İzmir’de yaşayan Mardinli kanaat önderi Abidin Necimoğlu 78 yaşında vefat etti. Toplumun her kesimiyle kurduğu sıcak ilişkileriyle tanınan Necimoğlu’nu ailesine sorduk ve izini sürdük...
İzmir’de yaşayan Mardinli kanaat önderi Abidin Necimoğlu 78 yaşında vefat etti. Toplumun her kesimiyle kurduğu sıcak ilişkileriyle tanınan Necimoğlu’nu ailesine sorduk ve izini sürdük
Abidin Necimoğlu, 1942’de Mardin-Derik’te doğdu. 40 yıldır İzmir’de yaşıyordu. Mardin’de olduğu gibi İzmir’de ekonomi, siyaset ve toplumsal hayatta önemli bir yere sahipti. Merkez sağ siyasetten gelen Necimoğlu, buna rağmen her kesime dokunan ve her görüşten insanın saygı duyduğu bir simaydı. Bugün (2 Temmuz Perşembe) Narlıdere’de toprağa verilecek Necimoğlu’nu yakınlarına sorduk ve kitaplardaki izini sürdük.
MOĞOL İSTİLASINA DİRENENLER
Abidin Necimoğlu, arkasında ömrünün yarısını geçirdiği hapisler, büyük mücadeleler ve fakat en önemlisi “aşiret” asaleti bıraktı. Şüphesiz aşiret, artık kapitalist dünyada belirleyiciliğini kaybetmiş bir yapıdır. Ancak, bu durum “ulus” öncesi dünyada aşiret örgütlenmesinin insanlık tarihindeki yerini değiştirmez. Anadolu topraklarında Moğol istilasına karşı direnenler aşiretti. Türkçeyi resmi dil olarak ilan eden Mehmet Bey de aşiret lideriydi. Nihayet Kurtuluş Savaşı’na Ödemiş’te katılan Yörükler de Antep’te “Vurun Kürt uşağı namus günüdür” türküsünü söyleyenler de aşiretti. Belki de Abidin Necimoğlu’nun ölümüyle kütüphanemdeki kitaplarımı taradığımda kendisinin ve ailesinin hem Mardin hem İzmir için ne çok şey ifade ettiğini gördüm. Ama önce ailesinden iki ferdi dinleyelim.
Eyüp Necimoğlu, Abidin Necimoğlu’nun büyük oğlu. Babasını şöyle anlattı: “Onu sadece babamız olarak anlatmamız doğru değil. O, Güneydoğuluların amcası, abisiydi. İzmirlilerin de abisiydi, dostuydu. Kapısı herkese açıktı. Nerede bir mazlum görse elinden tutardı. Gerek İzmir’de gerek Mardin’de toplumun her katmanından insanın sorununu çözmüş bir kişilikti. Acımız, kaybımız kadar büyük.”
‘SALGIN VAR, TAZİYEYE GELMEYİN’
Büyük oğul Necimoğlu, vefat haberinin duyulmasından bu yana Türkiye’nin her tarafından insanların kendilerini aradıklarını ifade ederek, “Açıkçası bu sevgi babamızın bize bıraktığı mirastır. İnanıyorum ki biz evlatları ve dostları onun bu mirasını en güzel şekilde geleceğe taşıyacağız. Tüm dostlarımıza çağrımızdır. Sizin sevginizi, saygınızı biliyoruz. Ama lütfen taziyeye gelmeyin. Salgın var ve sağlık her şeyden önemli. Babam da sizin sağlınızı isterdi. Taziyeleri telefonla kabul ediyoruz” diye konuştu.
Abidin Necimoğlu’nun amcasının oğlu Önder Necimoğlu da, “Biz amca çocuğuyduk; ama ben her zaman kendisine amca diye hitap ettim. Aile büyüğümüzdü ve bu toplumun kanaat önderiydi. Onu bizim anlatmamıza gerek yok. Zaten bu toplum ona karşı sevgisini, saygısını ortaya koyarak bunu gösteriyor. İhtiyaç sahibi, sıkıntısı olan her insana dokunmuş bir kişilikti. Onun asaletinde pek az insan tanıyabilirsiniz. Tüm sevenlerinin başı sağ olsun” sözlerine yer verdi.
MİLLİ MÜCADELE’DEN GÜNÜMÜZE
Rutan aşireti ve Abidin Necimoğlu, araştırmacıların da dikkatini çekti. Dr. Kenan Kırkpınar ve Dr. Leyla Kırkpınar tarafından hazırlanan “Milli Mücadele’den Günümüze Rutan Aşireti ve Necimoğulları” adlı kitap Türkiye’de örneği çok az görülen bir aile tarihçesi. Yazarlar aile fertleriyle yaptıkları görüşmelerin yanı sıra yüzyıl öncesini aşan bir belge dizisiyle de kitabı canlı kılmışlardır. Dikkatimi çeken hususlardan biri kitaba yazılan “takdim”ler. Kimler yok ki? Süleyman Demirel şu sözlerle Rutan Aşireti lideri Hacı Necim Ağa’yı anlatır:
“Hacı Necim Ağa’nın işgalci devletlerin temsilcisi olan, Binbaşı Noel’e, ‘Biz bu ülkede Ay-yıldızlı bayraktan başka bayrak görmek istemiyoruz; geldiğin yere git’ şeklindeki hitabı Türkiye birliği için çok büyük bir anlam taşımaktadır.”
Hikmet Çetin de kitapta takdimi olan bir isim. Liceli bir siyasetçi olan CHP Genel Başkanlığı ve TBMM Başkanlığı yapan Hikmet Çetin’in bu kitapta yer alması altı çizilmesi gereken bir nokta. Çetin, “Halkımızın emperyalizmin elinden kurtulmak için verdiği birçok hazin ve bilinmez öykü gizlidir” dedikten sonra şunları ekliyor:
“Ülke ve ulusların en büyük güven kaynağı halktır. Unutulmamalıdır ki, kendine güvenmeyen uluslar, halklar gerçek bağımsızlığını korumada her zaman güçlüklerle karşılaşabileceklerdir.”
ÖZFATURA NE DİYOR?
İzmir Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura da Mardin’de görev yedek subaylık yaptığı zamanlar Necimoğlu ailesini tanıdığını ifade ederek şunları söylüyor:
“Özellikle, ailenin geçmişte devlete olan bağlılığı ve Kuvayı Milliye’ye desteğini takdir etmişimdir. (Bir Osmanlı Şeref Madalyası ile iki İstiklal Madalyası almışladır). Sayın Abidin Necimoğlu’nu İzmir’de daha yakından tanıdım. Koltuk dostu değil, gönül dostu olduğunu gördüm. Makamında iken, hiçbir talepte bulunmadığına şahit oldum.”
‘TÜFEKLİLER’ ROMANI
Köy Enstitüsü mezunu yazar ve eğitimci Ümit Kaftancıoğlu Mardin’in Derik ilçesinde öğretmenlik yapar. O dönemde yaşadıklarını “Tüfekliler” adlı romanında anlatır. Kurgusu ve anlatısı epeyce karmaşık olan romanda Kanco Aşireti (Ahmet Türk’ün aşireti) ve Rutanlılar arasındaki kan davası da ele alınır. Kaftancıoğlu’nun anlatısı şüphesiz o yıllar için belge niteliği taşır. Ancak, tarihi romanlardan öğrenmenin her zaman açmazları olmuştur. Kaftancığolu’nun Kürtçeyi bilmemesinden kaynaklanan anlam sorunları romanı sakat eden bir başka konu. Bununla birlikte neredeyse 70 yıl öncesinin Derik’ine bir yolculuk yapmak için okunması gereken bir roman.
Yine önemli araştırmacı Artun Ünsal’ın “Anadolu’da Kan Davası” kitabı bu olayın tarihsel arka planını anlatan önemli bir eser.
Sözü Abidin Necimoğlu’nun oğulları Eyüp ve Bülent Necimoğlu’nun “Milli Mücadele’den Günümüze Rutan Aşireti ve Necimoğulları” kitabına yazdıkları sonsözden bir alıntıyla bitirmek istiyorum:
“Aşiretleriyle, çocuklarıyla, atalarının, dedelerinin izinden yürüyen, Mardin’de başlayıp İzmir’de devam eden bir Türkiye gerçeği. Kurulurken dedelerinin emeği olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni aile mirası gibi gören Rutanlılar, her Türk vatandaşı gibi bu vatanın gerçek sahiplerinden birileri olduğunun bilincindedirler.