Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı tağşiş ve taklit listelerine baktığımızda yiyeceklerimizde güven kalmadı. Bu durumda hiç bir şey almamamız gerekiyor. Sadece doğadan topladığımız otları yemek yapıp yiyecek duruma geldik. Her yerde sahtecilik ve hileli yiyecekler. Peki, ne yiyeceğiz?

       Hayatın pahalı olmasıyla ilgili soracağınız her soruya hazır cevapları var Bakanlıkların.. Dünya pahalı bu nedenle bizim de pahalı olmamız son derece normal. Kimse demiyor Türk Lirası pula dönüştü bundan kaynaklı alım gücümüz düştü…

       Esnafa ve fırıncılara sorarsanız, girdiler yükseldi diyorlar. Bakın sıralanan mazeretler aynen şöyledir; ekonomik girdiler yükseldi. Döviz yükseldi. Petrol fiyatları yükseldi. Bu nedenlerden dolayı pahalıyız. Peki, hükümetin böyle durumlardaki görev ve sorumluluğu nedir?

       Hızla fiyatları yükselen birçok emtiayı dengelemek. Çaresi; Fiyat İstikrar Fonu. Bu fonda para toplarsanız bu zamları sübvanse edebilirsiniz. Bu fonda kimine göre para var kimine göre para yok.

Örneğin: Doğalgaz ile elektrik zammını sübvanseye edebilirsiniz. Hükümet sübvanse ediyor. Fakat zamlar bir türlü durmuyor…

       Akaryakıt zamları iğneden ipliğe zam yapılmasına neden oluyor. Ayrıca dövizdeki artış marketlerdeki tüm ürünlerin pahalı olmasına neden oluyor mu? Yoksa Market sahipleri aralarında anlaşıp bir liraya tarladan aldıkları ürünü 35 liraya satıyorlar. Aralarındaki WhatsApp anlaşmasıyla marketteki ürünlerin fiyatını belirleyip satıyorlar…

       Tarım Orman ve Ticaret Bakanlığı tarafından piyasalar sıkı denetlenmesi gerekiyor. Marketlerin fırsatçılık yapmasının engellenmesi gerekiyor. Ne yazık ki tüm marketler yapmasa da birçok market sahibi stokçuluktan ciddi kar elde ediyor. Tüccarlar deseniz aman tanrım. Pahalılıkta asıl yılanın başı tüccarlar; onlarda stokçuluk mantığıyla çalışıyorlar ve tüm bu yapı pahalılık söz konusu oldu mu ciddi karlar elde ediyorlar…

       En basit örneği verecek olursak, bir paket pirinç rekabet yoksa 70 liradan satılabiliyor ama raflara dört-beş çeşit başka marka pirinç girdiği anda bir bakıyorsunuz bir düşmede beş lira düşebiliyor pirincin fiyatı. Siz tüccarın karını varın bu basit örnekten anlayın. Demek ki isteseler gıda fiyatlarında ciddi indirime gidebilirler. Verdiğim bu örnek tüm gıda çeşitleri için geçerli…

       Asgari ücretin ve emeklinin aldığı maaşlar “Açlık sınırının” çok çok altına. İnsanlar artık market alışverişi ve benzin için çalışıyorlar…

       Devletin sağlam bir döviz girdisi var. Bu nedenle devlet kasasını dolduruyor. Hükümetin piyasaları denetlemekle piyasaları ucuzlatması pek kolay görünmüyor. Serbest piyasaya müdahale edilmesi gerekiyor. Serbest piyasaya müdahale edilmediği için hükümetin yayımladığı sebze ve meyve fiyatlarının kimseye bir faydası yok. Hükümet elma 25 liradır dese dahi toptancı ve perakendeci arasındaki denge farklı kuruluyor ve daha pahalıya satılıyor…

       Yani Devlet Bakanlar toptancıya ya da marketçiye şu ürünleri şu fiyattan satacaksın dememesinden dolayı herkes “serbest piyasa” var diye istediği gibi istediği fiyata satıyor…

       İktidar, Bakanlıklar “Serbest Piyasa’ya” kaldırıp fiyatı kendisi belirlerde, bu yayınlanan rakamlar üzerinden satılacaktır ve bu fiyatlar da tüketiciyi korumaya alır. Devlet temel tüketim maddelerinde karlılık oranını belirleyebilir. Belli bir karlılıkla satış sağlanabilir…

       Devletin elinde böyle bir karar üretme enstrümanı var önemli olan Bakanlıklar böyle bir karar alıp uygulaması bulunuyor. Şu an ki mantıkla “serbest piyasa” anlayışıyla piyasaların ucuzlatılması mümkün değildir…