CHP’nin İzmir’deki üç, dört belediyesinde işler hiç iyi gitmiyor. Usulsüzlük iddiaları, mafyavari ilişkiler adeta havada uçuşuyor. Her ne kadar bunları yandaş medya, sahte hesaplar ortaya atıyor denil...
CHP’nin İzmir’deki üç, dört belediyesinde işler hiç iyi gitmiyor. Usulsüzlük iddiaları, mafyavari ilişkiler adeta havada uçuşuyor. Her ne kadar bunları yandaş medya, sahte hesaplar ortaya atıyor denilse de, ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler.
CHP, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde inanılmaz bir rüzgar yakaladı. İstanbul başta olmak üzere, Ankara, Adana, Antalya ve Mersin gibi büyük illerde ezici çoğunluk sağladı. İzmir’de ise zaten yenilmez üstünlüğü vardı.
Biz durumu böyle özetledikten sonra İzmir’e bakalım.
Ahmet Piriştina ile başlayıp Aziz Kocaoğlu ile devam eden 20 yıllık bir CHP iktidarı vardı İzmir’de. Eksiği ile fazlası ile bir belediyecilik yapıldı bu dönemde. Kocaoğlu, zor şartlarda başkanlık yaptı. FETÖ kumpası olduğu sonradan ortaya çıkan davalar serisinde 397 yılla yargılandı. Mesai arkadaşları, cezaevinde yattı.
Sonunda aklandılar ama, onu sen gel bir de onlara sor…
Kocaoğlu bayrağı bu dönem Tunç Soyer’e devretti. Tunç Başkan Allah’ı var iyi gidiyor. Yerinde duramayan bir yapısı var. Tarımdan turizme, doğaya, istihdama Büyükşehir olanakları ile elinden geleni yapıyor.
Pandemi süresince de baya iyi çalıştı. Bedava maskeden, yardım kampanyalarına kadar gerekenler yerine getirilirken, İzmir’in altyapısı da ihmal edilmedi. Sokağa çıkma yasaklarında, eski yollar asfaltlama ile yenilendi.
Bu konularda İzmirliler, Tunç Başkan’a teşekkür etmeli…
Evet bir de madalyonun diğer yüzüne bakmakta fayda var. CHP’li üç, dört belediye dedik. Bugünlerde kaynayan kazan Menemen Belediyesi. Bir buçuk yıldır bitirilemeyen bir pazaryeri var. Büyükşehir’in katkısı ile ancak kabası biten o pazar, iddialara göre hak sahiplerine değil, birilerine pazarlanacak.
Menemenle ilgili iddialar bununla sınırlı değil tabi ki. Çöp ve süpürme araçları alımında, 6 milyon liraya mülkiyeti alınacak 22 aracın, 36 milyon liraya kiralanması inanılacak gibi değil. Yine belediye envanterindeki hurda araçların ihalesiz ve gizlice TIR’lara yüklenerek bazı kişilere satışı da bir muamma.
Kasımpaşa Üstgeçidi’nin piyasa rayiç fiyatlarının üzerinde yaptırılması, pandemide kullanılan milyonlarca liralık dezekfektan alımı, bilgi işlem için tedarik edilen bilgisayarların, güvenlik için temin edilen kameraların ortalıkta görünmemesi, bir diğer iddialar…
Tüm bu iddialar Menemen kamuoyunda günlerdir konuşuluyor. Belediye Başkanı ise, 1 yıllık icraatını anlattığı basın toplantısında kendisini dinlemeye gelen basın mensuplarına bu konularda tek kelime söylemiyor. İşin enteresan tarafı, onlar da sanki bu işlere vakıf değillermiş gibi bir tek soru dahi sormuyor…
Ve bomba son belediye meclisinde patlıyor. Belediyenin bir yıllık faaliyet raporu, CHP’li üyelerin de muhalefeti ile reddediliyor. Ama kanun gereği, üçte iki red çıkmadığından kerhen kabul edilmiş oluyor ki, başkan koltuğunu kaybetmekten kurtuluyor…
Siz başkan olsanız o koltukta oturur musunuz?
Menemen’de durum bu iken, Foça’da bir başka felaket durum var. Başkan’ın adının karıştığı bir esnafın vurulması olayı, adli mercilere yansımış durumda. Hakkında iddianame hazırlanan başkan, önce müşteki sonra da sanık sıfatı ile önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak… Dilerim, iddianamede ortaya konan mafyavari ilişkilerle o gencecik başkanın bir ilgisi yoktur. Yoksa yandı gülüm keten helva…
Son olarak, Karaburun’da kadın başkanın, ihalelerde meclis üyelerini ve işe alımlarda yakınlarını kayırdığı iddiaları ortalığı karıştırmış vaziyette.
Şimdi CHP’li milletvekilleri de yöneticiler de bu iddiaların her zaman olduğu gibi birer komplo olduğunu söyleyecekler. Bence, hemen savunmaya geçmeden önce olayları bir araştırsınlar. Sonradan pişman olmamak için…