2023 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinin telaşı bitti. Yüzyılın Seçimi’ni galibi iki noktada da AK Parti liderliğindeki Cumhur İttifakı oldu. 14 ve 28 Mayıs öncesinde “Kazanıyoruz, kazandık” n...

2023 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinin telaşı bitti. Yüzyılın Seçimi’ni galibi iki noktada da AK Parti liderliğindeki Cumhur İttifakı oldu. 14 ve 28 Mayıs öncesinde “Kazanıyoruz, kazandık” nidaları ile ortalığı inleten 6’lı Masa’nın oluşturduğu Millet İttifakı, sandığın kaybedeniydi. Hani derler ya, “Yorgan gitti kavga bitti” diye. Maalesef Türkiye’de öyle olmuyor. Tabiri caizse “kavga” yeni başlıyor. Hem de ne kavga. CHP’den başlayalım. Seçim kazanılsaydı, Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı olacak İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, çok da belli etmese de liderine karşı bayrağı çoktan açtı bile. “Değişim, değişim” diye tutturan İmamoğlu’nun hedefinin CHP Genel Başkanlık koltuğu olduğunu bilmeyen yok! Sadece İmamoğlu mu? Gürsel Tekin, Özgür Özel, Bülent Tezcan şimdilik bayrak açanlardan. Ha bir de önceki gün Bolu’dan Ankara’ya, “Adalet ve Değişim” teması ile büyük yürüyüş başlatan Bolu’nun parti ile sorunlu CHP’li Belediye Başkanı Tanju Özcan. Özcan’ın bu yürüyüşünün önemli ölçüde ses getireceğinden söz ediliyor. “Adalet” isteyen partinin, partisinden “adalet” isteyen Başkanı. Bir de bu önemli günlerde CHP’de önseçimin olmazsa olması “Mahalli Delege Seçimleri” de İzmir’de başlamış vaziyette. Bu yüzden ana muhalefet partisi tepede de tabanda da bir hayli hareketli. Bakalım CHP bu seçimlerden yüzünün akıyla çıkabilecek mi? Eski demokratik temayüllerine avdet edebilecek mi. Ve bu seçimler sonucu oluşacak delege sistemi önce ilçelerde, sonra illerde ve nihayet Kurultay’da fayda sağlayacak mı? CHP’de durum bu vaziyette iken, muhalefet cephesinin ikinci büyük partisi İYİ Parti’de de vaziyet hiç iç açıcı değil. 6’lı Masa’dan önce kalkıp, sonra tekrar oturan Genel Başkan Meral Akşener’in, güvenoyu aldığı Kurultay’da “zehir zemberek” açıklamaları hala kulakları çınlatıyor. Eski defterleri karıştıran, CHP’den aldığı 15 vekil desteğini bile “Pişmanım” diyerek kadim ortağını şaşkına çeviren Meral Hanım’ın bundan sonra nasıl ve kimlerle yol yürüyeceği merak konusu. Bu partide son bombayı, en yüksek makamda iken nedense bir anda gözden düşen ve partisinden istifa eden Aytun Çıray patlattı. Eski lideri için, “Canlı bomba gibi davrandı!” nitelemesi yapan Çıray, seçim başarısızlığını adeta Akşener’e yüklemiş görünüyor. Deneyimli siyasetçinin bu sözlerini bazıları, “Kızgınlık ve dışlanmışlık”a bağlayabilir. Ama ben hiç de öyle zannetmiyorum. Eğer İYİ Parti, Aytun Çıray ve Yavuz Ağıralioğlu gibi isimleri “Gerçekleri haykırdılar” diye dışlayıp kendinden uzaklaştırıyorsa, çok büyük bir yanlış yapıyor demektir. Gerisi lafı güzaf. Bu kadar genel siyaset yeter demeden önce, AK Parti’nin tüm bu olup biteni uzaktan izleyip adeta “el ovuşturduğunu” görür gibiyim. Zira, önümüzde çok değil 8-9 ay sonra bir yerel seçim var. İktidar partisi bu konuda çoktan faaliyetlere başladı bile. İzmir’den örnek verecek olur isek. Yerelde muhalefet olan bu partinin İzmir’deki taze vekilleri, başta Büyükşehir olmak üzere CHP’li belediyeleri “bombardıman” altına almış görünüyor. Gündemi sıkı takip eden bu vekillerden Şebnem Bursalı, Eyyüp Kadir İnan, Ceyda Bölünmez Çankırı, Yaşar Kırkpınar, Mahmut Atilla Kaya ile artık vekil olmayan Hamza Dağ gibi isimler Körfez kirliliği, sivrisinek istilası, bir türlü tamamlanamayan yatırımlar üzerinden ardı ardına eleştirilerle, yerel iktidarı “abondene” etmeye çalışıyor. Elbette bu çıkışın bir hedefi var. O da ufuktaki belediye seçimleri. Bu ataklar karşısında CHP’nin tepedeki belirsizliğini de dikkate alacak olursanız İzmir’de yalnız kaldığı görüntüsü ciddi bir açmaz olarak görünüyor. Son demde partideki “Değişim” isteklerine bir manifesto ile katılan Başkan Tunç Soyer’in bu ataklar karşısında genel merkezin desteğini ne kadar alacağı da merak konusu.