Türkiye’de her yeni gün yeni şaşırtan haberlere gözümüzü açıyoruz. Bir gece önce Facebook, Whatsapp ve Instagram’a erişim sorunu yaşanınca ülkede her yaşanan felaket sırasında internete getirilen bant...
Türkiye’de her yeni gün yeni şaşırtan haberlere gözümüzü açıyoruz. Bir gece önce Facebook, Whatsapp ve Instagram’a erişim sorunu yaşanınca ülkede her yaşanan felaket sırasında internete getirilen bant kısıtlaması ve yavaşlatma ‘önlemi’ aklıma geldi. Kendi kendime ‘Ya çok büyük bir terör saldırısı oldu ya da ‘Kesin birileri bir şeyleri öğrenmemizi geciktirmek istiyor’ diye düşündüm.
Ulaştırma Bakan Yardımcısı Fatih Sayan’ın attığı tweetle yaşanan durumun globalden kaynaklandığını öğrendik. Yeni güne uyanıp şöyle bir neler olmuş diye sosyal medyaya bakınca önce Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alındığını hemen akabinde de Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığımızı okudum.
Gece yarısı yayınlanan kararlarla Türkiye’de yaşamanın hakkını vermiş olduk bir kez daha.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Taksim Meydanı’na cami, Ayasofya’nın müze kararının iptali, Gezi Parkı’nın Vakıflar’a devredilmesi gibi sözünü tuttuğu bazı kararlarının son örneği İstanbul Sözleşmesi oldu. İptal etmezler, vazgeçmezler gibi iyimser bir bakış açısına sahip olsam da alınan bu kararların Türkiye’nin seçim sürecine girdiğini ifade ettiğini söylemek yanlış olmaz sanıyorum.
Peki üzerinde bu karar konuşulan ve aile yapısını bozacağı konusunda ilginç iddiaların ortaya atıldığı İstanbul Sözleşmesi neyi amaçlıyor? Gelin birlikte bakalım:
SÖZLEŞMENİN AMACI
Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,
Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadın ile erkek arasındaki temel eşitliği teşvik etmek;
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politikalar ve tedbirler geliştirmek;
Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini teşvik etmek;
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütüncül bir yaklaşım benimsemek amacıyla etkili işbirliğini sağlamak için kuruluşlara ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamaktır.
İstanbul Sözleşmesi'nin kapsamı
İşbu sözleşme aile içi şiddet de dahil olmak üzere, kadınları aşırı biçimde etkileyen kadınlara yönelik her türlü şiddet biçimi için geçerlidir.
Taraflar işbu sözleşmeyi tüm aile içi şiddet mağdurlarına uygulamaya teşvik edilirler. Taraflar işbu Sözleşmenin hükümlerini uygularken, cinsiyete dayalı şiddet mağduru kadınlara özel önem atfedilmelidir.
İşbu sözleşme barış zamanlarında ve silahlı çatışma durumlarında uygulanır.
Sözleşme kapsamındaki suçlar
Sözleşme taraf devletlere, aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai veya başka bir hukuki yaptırım öngörmeyi zorunlu kılmaktadιr:
- Ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
- Taciz amaçlı takip;
- Tecavüz dahil, cinsel şiddet;
- Cinsel taciz;
- Zorla evlendirme;
- Kadınların sünnet edilmesi;
- Kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.
Burada açıkça verilmek istenen mesaj, kadınlara yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin özel hayatta saklı kalacak konular olmadığıdır. Aksine, mağdur olan kimse failin eşi, hayat arkadaşı yada ailenin bir ferdi ise, aile içinde işlenen suçların özellikle travma yaratıcı etkisini vurgulamak üzere bu kişinin cezası daha da ağırlaştırılabilir.
Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’ne rağmen yüzlerce kadın cinayeti işlenirken İstanbul Sözleşmesi olmadan yeni vakaların yaşanmayacağının garantisini kim verebilir?