Ne eğitimde ne de istihdamda olan gençler dünya genelinde ‘ev genci’ olarak isimlendiriliyor. Türkiye, ev genci sayısıyla birçok ülkenin toplam nüfusunu geçmiş durumda maalesef.

Dünya genelinde NEET kısaltmasıyla ifade edilen bu grup İngilizce’deki not in Education, Employment or Training kelimelerinin baş harflerinden oluşturulan bir tanımlamaya sahip.

Batılı Avrupalı ülkeler ve ABD’de 15-24 yaş arasındaki gençleri baz alarak yapılan tanımlama ülkemizde daha geniş bir yaş aralığı ile 15-29 yaş arasındaki gençleri kapsıyor.

Ülkemizde 3.5-4 milyon gibi kalabalık bir grup ne istihdama katılıyor ne eğitim alıyor ne de bir kursa, kendini geliştirecek bir projeye dahil olabilmiş değil. Bu gençlerin önemli bir bölümü maddi yetersizlikler nedeniyle evden dışarıya adım atmaya korkar halde. 

Sinema, tiyatro, opera, konser, spor karşılaşmasını izlemenin hayal olduğu bu grup bir kafeye gidip çay-kahve içebilecek bir girişimde dahi bulunamıyor. Annenin, babanın eline muhtaç durumda, harçlıkla günü geçirmeye çalışıyor…

Adana’nın, Bursa’nın toplam nüfusundan daha fazla bir kitleden bahsediyoruz. Birçok ülkenin nüfusunu geçmiş durumda ev gençleri…

Toplumsal cinsiyet algısının kalıplarından dolayı eve mahkûm olan gençlerin önemli bir bölümü ne yazık ki kadınlardan oluşuyor. Eğitimle terse dönmesi beklenen bu durum üniversite mezunu kadınlarda daha da vahimleşiyor. Lise ve dengi okullardan mezun olan kadınların istihdama katılımı, üniversite mezunlarına göre görece daha fazla.

Bağımsız aile kuramayan, bağımsız bir sosyal yaşam kuramayan, kendini geliştirecek bir imkân arayışında olmayan bu kesim ‘genel umutsuzlar’ olarak da adlandırılıyor. Birçoğu iş aramaktan bunalmış, sıkılmış, geleceğe dair umutları, beklentileri neredeyse yok düzeyinde.

AİLEYE İLİŞTİRİLMİŞ HAYATLAR

Nice parlak beyinler evin içerisine sıkışmış durumda özetle. Aileye iliştirilmiş hayatlar kendilerine sorulan ‘ne yapıyorsun’ sorusuna ‘takılıyorum’ diye yanıt veriyor. Bu takılmak ne anlama geliyor, nereye kadar gidiyor orası meçhul. Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) son yayımlanan raporuna göre 2023-24’te eğitim dışı kalan çocuk sayısı bir önceki döneme göre yüzde 38,4 artarak 612 bini geçmiş durumda. Erkek çocuklarda eğitim dışı kalma oranları giderek yükseliyor. Alanda araştırma yapan uzman isimler erkek çocuklarının eğitimdeki kopuşunu geçim mücadelesi olarak tanımlıyor. Ailelerin giderek artan maddi sıkıntıları çocukların iş hayatına dahil olmasını gerektiriyor. Eğitim bu nedenle öteleniyor, bırakılıyor. OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verilerine göre, 36 üye ülke arasında ev genci oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Eğitim sistemi başta olmak üzere tüm sistemin gençler özelinde kurgusunun gözden geçirilmesi şart. Avrupa ve dünya yaşlanırken genç nüfusuyla övünen Türkiye’nin bu nüfusun evden dışarı çıkmaması konusunda kendine dert edinmesi şart…