildi.
Peki öfke aslında neyi koruyor? Öfke duygusu hissettiğimiz zaman kendimize şunu  sormalıyız: "Hissettiğim bu duygu benim için yararlı mı yoksa zararlı mı? Bu duygu beni neyden koruyor?"

Öfke duygusu bizi tehlikede olduğumuz anlarda korur. Çünkü biz insanların hayatta kalmak için tehkilelerden korunmaya, tehlikeler karşısında önlem almaya ihtiyacı var. Bu yüzden öfke koruyucu bir duygudur. 

Öfke aynı zamanda haksızlık karşısında kendimizi savunmak içim ihtiyacımız olan gücü bize veren güçlü bir motivasyon kaynağıdır. Eğer haksızlık karşısında kendimizi savunmazsak zamanla tükenmişlik duygusu yaşamamız kaçınılmazdır. Hayatımızda bir şeyler ters gittiğinde hem zihnimizde hem de bedenimizde belli sinyaler oluşur. Bu bir şeylerin bizim için iyiye gitmediğinin işaretidir. Bu durumda bu işaretleri izleyip bize ne anlatmaya çalıştığını iyi anlamalıyız. 
Eğer öfke duygusunu iyi yönetmez, günlük hayatımızda sorun çıkarmasına neden olacak şekilde kontrol edemezsek; eş, iş, arkadaşlık gibi hayatımızın her alanında  bütün ilişkilerimizi etkilemeye başlayacaktır. Öfke duygusu ile kavga ederek ya da insanlardan kendimizi izole ederek baş etmeye çalışmak çevremizdekilerin bizim için saldırgan ya da içe kapanık bir insan olduğuna dair bir düşünce oluşmasına neden olacaktır. 

Öfkeli hissetmeyi yönetemezsek öfkenin bedenimize sıkışması ve kendimizi giderek çaresiz biri gibi hissetmeye başlamamız kaçınılmaz olacaktır. Öfke sinir sistemimizden gelen bir sinyaldır. Öfke, diğerleri için kurmamız gereken duygusal sınırları bize hatırlatır. İçimizdeki öfkeyi  görmezden gelir onu susturursak, içimizde bir yerde bize kendini duyurmak isteyen parçayı duyamayız. Bu kendimizden kopmamıza ve sakinleşmemiz için gerekli olan önlemleri alamamızdan bizi alıkoyar.

Bu yüzden öfkeyi bastırmak yerine onu hissederek bizimle ilgili derin gerçeğin ne olduğuna kulak vermeliyiz. İyi ve sakin olabilmemiz için kendi içimizdeki sese kulağımızı tıkamamalıyız. Öfke, her zaman bizi ihtiyacımız olan dikkatini ve ilgini vermeye seni davet eder. Bu daveti reddetmek aynı zamanda ihtiyaçlarımızı da reddetmek olacaktır. Ez cümle içimizdeki öfkenin bize ne anlatmaya çalıştığına her zaman kulak vermeliyiz.

Sevgilerle...