Dünyanın gözü, kulağı Amerikan seçimlerindeydi. O da oldu, bitti. Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump fark atarak kazandı; sildi, süpürdü. İlk konuşmasında, “Bu, Amerikan halkı için muhteşem bir zafer ve Amerika’yı yeniden harika yapmamızı sağlayacak.” dedi. Kürsüye ABD’nin yeni Başkan Yardımcısı JD Vance, aile fertleriyle çıkan Trump, “Savaşları durduracağını. ABD sınırlarını düzelteceğini ifade etti…

       Dünyanın pek çok ülkesinden Trump’a tebrik yağarken, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kutlama mesajında, “Yeni dönemde, Türkiye - ABD ilişkilerinin güçlenmesini, Filistin meselesi ve Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere, bölgesel ve küresel çapta yaşanan krizlerin, savaşların son bulmasını temenni ediyor, daha adil bir dünya için daha fazla çaba sarf edileceğine inanıyorum.” dedi…

     Trump nasıl kazandı veya ne kazandırdı? “Tencere ve göç!” Elbette daha başka unsurlar da var  ama bunlar en önde gelenlerdi. Başkanlıkla birlikte, hem Temsilciler Meclisi’nde hem de Senato’da çoğunluğu elde eden Trump şimdi çok daha güçlü geldi…

       Kazanmasının en başta nedeni de “tencere.” Enflasyonla birlikte Amerikan halkının satın alma gücü daha da düştü, tencereye koyacak malzeme daha da azaldı. Hal böyle iken, Biden yönetimi, bu gerçeği bilmesine, görmesine rağmen, Orta Doğu’daki savaş için, Rusya-Ukrayna savaşı için ve Orta Doğu kabadayılığına soyunan İsrail desteklemek için milyarlarca dolar harcadı. Amerikan halkı bunu gördü. Trump da gördü. ‘Sınırları düzelteceğim’ derken de 13 milyon göçmeni geri göndereceğini söyledi. ABD’ye yasal olmayan yollardan girenleri kast etti…

       Bu söylem işsiz Amerikan vatandaşlarını sevindirdi. Amerikan seçmeni, “Onlar gelmeye devam ettikçe bizim ekmeğimiz küçülüyor.” diyerek yakındı ve Biden yönetiminin bu konuda hiçbir şey yapmadığını söyledi. Özetle sınır kapıları, göçmen akımı ve göç politikası Kamala Harris’in aksine Trump’ın, seçim kampanyasında öne çıkardığı konu başlıklarındandı…

       Bunların yanı sıra, doğal olarak Elon Musk faktörü ve sosyal medyadaki paylaşımlar da Donald Trump’ın zafer kazanmasında önemli rol oynadı. Nitekim Elon Musk sonuçları öğrendikten sonra sevinçten havalara uçtu…

Her neyse; seçim sonuçlarını dünya ülkeleri izlediği gibi, etleri bir kazanda kaynamayan Rusya, İran ve Çin ile Kuzey Kore de izledi. Onlarla ilişkilerin nasıl gelişeceğini zaman gösterecek. Trump’un en azından savaşları durduracağını söylemesi, umutları artırmış durumda. Amerika’nın derin devleti acaba bu konuda ne düşünür? 

       Ancak sonuçta Trump da biliyor ki, ABD milyarlarca doları İsrail’e akıtırken, öte yanda ABD’nde milyonlarca insan, artık mutfağın yükünü çekemez hale geldiklerinden şikâyetçilerdi. Trump daha önceki başkanlık döneminde yurt dışındaki bazı ülkelerden Amerikan askerlerini çekeceğini, bunların büyük masrafı olduğunu söylemişti. Bakalım bu konuda nasıl bir adım atacak?

       Tabii ki Trump’ın işi kolay değil. ‘Büyük başın büyük derdi var’ derler ya! Mesela Çin’le ticari rekabet başlı başına önemli bir sorun teşkil ediyor. Orta Doğu’da birilerinin kulaklarını çeker mi, yoksa Biden gibi, “Vur vurabildiğince, arkandayım mı” der? 
Geçmiş ABD Yönetimi istedikten sonra, Gazze ve Lübnan’daki savaşı durdurabilecek güçteydi ama yapmadı…

       Washington’dan bakıldığında küçük bir mesele gibi görünür ama etrafı bitmeyen krizler, çatışmalar ve savaşlarla büyük! Kısaca Biden’ın ektiği olumsuz tohumları temizlemek pek de kolay olmayacak gibi görünüyor...