Sirenler çalıyor kalbimde... Saat 9’u hep 4 geçiyor, tüm dünya 5’e vurmasın diye dua ediyor... Sokaklarda inanır mısın kuşların bile boynu bükük, herkes tarifsiz bir hüzünle hareket ediyor... Fırından...
Sirenler çalıyor kalbimde... Saat 9’u hep 4 geçiyor, tüm dünya 5’e vurmasın diye dua ediyor... Sokaklarda inanır mısın kuşların bile boynu bükük, herkes tarifsiz bir hüzünle hareket ediyor... Fırından çıkan ekmeğin kokusu yok, okul çocuklarının neşesi sıranın altına saklanmış gibi... Ben mi? Kalemimin mürekkebi kurumuş... Söyleyecek çok şeyim var ama kelimelerim sessizliğe selam durmuş...
O sabah, 1938 sabahı
Saat tam dokuzu beş geçe
Ulusumuzu kurtaran Atamız
Gözlerini kapattı, sonbahar yaprakları altında
Her şey o sabah oldu, işte o sabah...
Bir millet düşünün her sabah ‘Günaydın’ dediği kişiyi,
Bir gün önce yediği yemeği,
Yarini,
Doğduğu şehri,
Kısacası peşine düştüğü çoğu şeyi unutup bir acıyı 84 yıl boyunca kalbinde yaşatan... Sadece yaşatmakla da kalmayıp her yıl o acıyı yeniden tazeleyen, hep birlikte için için ağlayan... Sokaklar, caddeler, meydanlar ve hatta her bir balkon ve odalar... Kısacası görüp göremeyeceğin her yerde hüzün, acı, özlem... Büyük bir gurur, asla bitmeyecek minnet...
Türkiye genelinde 2 dakika süreyle Atatürk anısına saygı duruşuna geçilmektedir.
10 Kasım haricindeki saygı duruşlarında bu süre bir dakikadır. Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi binası önündeki bayraklar hariç, Türkiye'deki tüm resmi binalarda ve ülkenin dış temsilciliklerde bayraklar, yas göstergesi olarak yarıya indirilir. Anıtkabir'de bulunan bayraklar diğer günlerde hiçbir sebeple yarıya indirilmez. Bayrağın sürekli çekili bulunmadığı yerlerde, bayrak önce göndere çekilir, daha sonra da yarıya indirilir. Her yıl 10 Kasım günü saat 09.05'te sirenlerin çalmasıyla birlikte ülke genelinde pek çok kişi, o sırada törende olmasa bile, bulundukları noktada saygı duruşuna geçmektedir. O anda trafikte olan insanlar arabalarından inerek saygı duruşuna katılmakta ya da korna çalarak sirene eşlik etmektedir. Devlet kurumlarının düzenlediği anma törenlerinin yanı sıra sivil toplum örgütleri de tören, gösteri veya yürüyüş gibi etkinlikler düzenlemekte ya da resmi kurumların düzenledikleri etkinliklere katılmaktadırlar. Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün hayatını kaybettiği odada düzenlenen anma törenine katılmak isteyenler uzun kuyruklar oluşturmakta, törenin ardından Atatürk'ün yatağına karanfiller bırakıp Saray'ı ziyaret etmektedir. Ayrıca Türkiye'nin pek çok yerinden yüz binlerce insan, her yıl Atatürk'ü mezarı başında anmak için Anıtkabir'i ziyaret etmektedir.
İnsan bu hislerini yazarken bile, ‘Bu ne sevgi ya Rabbi! Bu ne bağlılık!’ diye düşünüyor... Dedim ya, kelimeler çok anlamsız kalıyor...
Bu gün yatağımdan hür kalkıyorsam
Ekmeğim ak suyum berraksa,
Ağaçlar çiçek açıyor
Topraklar ısınabiliyorsa,
Sesim gür çıkıyor
Özgür özgür bakabiliyorsam,
Sen varsın gözbebeklerimde
Sen varsın Atatürküm sen varsın.
Atatürk'ün büyük eseri, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar bağımsız ve özgür yaşayacaktır. Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dahilerdendir. Onun öğretileri bir an olsun aklımızdan, kalbimizden çıkmayacak.
Ve inanıyorum ki hepimizin aklında hep bu cümle olacak:
Sen ölmezsin ki...
Sen ölmezsin ki...
Sen...
Ölmezsin ki...