19.02.2022 tarihinde Resmi Gazetemizde yayınlanarak kapsamı ve içeriği revize edilen, binalarda ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu yönetmeliği bizleri bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Yüzde 10 or...
19.02.2022 tarihinde Resmi Gazetemizde yayınlanarak kapsamı ve içeriği revize edilen, binalarda ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu yönetmeliği bizleri bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Yüzde 10 oranında yenilenebilir enerji kaynaklarından istifade etme zorunluluğunu devam eden “İklim Hedefleri”ne özdeş bulamadık.
Ayrıca 2023 yılından 2025 yılına kadar 5000 metrekare kapalı alana sahip binalarda 2025 yılı itibarıyla 2000 metrekare kapalı alana sahip binalarda uygulanması tanımlanıyordu. Bu durum yaklaşık olarak, büyükşehirlerdeki çift blok 200’er metrekare 5 katlı apartmanlara kadar mevzuatın genişletileceği anlamını taşıyor.
Mevzuat hükümlerine göre, bu ebatlarda inşa edilen binalarda, ısı yalıtımı ve güneş paneli uygulamaları ile yüzde on enerji üretimini, ayrıca sıcağa ve soğuğa karşı yeterli yalıtım ile tasarrufunu sağlayabilen binalar yapılması planlanıyor. Düzenlemelerin umut verici olduğunu ancak yine de tırmanan iklim ve enerji krizleri karşısında zayıf kaldığını söylemek durumundayız.
Mevzuat kapsamında bahsedilen bina kapasitesi, genellikle büyükşehirlerin merkezlerinde yer alan yapılardır. Hale hazırda 5000 metrekare ve üzeri kapalı alana sahip çok katlı gökdelenler, fabrika binaları, sanayi tesisleri, kamu kurumlarına ait binalar veya çok büyük kapasiteli otellerdir ki bunlar coğrafyamız genelinde yaygın yapılar değildir.
Büyükşehirlerin dahi merkezlerinden uzaklaştıkça ve kırsal kesime devam eden bölgelerde, ilçe merkezlerinde dahi 2000 metrekare kapalı alana sahip yapılar bulunmaz. Bu nedenle iklim ve küresel ısınma gibi özellikle enerjide dışa bağımlı ülke olmamız nedeniyle, yenilenebilir doğal kaynaklar başında yer alan, konut tipi güneş panelleri konusunda çok daha fazla yaygınlaştırıcı, teşvik edici mevzuatlar geliştirmemiz gerekir.
2019 yılında Güzelbahçe Belediyesi, çatılarında güneş paneli sistemi kurmayı taahhüt eden yeni inşaatlar için ruhsat izin onay kolaylıkları, harçlarda yüzde 25 indirim vaat etmişti. Çevreci sistemler kurgulamak için devlet teşvikleri dışında, yerel yönetimlerin de aynı ölçüde destekleyici olması gerekmektedir.
Diğer bir sorun ise halen vatandaşımızın konu hakkında yeterince bilgilendirilmemiş olması, konu hakkında aydın ve varlıklı kesim insanlarımızın dahil üzerlerine vazife çıkarmıyor olmasıdır. Bugün emlak konut piyasalarında halen yapıların özellikleri kapsamında, güneş panelleri bulunması, ısı yalıtımı gibi önemli çevreci vasıfları telaffuz edilmemektedir. Konut sahibi olmak isteyen veya yatırım amaçla mülk almak isteyen ve böyle bir ekonomik gücü olan kesim insanımız çevreci kaygılar taşımamakta, konu hakkında üzerlerine vazife çıkarmamaktadır.
Çeşme Yarımadası, Karaburun, Urla, Seferihisar, Güzelbahçe, yüzbinlerce ikinci konut, sayfiye evi, villa ile doldurulmuş coğrafyaya sahiptir. Mülklerin emlak değerleri bu gün en düşük 2 veya 3 milyon lira aralığındadır. Bunların yüzde 90’ından fazlası hiçbir çevreci kaygı olmaksızın inşa edilmiştir. En lüks, en astronomik fiyatlı villalarında alım satım bedelleri, 1 milyon Euro, 850 bin dolar, 10 milyon lira ve üzeri gibi rakamlara kadar ulaşmıştır.
Yine de hiç birinde, yenilenebilir enerji avantajlarından bahsedilmez. Günümüzde milyon euro’luk evlerin sahiplerinden, yüzme havuzunun “kış modunda” çalıştığı, ancak yine de elektrik faturasının 7000 lira civarında geldiği şeklinde serzenişler duymaktayız. Birlikte yaşadığımız kürenin bir parçası değillermiş gibi konuya kendi günlük menfaatleriyle bakmaya devam ediyor, dünyada büyüyen felakete kulaklarını tıkamakta ısrar ediyorlar.