Önceki gün Türkiye’nin aydınlanma yolunda mücadele eden, dünya çapında tanınan bilim insani arkeolog, dil bilimci ve sümerolog en önemlisi de bir Cumhuriyet çınarı olan Muazzez İlmiye ÇIĞ’ı tam 100 yaşında kaybettik.
Sadece Sümer, Asur ve Hitit uygarlıkları alanında yaptığı çalışmaları ile değil; sesini insan hakları alanında gösterdiği mücadelelerle de duyuran Muazzez İlmiye ÇIĞ, yaşamı boyunca bildiklerini anlatmaktan usanmamış, anlattıklarına karşı çıkanlara rağmen hiç geri adım atmamış ülkemiz için çok büyük bir değerdi.
Bugün Tweeter’da haberleri okurken, kendisinin bilim insanı olmadığına dair birçok düzeltmeler yapıldığını fark ettim ki kendisi hayattayken her zaman insanların kendisini profesör olarak tanıdığını ama aksine akademik bir unvanı olmadığını söylemiştir. Evet belki akademik bir unvana sahip değildi ama arkeoloji ve sümeroloji alanına verdiği katkılar çok kıymetli olup özellikle bu alanda doğru bilgiyi insanlara bilgiyi yayma konusunda çabası takdir edilmelidir. Özellikle başörtü konusunun Kuran’da nasıl anlatıldığının aksine tarihinin Sümer fahişelerine dayandığını iddia etmesi büyük bir kesim tarafından sevilmemesine neden olsa da o bildiği ve inandığı şeyleri cesurca söylemekten asla çekinmedi.
Muazzez İlmiye ÇIĞ’ın ülkemize özellikle laikliğin anlatılması ve kadın hakları konusunda gösterdiği çaba gerçekten kıymetliydi. Yaşına rağmen katıldığı her programda Atatürk’ü ve Cumhuriyeti anlatan Muazzez İlmiye ÇIĞ, özellikle Atatürk döneminde verilen eğitim seferberliğinin ilk kadın örneklerinden biriydi. Bu yüzden yaşamı boyunca her fırsatta kız çocuklarının okuması ve eğitime yönlendirilmesinin önemini anlattı.
Yaşamının son anına kadar çalışması, üretmesi ve ülkesine faydalı olmaya çalışması ile hayat nasıl yaşanıra son derece iyi bir örnek bir insan oldu. Kendisini bir Cumhuriyet kadını olarak duruşu, bilgisi ve görgüsü için ülkemizin aydınlık yolunda gösterdiği çaba için teşekkür ediyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Ruhu şad olsun.
Saygılarla…