Takke düştü, kel göründü… Sonunda saçımız ak mı kara mı öğrendik… Bu sözler merakla beklenen ve hiç de iyi çıkmayan sonuçlar için söylenir.
Türkiye, sonuçlarını kimsenin şimdiden tahmin edemeyeceği b...
Takke düştü, kel göründü… Sonunda saçımız ak mı kara mı öğrendik… Bu sözler merakla beklenen ve hiç de iyi çıkmayan sonuçlar için söylenir.
Türkiye, sonuçlarını kimsenin şimdiden tahmin edemeyeceği bir seçime doğru hızla yol alıyor. 14 Mayıs’a artık bir ay gbi bir zaman kaldı. Yok cumhurbaşkanı adaylarıydı, yok vekil adaylarıydı derken, sonunda listelere vakıf olduk. Partilerin liderleri ve yetkili kurulları lütfettiler de adaylarını kamuoyuna açıkladılar.
Açıkladılar açıklamasına ama, kimse bu listelerden hoşnut olmadı. Nasıl hoşlansınlar ki. Yine ithal adaylar havalarda uçuşuyor. Bugüne kadar hiç tanımadığımız, ismini bile duymadığımız adaylar tevarüs etti. Herkes birbirine bakıp, “Nereden çıktı şimdi bunlar?” diye sordu. Hayret ki ne hayret.
Bu yüzden de partiler, iktidarıyla muhalefetiyle fokur fokur kaynıyor. Her ne kadar, sosyal medyalarından “Hayırlı olsun” temennileri ilan edile dursun, bu işten pek de hoşnut olunmadığı apaçık ortada. Zira; yıllardır temayüllere girip birinci çıkanların bile adı listelerde yok.
Biraz da isim bazında tahlil yapmak istiyorum. CHP’de listelede üst sıralarda yazılmasına kesin gözüyle bakılan iki ismin olmaması hayal kırıklığı yarattı. Bunlardan ilki esnafın başkanı Zekeriya Mutlu. Mutlu’yu aday yapmayan CHP’nin neler kaçırdığını bir bilseniz. Zekeriya Bey’i destekleyecek olan 130 küsur esnaf odası bulunuyordu.
Gelelim ikinci isme. O bir efsane aslında. Tarım, tarım diye tarım ve çiftçi-köylüyü dilinden düşürmeyen CHP, Tire Süt Kooperatifi’nin önceki Başkanı Mahmut Eskiyörük’ü, neden aday yapmaz akıl sır ermiyor. Tire’yi kooperatifçilikte dünya markası yapan Tarımın Efesi’ni listeye yazmayarak öyle bir fırsat kaçırdı ki CHP, demeyin gitsin.
Bir diğer facia İYİ Parti İzmir’de yaşandı. Parti içi çekişme yılların atadan siyasetçisi Aytun Çıray’ı devre dışı bıraktı. Çıray, ayak oyunları karşısında, kendisi aday adaylığından feragat etti. Şimdilik twetleri dışında ses vermiyor ama, kendisi için “Vardır bir bildiği” deniliyor. Çıray’ın yokluğu İYİ Parti’ye mutlaka kan kaybettirecek.
AK Parti’de, CHP’de ve İYİ Parti’de listeye yazılmayan onlarca memnuniyetsiz aday adayı var. Bir de bunlara listeye seçilemeyecek yerlerden yazılanların burukluğunu da eklerseniz, yandı gülüm keten helva. Ha, parti genel merkezlerinin umurunda mı? Asla. Eğer olsa idi, bu tablo ortaya çıkmazdı.
Yıllardır, İzmir’e dışarıdan aday, yani ithal aday göndermeyin deyip duruyoruz. Ama dinleyen kim. Bu yüzden bu memlekette doğup büyümüş, ekmek yiyen ve ekmeğini kazanan isimlerin yüzü bir türlü gülmüyor. Neden mi? Ümitle bekleyip, çırak çıkarılıyorlar da ondan. Fazla naz aşık usandırır ki, siyasette bu çook tehlikelidir.
Allah aşkına AK Parti’ye soruyorum. Savcı Sayan’ın İzmir’de ne işi var. Evet, tonton ağzı laf yapan, televizyonlarda popülaritesi yüksek bir siyasetçi. Kendisine her zaman, “Sarayın Kürdü” dendiğini dile getirip duruyor. O zaman Ankara’dan neden aday gösterilmedi? Değil mi? Hiç olmazsa Külliye’ye daha yakın olurdu.
Hadi, gazeteci meslektaşımız Şebnem Bursalı, Egeli. İzmir’de de yıllarca genel yayın yönetmenliği yaptı. Yüzlerce, binlerce insana dokundu. Burada dostları ve sevenleri var. Kendisi, AK Parti cenahından Hüseyin Kocabıyık’tan sonra İzmir’in Meclise gönderdiği ikinci isim olacak. Şimdiden tebrik ederim.
Bu iş uzayıp gidecek. 1 ay gibi kısa bir süre kalan seçime kadar bakalım neler yaşayacağız, bekleyip göreceğiz. Aday olanlara hayırlı olsun derken, kaybedenlere geçmiş olsun demekten başka çare kalmıyor.