Büyüdüğünüz ailede sevginin size başkalarını memnun ettiğiniz ölçüde alabileceğinizi öğrendiyseniz, ilişkilerinizde sevgiyi ancak karşınızdakinin ihtiyaçlarını karşıladığınız ölçüde alacağınıza inanır...
Büyüdüğünüz ailede sevginin size başkalarını memnun ettiğiniz ölçüde alabileceğinizi öğrendiyseniz, ilişkilerinizde sevgiyi ancak karşınızdakinin ihtiyaçlarını karşıladığınız ölçüde alacağınıza inanırsınız. Bu doğru ve sağlıklı değildir. Kendinizi kaybettiğiniz bir ilişki içindeyseniz, karşınızdakinin ihtiyaçlarını her zaman kendi ihtiyaçlarınızdan üstün tutarsınız. Bu da içinde olduğunuz ilişkide kendi varlığınızın yok sayılmasına neden olacaktır. Kendi varlığınızın yok sayıldığı ilişki, zamanla partnerinizin mutluluğu için kendi mutluluğunuzu terk edeceğiniz bir ilişkiye dönüşür. Çoğu kişi bu tür bir ilişkiyi, sevilmediği ya da ihtiyaçları karşılanmadığı için değil, partnerinin ağır eleştirileri, vereceği acı, yapacağı misilleme veya her türlü suçlama ve tartışmalardan kaçmak istediği için bitiremez.
Varlığınızın yok sayıldığı ilişkilerde, konuşma ve duygularını ifade etmede güçlük çekme, sağlıklı sınırlar koymada zorlanma, kendiniz için daha iyi olan seçenekleri seçmede ve size dayatılan kuralları çiğneme güçlük çekme gibi çeşitli korkular ve sorunlar yaşarsınız. Tüm bu işlevsiz etkileşim örüntüsüne rağmen ilişkiyi devam ettiriyor olmanız, size yapılanlara layık olduğunuz anlamına gelmiyor. Bu kendiniz için neyin anlamlı ve neyin anlamsız olduğunun farkında olmadığınız ve en önemlisi de partneriniz tarafından sevilmek için onu memnun etmek zorunda olduğunuz gerçeğini hissediyor olduğunuz anlamına gelir. Kendi duyguı ve ihtiyaçlarınızı sürekli bastırarak ilişkiyi devam ettirmek sizin seçiminiz gibi görünebilir ama bunu gönüllü olarak devam ettirdiğiniz sürece kimse size layık olduğunuz sevgiyi kendiliğinden vermeyecektir. Burada en çok üzerine gitmeniz gereken gerçek korkunuz, “kendiniz olma korkusu” olmalıdır. Çünkü bir kere kendi istek ve ihtiyaçlarınıza öncelik vermeyi öğrendiğinizde kendinize de öncelik vermeye başlayacaksınızdır. Geçmişte hayatta kalmak için öğrendiğiniz ve yetişkin ilişkilerinizde ilişkilerinizi toksitleştiren bu algı, geçmişten gelen sağlıksız sevme şekliniz olup ilk işiniz bu yanlış olan algıyı hayatınızdan çıkarmak olmalıdır. Kendi istek ve ihtiyaçlarınıza sahip çıkmak kendinize de sadık kalma anlamına gelmektedir. Sevilmek için birlikte olduğun kişiyi sürekli memnun etmek, huzursuzluk çıkmasın diye sürekli karşınızdaki kişinin ihtiyaçlarını takip etmek, onun sorunlu olan davranışlarının yarattığı olumsuz ortamı sürekli düzeltmeye çalışmak size sadece geçici bir huzur ortamı verecektir. Oysa kendi acısını bile hala anlamamış birinin acısını anlamaya çalışmak sizin göreviniz değil. Birlikte olduğunuz kişinin acısına empati yapmak, şefkatle bakabilmek çok güzel insani bir beceridir ama bunun ötesine geçip onun acısının yarattığı kaosu sürekli düzeltmeye çalışmak enerjinizi tüketeceği gibi sizi ve ilişkinizi bir yere taşımayacaktır. Gerçek şefkat, kendi duygularına bakamayan, kendi acısını göremeyen, kendi canını neyin acıttığının bile farkında olmayan birini kurtarmaya çalışmak değildir. Gerçek şefkat, karşındaki kişinin ne kadar kırıldığının farkında olup bu ilişkide onun için yapabileceklerinin sınırlı olduğunu, o kişiyi kendisinden başka kimsenin düzeltemeyeceği gerçeğini kabul etmektir. Çoğu kişi, yakın ilişkilerinde karşısındaki kişinin sorunlu davranışlarının yarattığı olumsuzluğu düzeltmek için yıllarca çaba harcar. Ama hiç kendinize sordunuz mu? Bunu düzeltmek gerçekten kimin sorumluluğu? Yıllarca sağlıksız ilişkilerde kalıp o ilişkide kendini kurtarıcı olarak gören ve kendisini o soru çözmeye adaması gerektiğine inanan ne çok kişi var belki bu yazıyı okuduğunda sen de onlardan biri olduğunun farkına vardın. Daha güvenli bir ortama geçmek, o ilişkiden sorumsuzca kaçmak demek değildir. Tam tersi sorununuzu tam anlamıyla çözmenin bir yoludur. Herkes gibi sende sevilmeyi ve güvende hissetmeyi hak ediyorsun. Büyümeni destekleyen ilişkilerde büyürsün. Unutma, çevreni kuşattığın kişiler sana nasıl bir hayat yaşatacağını da belirleyecek kişilerdir. Sevgilerimle…