Hayatınıza baktığınızda diğer şeylere göre daha güçlü ve daha çok yer kaplayan şeylerin neler olduğunu hiç fark ettiniz mi? Peki diğerlerine göre neden daha güçlü ve daha fazla yer kapladıklarını mera...
Hayatınıza baktığınızda diğer şeylere göre daha güçlü ve daha çok yer kaplayan şeylerin neler olduğunu hiç fark ettiniz mi? Peki diğerlerine göre neden daha güçlü ve daha fazla yer kapladıklarını merak ettiniz mi? Bunlar ilişkileriniz, alışkanlıklarınız ya da yaptığınız işler de olabilir.
Birçok yerde okumuşsunuzdur buradan da yenilemek istiyorum. “Zamanınızı, dikkatinizi ve enerjinizi verdiğiniz şeyler hayatınızda büyümeye devam eder.” Yaşamımızda dikkatimizi ve enerjimizi verdiğimiz bu şeyler bizim yararımıza da olabilir, zararımıza da bu hayatımızın her alanı için geçerlidir.
Ben ilişki çalıştığım için vereceğim örneklerde ilişkiler üzerinden olacak yine. Örneğin, eşimizle konuşurken kendimizi ona anlamaya açmayı alışkanlık edinmek daha empatik ve daha anlamlı bir ilişki geliştirmemize neden olacaktır. İletişimimizde yapacağımız bazı değişiklikler çevremizdekilerle olan etkileşimimizi nasıl etkileyeceğini ve ilişkinizin olumlu anlamda nasıl değişeceğinizi görebilirsiniz. Karşımızdakinin bizi anlaması için kendimizi tüketerek harcadığımız zaman ve enerjinin ve ilişkilerimizin düşen kalitesinden bozulan moralimizi düzeltmek için harcadığımız çabanın inanın edindiğiniz iyi alışkanlıklar için harcadığımız zaman ve enerjiden çok daha fazla olacağını göreceksiniz. Zamanımızı ve enerjimizi ilişkilerde sadece kötü iletişim yöntemleri ile değil bazen de mümkün olmayan, duygusal anlamda bize müsait olmayan ilişkilere yatırım yaparak harcadığımızda oluyor. Sizi anlaması ve birlikte iyi bir ilişki inşa etmeniz mümkün olmayan bir partnerle mi zamanınızı tüketiyorsunuz yoksa sizi gerçekten destekleyen bir partner için mi yatırım yapıyorsunuz?
İlişkiler üzerinden bakarsak bu tür örnekleri dilediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Asıl burada kendimize sormamız gereken soru şu: “Hayatımızda neyin gelişmesini istediğimiz ve iyi olansa sahip olduğumuz seçme gücünü neyin değişmesi için kullanmak istediğimiz?” Belki değişmesini umut edip istediğiniz şeyi seçmek sizi korkutan şey olsa da belki buna değecek.
Hayatımızı o kadar çok aceleye getiriyoruz ki sanki görünmeyen bir sayaç bizi çabucak bir yere varmamızı istiyor gibi koşturup duruyor zamanın baskısını üzerimizde hissediyoruz. Oysa bizler baskı altında yaşamak için tasarlanmadık. Özellikle biz kadınlar... Kendimize arzuladığımız şeyler için ihtiyacımız olan zamanı nasıl vereceğimizi öğrenerek başlayabiliriz. Kendi içsel dinamiklerimizi nasıl dinleyeceğimizi öğrenmeye başlayarak işe koyulabiliriz. Yardım istemeye ihtiyaç duyduğumuzda nasıl yardım isteneceği cesaretini gösterebilir ve en önemlisi de kadın olmanın hassas olan yanlarını kucaklayabiliriz. Cesur olmayı isteyen ama bazen de kadınsal hassaslığı isteyen tarafımızı dengeleyebiliriz.
Hayatımızın neresinde olursak olalım arzu duyduğumuz şeyler için ihtiyacımız olan zamanı geri alarak, aceleye getirmeden, yorulduğumuzda derin bir nefes alıp biraz dinlenip devam etmeyi seçerek kendimize ve zamanımıza sahip çıkarak sadece ilerlemeye devam ederek. Eksikte olsa da yaptıklarımız iyi iş çıkardığımız için kendimizle gurur duyarak.
Sevgilerle…