İzmir’in kendini ifade ettiği, iddia ortaya koyduğu alanlardan biri de yerleşik spor ve sporcu kültürü. Anadolu topraklarında spor alanında birçok ilke imza atan İzmir’in profesyonel liglerdeki başarıları ise inişli çıkışlı bir performans sergiliyor. Spor tarihinin 19. yüzyıla uzandığı İzmir’de 1861'de at yarışı, 1877'de futbol, 1892'de atletizm ve 1890'ların başında kürek ve yüzme gibi sporlar icra edilmiş. İzmir’in çok kültürlü kimliği ve Levantenler’in olumlu etkisini spor alanında görmek mümkün. Türkiye’deki ilk futbol maçının, Türkiye’deki ilk koşunun, Türkiye’deki ilk gece koşusunun, Türkiye’deki ilk bisiklet yarışının, Türkiye’deki ilk golf ve tenis maçlarının yapıldığı İzmir’de bu ilkler hakkında İzmir kamuoyunun çok da farkındalık sahibi olduğunu söylemek mümkün değil. Özellikle atletizm alanında dönemin en önemli başarılarına ev sahipliği yapan İzmir’de milli sporcuların uluslararası arenalarda elde ettiği başarılar Türkiye’nin gururu olmayı başardı. 1971 yılında düzenlenen Akdeniz Oyunları ve 2005 yılında gerçekleştirilen Universiade Yaz Oyunları İzmir’in uluslararası arenalardaki tanınırlığına katkı sağladı. Süper Lig’e geri dönme mücadelesi veren Göztepe ile Türkiye Basketbol Ligi’nde mücadele eden Pınar Karşıyaka İzmir denildiğinde akla gelen en önemli markalar arasında. Her seçim döneminde adayların vaatleri arasında yer alan stat konusunda ise çok olumlu olmasa da bir nebze de olsa ilerleme kaydedildi. Altay Alsancak Stadı, Gürsel Aksel Spor Kompleksi, Doğanlar Stadı ve Tire Stadı gibi yatırımlar uzun yıllar boyunca olacak mı olmayacak mı, başlayacak mı bitecek mi şeklinde tartışmalarla sonuca erdirildi.
EURO 2032
Karşıyaka Spor Kulübü’nün stat çilesi ise yıllardır devam ediyor. Avrupa Futbol Şampiyonası’nın 2032 yılında düzenlenecek organizasyonuna İtalya ile birlikte ev sahipliği yapacak olan Türkiye’de aday stadyumlar arasında İzmir’den bir stadyumu görmek mümkün olmadı. Mevcut stadyumların koltuk kapasitesinin uluslararası şampiyonlara yeterli bulunmaması sebebiyle İzmir’i yakın gelecekte uluslararası organizasyonlarda görmek mümkün olmayacak gibi. 1971 Akdeniz Oyunları sürecinde inşa edilen, Türkiye’nin iki olimpiyat stadından biri olan Atatürk Stadı’nın 2005 Universiade Oyunları döneminde yenilenmesi de seyir zevki olan ve ideal bir ortam sunacak stadyum arayışını çözmedi. İzmir spor kamuoyunun en büyük beklentisi Atatürk Stadı’nın yıkılarak uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacak biçimde elden geçirilmesi ve yeniden inşa edilmesi. Türkiye’nin ve İzmir’in marka değeri açısından olumlu etki yaratacak bu adım İzmir’in turizm potansiyeline de katkı sağlayacak. Anadolu’nun birçok kentinde 3-5 bin seyirci bile toplamayı başaramayan devasa stadyumlar varken İzmir’in bu konuda üvey evlat muamelesi görmesi konusunda kamuoyunun kaygısı devam ediyor.