Hayatımızda oynadığımız o kadar çok rol, devam ettirdiğimiz o kadar çok rutinler var ki yaşamımız gibi hayatımızdaki kişileri de sabitlediğimizi zannediyoruz. Otomatik pilota alınan ilişkiler, zamanla yaşam şeklimizi dönüşüyor ve bir gün bir bakıyoruz içimizde sıkılmışlık hissi ve bizi boğan düşünceler sessizce bir şeylerin değişmesi gerektiğine dair bize baskı yapyor.

İlişkilerde yapılan çeşitli hatalar vardır ama içlerinde bir tanesi var ki hayatımızda sahip olduğumuz insanların yaptığı iyi şeyleri bir süre sonra görmemeye başlamak onları adeta yaşamamımızın normalı olarak görmek. 

Annemizin bizi düzenli olarak arayıp nasıl olduğumuzu sorması... Eşimizin bizi düzenli olarak arayıp iyi misin diye hatırımızı sorması... Ya da iş arkadaşımızın bizi yorgun görünce o günkü kahveyi kendisinin yapması... Bunları öyle normalleştirmeye başlarız ki aslında ki içinde ne kadar incelik, ne kadar şefkat ve sevgi içerdiklerini unuturuz. 

Biz insanlar maalesef hayatımızda yolunda olan şeylerin yaşamamımıza kattığı değerin önemini çabuk unuturuz. Gözümüzdeki yeri değişmeye başlar, sıkıcı bulmaya başlarız. 

Görüştüğüm birçok çiftlerde fark ettiğim şey de tam olarak bu; erkeklerin kendilerini seslerini duyurmaya çalıştığı kadınların kırgınlıklarını görmemeleri, onların kendilerine anlatmaya çalıştığı şeylere gerçekten kulak vermemeleri, kendisinden uzaklaştığında bu uzaklığı adeta bir konfor alanı haline getirmeleri... Bu örnekleri elbette çoğaltabiliriz ama iş tam olarak kadının yaşadığı küçük küçük kırgınlıkların büyük bir öfkeye dönüşüp artık aynı ortamda eşi ile yaşamaya tahammül etmemeye başladığı an ayrılmak istediğini eşine söylediğinde… Erkeklerin onca yıl sesini kendisine duyurmak için her türlü çabayı gösterdiği eşine panikle gitmemesi için üstün bir çaba göstermeye başlıyorlar. 

Bir ilişkide değişimin gelmesi için neden işlerin bu kadar acı verici hal alması gerekiyor? İlişkilerde yakınlık bu kadar tehlike altındayken çiftler neden yüzeysel halde olan ilişkilerinden rahatsız olmuyorlar? 

Çiftlerin birbirine gerçekten zaman yaratmasının çok önemli buluyorum. Mesaj atmak yerine yüz yüze konuşmayı seçmek. Birbirleri için program yaratıp o programa uymak. Gerçekten kendini eşini dinlemeye açmak. Onun ne söylediğine, ne anlattığına kulak vermek... Kısacası birinin, varlığını diğerinde gösmeye başlaması, bir ilişkide çiftlerin birbirine verebileceği en kiymetli hediyedir. Hepsi bir ilişkide yüzeyselliği kurtacak önemli adımlardır.
Elbette ilişkiler düz bir çizgi değildir, tıpkı hayat gibi ama hayatımızda var olan kişilere zaman yaratmak, diğerine kendi varlığını hatırlatacak en önemli eylemdir. 
İlişkilerimizi taze tutabilmenin en iyi yolu bu eylemler... Yani yeni rutinler, yeni hobiler, yeni gözlerle ilişkimize yeniden bakmak. Unutmayalım ki bıraktığımız her şey tazeliğini yitirir. 

Sevgilerle...