Türkiye dünyanın en kötü internet altyapılarından birine sahip. Dünya genelindeki ülkelerin internet hızı bağlantılarına ait verileri derleyen Speedtest by Ookla’nın raporuna göre Türkiye, sabit internet hızında Kongo’nun gerisinde kalarak 111’inci sırada yer aldı.

181 ülkenin yer aldığı sıralamada Türkiye’nin konumu hakkında söylenebilecek çok şey var ancak gündelik hayatta, iş yaşamında, evde, sokakta internet kullanan her birey bu sıralamanın zaten ne ifade ettiğini çok iyi anlıyordur.

Çevirmeli bağlantıdan ADSL’e oradan ise fiber teknolojilerle tanıştığımız çok da uzun olmayan bu teknolojik yolculukta internetin hızlanma süreci maalesef Türkiye’de kaplumbağa hızıyla yarışır halde.

Video izlerken donup kalan ekranlar, yüksek bir datayı indirmeye çalışırken yaşadığımız stres, biraz şehir dışına çıkınca erişemediğimiz internet hayatımızı kolaylaştırmak yerine çoğu kez bir gerginlik öznesine dönüşüyor.

Az önce Türkiye’nin konumundan bahsettiğim araştırmada dünya genelinde mobil internet indirme hızı ortalama 52,48 Mbps, sabit internet ortalama indirme hızı 93,67 Mbps olarak belirlendi. Hem mobil internet hem de sabit internet hızlarında Türkiye küresel ortalamanın gerisindeki konumuyla ise şaşırtmadı.

Sabit internet kullanımında en hızlı ülke 289,98 Mbps ile Singapur oldu. Singapur’u 282,48 Mbps ile Hong Kong, 274,46 Mbps ile Şili takip etti. Küba, 181 ülke arasında sonuncu sırada. Afganistan, Suriye ve Burundi de internetin son derece yavaş olduğu diğer ülkeler.

Artan enflasyonist ortam, fiyat istikrarının kaybolması gibi sebeplerle internet hizmetine ödediğimiz fatura tutarı da çok tutarlı biçimde artış gösteriyor. Gündelik hayatın vazgeçilmezi olarak elimizin altında olmasını beklediğimiz internet paketleri hem mobil hem de sabit hizmet veren kurumlar tarafından adeta psikolojik harp unsuru gibi kullanılıyor.

FATURALAR YÜKSELİYOR

15-20 GB’lık mobil internet paketleri için 500-600 TL’lik paketler öneren GSM şirketleri, sabit internet hizmetinde de benzer fiyat politikalarıyla vatandaşın bütçesinde delik açıyor. Ödenen yüksek tutarlı faturaların karşılığında alınan ya da alınmaya çalışılan internet hizmeti ise vasatın da altında.

Savaş koşullarında yüksek hızlı internet hizmeti veren Ukrayna’da 150-200 TL’ye satın alabileceğiniz interneti Türkiye’de 3 katı fiyata satın almaya mecbur bırakılmak çok acı.

Ücretlendirme periyodu adı altında internet tüketimini var olandan daha fazla göstererek paket tükettirmeye yönelik satış stratejisi ise artık herkesin canına tak etti.

Sosyal medya platformlarında yüksek fatura ve niteliksiz teknoloji hizmeti konusunda sesini yükseltenlere ise teknoloji şirketlerimiz kulağını tamamen kapatmış durumda. Tüketici memnuniyetinin önemsenmemesini umursamıyorum ama vicdanların körelmesini anlamlandırabilmem mümkün değil.

Türk Telekom CEO'su Ümit Önal’ın cep telefon tarifelerine gelen zamma yönelik tepkilere ilişkin olarak, Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin ayda 5-8 damacana su tükettiğini düşünerek bir alegori yapılması halinde 'Türkiye'de internet tarifeleri sudan ucuz' demenin yanlış olmayacağı sözü ise gerçekten hoş bir ‘alegori’ olmuş.