İzmir Körfezi’ndeki “kronikleşen” kirlilik ve çözümü, sadece İzmir'den kaynaklanmamaktadır. Körfezin adı İzmir, kirleticileri ise oldukça fazla sayıdaki kentler
Körfez'e dökülen nehirler İzmir çevresindeki çok sayıdaki büyük kentlerin sanayi bölgelerinden neredeyse her türlü kirliliğini taşımaktadır. Örneğin; AfyonKarahisar’ın Dinar ilçesinden çıkan, menderesler oluşturarak 580 kilometre boyunca Ege’ye gelen ve yıllarca aşrı kirlilikle yüklü olan Büyük Menderes Nehri, havzaya kirlilik taşımakta.
Nehirler, dereler tıpkı insanın kan damarları gibi körfezin de can damarlarıdır, tıkanmamalı, kirletilmemelidir. Dereler körfezin kirliliğinin göstergesidir. Onlarda körfezle birlikte bir bütünlük oluşturan canlı varlıklardır. Onlar ne kadar temiz ve doğalsa, körfezde o kadar doğal ve temizdir. O nedenle sorumluluk sadece İzmir Yerel yönetiminin değil, tüm bölgenin sorunu ve tüm şehirlerde insanların çevreye bakışını değiştirmek gerekiyor. Çevre kirliliğinin nedenleri ve kirliliğin ortadan kaldırılması ulusal bir konudur; haliyle ulusal seferberliği; merkezi hükümet, yerel yönetim ve vatandaş iş birliğini zorunlu kılar.
Ekosistemin kendini yenileme kapasitesi var, kirlik gerçeğini kabullenirsek, ekonomik destek ve bilinen bilimsel yöntemlerle sorunun çözümü mümkündür. Öncelikle bilime inanmak ve bilimsel yöntemler ne diyorsa onu yerine getirmek gerekir. Tıpkı, dünyada örnekleri olan birçok başarılı çalışmalarda olduğu gibi.
KİRLİLİK KAYNAĞI
Turizm, sanayi, tarımsal alanlarının, kentsel alanla iç içe olması, yoğun insan kaynaklı çevre kirliliği, kara- deniz trafiği, inşa sanayisinin ve dolgu taleplerinin kıyı alanları ve ekosistemler üzerindeki olumsuz baskısı, evsel veya endüstriyel girdilerdeki değişimlerin ve diğer çevresel baskıların körfez su kalitesine, biyoçeşitliğine ve ekosistemine etkilerini öne çıkmaktadır.
Deniz Kirliliği; “Deniz kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi biçiminde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağlığında, balıkçılıkta, deniz suyu kalitesinde ve deniz suyunun diğer amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar yaratacak madde ya da enerji atıklarının boşaltılması” şeklinde tanımlanmaktadır.
KIYISIZ BIRAKILDI
İzmir Körfezi’ndeki kirlilik çok uzun yıllardır, süregelen ve çok ciddi sonuçlara neden olan insan kaynaklı kirlilikti (Antropojenik Eutrofikasyon- Kültürel kirlilik). İzmir Körfezi çok hassas bir yapıya sahiptir ve çevresindeki insanın baskısını kaldıramamaktadır.
İzmir Körfezi çok yoğun insan yerleşiminin bilinçsizce yarattığı; hava, su ve toprak kirliliğinden diğer doğal yaşam alanlarına göre çok daha fazla etkilenmekte ve yıllarca olumsuz tepkilerini oluşturmaktadır. İzmir Körfezi giderek artan bu yükü, körfeze bu bakışla kaldıramamaktadır. Artık sadece belirli mevsimlerde görülen kirlilik olayları artık her ay görülmektedir. Bu ne doğaldır ne de doğa olayıdır. Bunun sorumlusu ne küresel ısınma, ne de kuraktır. İzmir Körfezi; küresel ısınmadan, kuraklıktan onlarca yıl önce hep insanların önlem almama etkisiyle acımasızca kirletildi. Körfeze yerleşmek çok güzel ama toplumsal eksikliğimiz olan alt yapıya hiç değer vermeyip, üst yapıya önem vermek, körfezin çevresini(1980 sonrası) devasa taş vb yapılarla – körfezi doldurarak yapılan 6 şeritli yollarla- dolgularla, yapılarla körfez kıyısız bırakılırken- işgal edilirken, körfezin kendini kendini temizleyecek kıyı özelliğinin yok olmasına körfezin ısınmasına neden olacağın göz ardı etmek en büyük hatadır. Yıllardır dile getirdiğimiz, havanın, toprağın, şehrin, tarımın, turizmin, ulaşımın (kara-deniz hava), sanayinin kirliliğini taşıyan körfeze ulaşan dere ve çayların yataklarının daraltılmaması ve hiç birinin bir cm’nin bile betonlanmaması bilimsel gerçeği ne yazık ki hala kabullenilememekte.
BALIK ÖLÜMLERİ!
Balık ölümlerinin yaşanabileceği konusunda uyarıda bulunmuştuk 29 Mayıs 2023 de İzmir Körfezi’nin bir kısım yerlerini turuncu renge boyayan aşırı alg çoğalmasının sonucunda, Körfez’in özenle, geçici değil; bilimsel çözüm yolları ile korunması, kullanılması gerekir. Körfez, kültürel kirliliğin çok yoğun baskısı altında. Yazın körfezde yaşamı büyük oranda etkileyen koku ve görüntü kirliliği, su kirlilik göstergesi olan alg patlaması gelip, geçici görülmemeli ve de göz ardı edilmemeli. Bunlar, denizin kirlenmesinin belirtisi olarak bilinir. Daha da kötüsü; belli süre sonra dağılan bu kümeler dibe çökerek, parçalanmak için deniz suyundaki oksijeni tüketecek, bunun sonucu ortamda oksijensiz kalan canlılarda toplu veya kısmi ölümler görülebilecektir" şeklinde uyarılarda bulunmuştuk. O dönemde de “bu tür çoğalmaların, “Falanca fakülte, falanca bilim kuruluşunca”, gelip geçici olduğu” belirtilmişti. Sorun bu şekilde oluşunun “gelip geçiciliği “ olmaz.
TEMİR KİRLİ KAVGASI
.
Kasım ayı içerisinde İzmir Körfezi'ndeki, denizlerin en dirençli, Ege Denizinin en lezzetlisi “derya kuzusu” benzetmesinin en çok yakıştığı balık olan 3-5 kg'lık Kaya Levrekleri (GRANYÖZ) türü ve diğer su canlılarının ölümleri belirlenmesi çok üzücü ve düşündürücü sorun da , çözüm de belli, ama...
BALIKLAR BOĞULDU
Ekim ayının son haftalarında iç körfezin nerdeyse her kesimini kırmızı-kahve renge boyayan yine aynı mikroskobik alglerin oluşturduğu aşırı çoğalma sonucunda artan kokusu ( balık ) karşısında yetkililerin; “kırmızı rengin, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde gitmesi nedeniyle oluştuğu teşhis edilen bu tür, insan/denizel canlı sağlığını etkileyecek toksinler üreten bir tür değildir. Doğal ömürlerini tamamlayıp yok olacaklar ( Fakülte ve Bilim Kuruluşu’na atıfta bulunarak)” açıklaması yapılmıştır. Bizim 30 Ekim 2023- Kasım ayı sonunda Bayraklı, Karşıyaka sahilinde sabahleyin yaptığımız araştırmalarda yüzlerce, farklı türlerden irili ufaklı balık türleri ve kalamar ölüleri belirlenmiş ve belgelenmiştir. Yaptığımız ve beklenen –bilinen sonuç; toplu balık ölümleri, körfezdeki su kalitesi ile ilgili olarak tuzluluk seviyesindeki artışa, ipliksi alglerin artışına ve çözünmüş oksijen miktarının çok düşük olması nedeniyle de balık solungaçlarının tıkanmasına neden olup, oksijensiz kalmaları sonucu ölümler meydana geldiğidir. Balıklarda mikrobiyolojik araştırmaların yapılıp, gıda güvenliği bakımından uygunluğu bildirilmelidir. Önlem için ölü balıkların hiçbir canlıya yedirilmemesi, yem vb sanayide kullanılmaması önerilir.
ALG ÜREMESİ
İzmir Körfezi’nin iç kısımlarında tüm yıl yaşanır hale gelen aşırı alg artışı sorunları geçiştirilecek boyutlarda değildir. Aşırı alg üremesi sonucu oluşan kirlilik durumu bulanıklığa, ortamdaki biyokimyasal reaksiyonların artmasına yol açar. Bulanıklık, güneş ışık ve ışınların dip kesime ulaşmasını engelleyerek, dip çamurundaki bakterileşme faaliyetlerini artırır. Bu olumsuzluklar, toksik etkileri ile deniz ekosistemindeki biyolojik çeşitliliğin azalmasına da neden olur.
İzmir Körfezi'nde sıklıkla meydana gelen bu durum, doğal, biyolojik bir olay değildir" İzmir Körfezi’nin kirli , “çok hasta” olduğunu kabullenmemiz gerekiyor. Hastalığı kabul edip tedaviye karar vermemiz, gerekli acil bilimsel önlemleri almamız gereklidir. Körfezin “sadece içi kısmı kirli” demek ve sorunu hafife almamak gerekir, bu kesim adeta kangren olmuş durumda olup tüm körfez bünyesini tehdit etmektedir.
YAŞAYAN KÖRFEZ
İzmir Belediyesi’nin yıllardır ve son yıllarda körfez temizliğiyle ilgili çalışmaları kesinlikle göz ardı edilemez. Yukarıda nedenleri ve sonuçlarını belirtiğimiz İzmir Körfezi’nin “kronikleşen kirlilik ve ekosistem kayıpları tek başına yerel yönetimce çözümlenemez. Yapılan çalışmalar çok değerlidir ama, destek alınmadan yapılan çalışmalarda bir taraf temizlenirken, ekonomik güce ve zamana bağlı olan çalışmalar yeterli olmamaktaki, kirlilik balık ölümleri sürmek !
Kirlilik konusunda sloganlaşan söz “ ne yapalım insanlar pis!” . Ne yazık ki haklılık payı var. Neredeyse 30 yıl öncesi Türkiye’ye gelen turistlerin yürürken bile, içtikleri sigaranın izmaritini bırakın, külünü bile ellerindeki küçük kutuda biriktirip yere atmayışları, insanın eğitiminin göstergesidir. Eğitim şartta ; “bırakın kirletsinler bakışı “ ve bu konuda kabahatler yasasını uygulamada popülist davranmanın sonuçları yaşanmakta.
Körfezin kirliliğinde kıyı işgalleri hep öne çıkmıştır. Bu devasa dolgu taşlarının arasını temizlemek mümkün değildir. Koku ve kirlilik devam edecektir!
İzmir Körfezi’ndeki dip çalışmaları batımetrik değerlere ve ekosistem özelliklerine göre her alanda sürekli yapılmalıdır ve hiçbir koşulla atık bırakılmamalı, erozyonla oluşan taşınım engellenmelidir. Buna neden olan körfeze ulaşan Bornova Deresi, Bostanlı Deresi, Peynircioğlu Deresi gibi çok sayıdaki derelerin, betonlanmak yerine suyun akışını ve kirliliğini engelleyen su arıtan bitkilerle “kamış –saz” toprak yapılardan oluşan çok sayıda kasisler oluşturulmalıdır.
Atıksız körfez oluşturmak, zorda olsa farkındalıkla, insanın kentte yaşama alışkanlıklarını değiştirmeye birlikte karar vermekle mümkündür. Neden olmasın, dünyanın birçok ülkesinde gerçekleştiğine göre!
öp vb. atıkları bu şekilde toplamakla başa çıkmak mümkün değildir. Çöplerin atılmamasıyla ilgili uyarılar, yasalar ve uydu takipleri yapılmalıdır. Kullanan, kirleten öderle, atık bırakımı çözümlenemez. Körfez’de organik, kimyasal kirliliğin yanı sıra plastik kirliliğinin neden olduğu mikro plastik sorunu da göz ardı edilmemelidir.
İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nin 270 kilometre yağmur suyu toplama kanalı, yağmur sularının kanalizasyona ulaşmasını engelleyen, ve de su hasadı sağlayan çok önemli bir projedir. Bunun yanı sıra kent merkezinin arıtma kapasitesini artırmak ve arıtma faaliyetini birden fazla noktaya dağıtmak için Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde revizyon yapılması, Narlıdere, Karabağlar Atıksu Tesislerinin ivedilikle gerçekleştirilmesi için zaman geçirilmemelidir. Yoksa yapılan çalışmalar yeterli olmayacaktır. Bu konuda da gerekli izin ve yatırımlar için ulusal seferberlik her yerde olması gerektiği gibi İzmir de de yerine getirilmelidir. Kirlilik bulaşıcı olduğu gibi çok hızla salgına dönüşen bir sorundur.
KÖTÜ MİRAS
İzmir Körfezi'nde sıklıkla meydana gelen durum, doğal, biyolojik bir olay değildir. Körfezlerde kirliliğin dışa vurumu, göstergesi olan mikroskobik alglerin aşırı çoğalması neredeyse üççeyrek asırdır (1954’den bugüne artan şekilde) gündemde olmasının nedeni, Körfezi hiç kirlenmeyecek bir yapı olarak görüp, atık deşarj alanı olarak kullanmak, gelip geçici önlemler almanın sonuçlarının neticesidir. Bu tür istenmeyen kirlilik oluşumları oluştuktan sonra değil; oluşmadan önce önlemler alınmalıdır.
Kaynak : Dr. Erol KESİCİ TTKD Bilim Danışmanı