Spor yazarlığı ayrı bir incelik ister. Ben pek spor ile ilgili yazı yazmam ama ne demişler; “Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar.” Bu sezon şampiyon olan Galatasaray’ı ve Galatasaray taraftarını canı yürekten tebrik ediyorum… Centilmenlik de bunu gerektirir…    

       Türkiye'de futbol sezonunun bitmesine, pek çok insan sevinmiştir. Çok insan “bu sezon bitsin artık” demiştir. Hatta “böyle sezon mu olur” diye sitem edenleri duydum. Öyle bir sezon geride kaldı ki, olaysız, tartışmasız, gün olmadı. Bu ortamda en az konuşulan futbol oldu. Türk futbolu, en başta Avrupa da milli takım düzeyinde pek çok ülkenin gerisinde kaldı…

       Alt yapısı, stat ve spor merkezleri olarak çok geride olan ülkeler, futbol da başarı anlamında Türkiye’yi geçti. Bu kadar yatırım, büyük paralar, maddi kaynaklar, başarıyı getirmiyor. Futbolun içinden gelmeyen, futbolu bilmeyen, yöneticilerle, siyasetin, ekonomi patronlarının, çıkar odaklarının etkisinde, futbol bu kadar olur. Oysa hedef hem prestij hem de maddi kaynaklara ulaşmak için, Avrupa kupalarına katılmak, başarmak olmalıdır…

       Fenerbahçe ligi ikinci sırada bitirdi. Son on yıldır şampiyon olamıyor, hemen her sezonu ikinci sırada tamamlıyor. Son altı yıldır, Ali Koç başkanlığı döneminde, futbol da başarısı yok. Onlarca teknik direktör, yüzlerce futbolcu geldi gitti. Olmadı. Fenerbahçe’nin şampiyon olamamasında kendi iç hatalarının da etkisi var, fakat başka etkenlerin olduğu da herkes tarafından kabul ediliyor…

       Asıl problem, bunların normalleştirilmesi, hiçbir şey olmamış gibi davranılması, üstelik tüm futbol kulüpleri ve kamuoyu tarafından. Olaylı maçlar, futbolculara saldırılar, otobüsün kurşunlanması, saha içi adaletsizlikler. FETÖ kumpasları ile yapılan haksızlıklar, maddi manevi darbeler…
       Tüm bunlara rağmen her sezon başa oynayan, başka branşlarda onlarca başarıyı yakalayan bir spor kulübü. Ve bir dünya devi Fenerbahçe de. Portekizli, ünlü teknik direktör, Jose Mourinho, Fenerbahçe'ye imza attı. Porto 6 kupa, Chelsea 8 kupa Inter 5, Real Madrid 3, Manchester United 3, Roma 1 kupa, müthiş bir kariyer. Defalarca dünyanın en iyi teknik direktörü seçilmiş bir isim…

       Pep Guardiola ve Carlo Ancelotti’den sonra dünyanın en iyi, en kariyerli üçüncü teknik direktörü… Bunları söylerken, illa ki Fenerbahçe de başarılı olacak diye bir iddiam yoktur. Ama Türk futbol tarihinin en büyük transfer olayının gerçekleşmiş olmasıdır…

       Türkiye de iyi teknik direktör, iyi futbolcu gurubu, şampiyon olmak için, tek başına yeterli değil. Yapılan işin ne kadar büyük bir iş olduğunu anlatmaya çalışıyorum, bazı isimler vardır ki, parayla bile Türkiye’ye getiremezsiniz. Ali Koç Mourinho’yu getirerek; Hem gündemi değiştirdi ki günlerdir kimse Galatasaray’ın şampiyonluğunu konuşmuyor, Türkiye ve tüm dünya Mourinho transferini konuşuyor, hem seçimde avantaj sağladı, altı yıllık başarısızlığı unutturdu…

       Bu transferin şifrelerinin, esas olarak bunlar olduğunu düşünüyorum. Hepsini geçtim, Türkiye spor medyasında bazı kesimlerin Mourinho’yu daha göreve başlamadan eleştirmesini anlamakta zorlanıyorum… Türk futbolunda medyayı ve neden gelişim olmadığını, bir kez daha anlıyorsunuz…

       Başkan Ali Koç, Hafta sonu Fenerbahçe kongresinde Mourinho’yu transfer etmesiyle kongrede de başkanlık yarışını göğüsledi. Ali Koç, tekrar Fenerbahçe Başkanı oldu…