Futbol dünyanın en gözde sporlarından biri. Öyle büyük bir endüstri ki her yıl milyarlarca Euro’luk, devasa bütçeler futbol takımlarına, oyuncu transferlerine, futbolun cazibesine ve geleceğine yatırılıyor.
Çoğu zaman siyasete de konu edilen futbol kitleleri yönlendirmek için en iyi yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor.
Yerel yönetimler ülkemizde futbola en çok yatırım yapan kuruluşlar arasında. Türkiye’nin dört bir yanında il, ilçe ya da beldenin isminden sonra ‘Belediye Spor’ ibaresi taşıyan yüzlerce futbol kulübü var. Bu kulüplerin bir kısmı profesyonel liglerde boy gösterirken, önemli bir bölümü de amatör liglerde mücadele ediyor.
Yerel yönetimlerin profesyonel spor kulüplerine maddi destek olması çoğu zaman tartışmalara neden olan bir konu. Milyonlarca liralık kaynak akıtılan futbol kulüplerinin bulundukları yerleşim yerine katkıları sorgulanır boyutlara ulaştı.
Son olarak 31 Mart yerel seçimleri öncesinde kamuoyunda şüpheli, şaibeli para hareketleriyle ülke gündeminde yer alan onlarca futbol kulübünden söz edildi, söz edilmeye de devam ediyor.
AK Partili ve MHP’li belediyelerin muhalefet partilerine geçtiği yerleşim yerlerinde iktidar eliyle, belediyelerin futbol kulüplerine aktardığı bütçeler, belediyeler el değiştirince birer birer inceleme konusuna dönüştü.
Manisa Futbol Kulübü ile Manisa Büyükşehir Belediyesi, Etimesgut Belediyespor ile Etimesgut Belediyesi arasında yaşanan gerilim göreve yeni başlayan belediye başkanlarının futbol kulüplerini şeffaf bir şekilde inceleme, süreçlere hakim olma çabasıyla yaptığı girişimlerden kaynaklandı.
SPONSOR DESTEKLİ TAKIMLAR
İstanbul Büyükşehir Belediyespor olarak kurulan ve Türkiye’de dört büyükler ve Bursaspor’un ardından şampiyonluk unvanı taşıyan tek takım olan Başakşehir de yıllar boyu transfere harcanan devasa bütçelerle tartışma konusu oldu.
Kamu kurum ve kuruluşları, devlet bankaları, dernek ve farklı kurum ve kuruluşların sponsorluk katkılarıyla transfer yapan, hatta kendi oyuncusunu İspanya ligine gönderen Başakşehir’in arkasındaki bu güç amatör spor ve sporculara verilseydi Türkiye Paris Olimpiyatları’ndaki hayal kırıklığını yaşamazdı belki de.
2011-2012 sezonunda 1. Lig'de şampiyon olarak tarihinde ilk kez 2012-13 sezonunda Süper Lig'de mücadele etmeye hak kazanan Akhisarspor da şu aralar en çok konuşulan hayal kırıklıklarından biri maalesef. 7 sezon Süper Lig'de mücadele ettikten sonra 2018-2019 sezonunda 1. Lig'e düşen Akhisarspor, 2018 yılında Türkiye Kupası ve Süper Kupa’yı kazanmayı başarmıştı. Bu başarıya sahip ilk ve tek Anadolu ilçe takımı olan Akhisarspor günümüzde Bölgesel Amatör Lig’de mücadele ediyor. Amatör Lig’de ilk iki maçında 16 gol yiyen Akhisarspor’un bu başarısızlığı Akhisar’a gönül verenleri üzüyor haliyle.
Sosyal medyada yükselen bu seslerin bir kısmı Akhisar Belediyesi’ni kulübe destek vermemekle ve bu kötü tabloya seyirci kalmakla suçluyor. Medarspor’un yarışmacı haklarını satın alan Akhisar Belediyesi’nin ‘Akhisar Belediye 1885 Spor Kulübü’ ismiyle sahalara dönmesi bazı Akhisarlıları bir hayli kızdırmış durumda.
200 milyon TL’yi aşkın borcu olan, transfer yasağı olan, oyuncularına lisans çıkaramayan kulübe Akhisar Belediyesi tüm bütçesini dahi yönlendirse çare olmayacak gibi görünüyor.
Altyapıdan yetişen oyunculara lisans çıkarılamaması sebebiyle Akhisar’ın gençlerini Manisa FK ve Altınordu’ya göndermek zorunda kalan Akhisar’da amatör spora ve spor kulüplerine belediye eliyle yapılan destek çok önemli.
Voleybol ve basketbol olmak üzere Akhisar Belediyesi’nin ilçenin spor kültürünü geliştirmek, gençlere yeni imkanlar yaratmak için gösterdiği çaba ortadayken adeta ‘siyasi projeye’ dönüştürülen Akhisarspor için hala suçlanabiliyor olmasını anlamak mümkün değil.
Yerel yönetimler profesyonel kulüplere ve branşlara destek vermesin. Futbol-yerel yönetim gerginliği herkesi üzüyor, geriyor, ne olur yapmayın!